54 Nasip et ya rab!

888 109 62
                                    

Ertesi Gün

Laia çadır içindeki telaşın dışında kalmıştı bu defa Annesi Callie ve Mori teyzesi ile hazırlık yapmaktaydı o da Moire ile Aycanın çadırında Kaftanlar ile uğraş vermekteydi. Dayısı hepsi için ayrı giysiler alınmasını emretmiş dün Yaman ile pazara inmişlerdi. Normalde Lord Harrisonun onlarla gelmesini isterdi kumaştan ve maldan ondan iyi anladığını biliyordu lakin adamlar çadırdan çıkmamakta ısrarcıydılar. Yemeği de oraya taşımışlardı. Laia onların birlikte bolca hasret giderdiklerini sohbet edecek şeylerinin çok olduğunu düşünüyordu. Genç kız dayısından herşeyin en mükemmeli olması için uzun bir nutuk dinlemiş sonunda o iri gözleri ile kendisini ikna etmeyi başarmıştı. Laia koca bir kese altın ile hazır kaftanlar elbiseler diken terzilerden güzel giysiler bol boncuklu başlıklar şifonlar satın almıştı. Elbet Moire ve Morigan teyzeye boyları pek uymamış olduğundan Aycan kaftanların altına ek yapmaktaydı. Laia ise bir süredir Moire'e neden saçlarının yapılmaması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu lakin durumdan haz etmeyen kuzenine son çare Aytuğun bu şekilde daha çok beğendiğini söylemek zorunda kalmıştı. Moire de onun için alınan güzel Turkuvaz rengi kaftanın başlığına ne kadar güzel boncuk taş varsa işlemeye koyulmuştu arkasından sallanan uzun şifona da el atmış sabahtan beri her köşesine boncuk püskül dikmeye çalışmaktaydı. Laia bu kadar süsten haz etmiyor olsa da şu durumda Moire e ses çıkartmayacaktı. Üstelik şu sıralar güzel görünmek önceliği haline gelmişti genç kızın. 

"Dikilesin Moire hatun bakayım uydu mu boyu?" Aycan başlığı bolca süsleyen genç kadına gülümsedi. 

"Moire Aycan elbisenin boyuna bakması gerektiğini söylüyor. " Laia kuzenine baktı. 

Moire tutunarak yerden kalkıp ayağa dikildi. "İyice genişliyorum... Neredeyse Aodh kadar oldum..."

"Abartma." 

"Bak kıza o da gebe. Hiç belli mi?"

"O daha yeni gebe Moire. "

Moire üzerine giydiği karamel rengi iç elbisenin öne kalkan etek ucuna bakıp "Söyle yorulmasın kumaş yetmeyecek" diye mırıldandı. 

"Böyle eyidir. Üstüne basıp düşmesin" Aycan kafa salladı. "Kaftanı da bolarttıkmıydı tamam" 

"Yoruldun Aycan" Laia iç geçirdi. 

"Olur mu hiç Leylam... Elimden başka birşey gelmez bırak edeyim" Aycan uzanıp arkadaşının kolunu sıvazladı. "Ben senin hakkını nasıl ödeyecem?"

"Ne diyor?"

Laia gülümseyerek Moire'e Aycanın ağabeyleri ile yamanı nasıl patakladığını ve ardından Aytuğ beyin karşısına çıktıklarını uzun uzun anlattı. 

"Yapacağını yapmışsın ha?"

"Bazı şeyleri öğrenene dek ortalığı epey karıştırdım." Laia dudak büktü. 

Senin gibisini ne İskoçya ne de bu Otto manlar (Osmanlar) görmemiştir bundan eminim. "

Laia kuzeninin söylemi karşısında sırıtıp yaptığı başlığı kafasına taktı. "Buradaki kadınların hepsi benim gibi" dedi iç çekerek. 

"Hepsi senin gibi olsa koca bey ne diye peşinde dolansın Laia?" Moire dudak büzdü. 

"Deli de ondan..." Laia omuz silkmesi ardından konuştuklarını Aycana çevirdi. 

"Deyesin bacına  Leylam. Mecnun mecnun olalı böyle Leyla görmemiştir. Koskoca Aytuğ beyi dile getirip dert deryasına düşürdün. "

"He!" Laia dilini şaklatıp başını öne eğerek biten kaftanları katlamaya koyuldu. 

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin