Final

2.4K 277 26
                                    


"Kızdın mı?" diye fısıldayan annem ile gözlerimi Yavuz'un üzerinden çektim. Kızmamıştım. Şaşkındım sadece. Annem hayatıma gireli birkaç ay olmuştu. Her şey çok iyi gidiyordu. Birbirimizin yaralarına merhem olmuştum adeta. Bu süreçte Yavuz'dan uzak durmak istemiştim. Ona sadece minnet duyduğum için tekrar dönerim diye korkmuştum. Ben ona aşık olmuştum. Ona baktığımda kalbim heyecanla atardı. O bana dokunduğunda tüm bedenim titrerdi. Ama o annemi buldu. Hayatımın kalan yarısını bir anda cennete çevirdi. Ve öncesinde cehennemi yaşatarak bana... Ona sadece minnet duyduğum için ya da borçlu hissettiğim için onunla bir şeyler yaşamak istememiştim. Kalbimi, kendimi dinlemem gerekti. İyi de gidiyordum. Kendi duygularımla yüzleşmeye başlamıştım ama anlaşılan annemin buna sabrı kalmamıştı.

"Eğer rahatsız oluyorsan gidebilirim," dedi Yavuz sert bir ifadeyle. Alayla gülümsememe engel olamadım. Üzerimde pijamalarım yataktan kalktım ve salona girdiğimde bir anda eski kocamı gördüm. Annemle birlikte kahvaltı masasında oturuyorlardı. Tabi benim şaşırmış olmam anormaldi. Sonuçta herkesin eski kocası her zaman kahvaltıya gelirdi.

"Rahatsız olacağımı düşünüyorsan neden geldin?"

"Annen ısrar etti."

"Sen kendinden başkalarının düşünce ve istekleri umursar mıydın?"

Oturduğu yerden kalkarak tam karşımda dikildi. "Yine başa mı saracağız? Birazdan da çocuğumuzu benim öldürdüğümü mü ima edeceksin? Zira geçmişteki konuşmalarımız hep bu şekilde ilerliyor."

Gözlerim dolmuştu bir anda. Hiç tanımadığım, varlığından dahi haberimin olmadığı ama dört gözle beklediğim bebeğim gitmişti. Bu sadece onun suçu değildi. Evet, kaza onun suçuydu ama şöyle de bir gerçek vardı veren de Allahtı alanda. Ama benim içimin yangını sönmesi için tabi ki birini suçlamam gerekti. Ve bu kişide tüm bunların sebebi olan karşımdaki adamdı.

"Annemi buldun diye minnettarım ama..."

"Ama ne Gülce? Ben anneni sana söylemeden önce sen bize bir şans daha vermeye karar vermiştin. Şimdi ne oldu? Kaç aydır perişan bir haldeyim ben. Bana kucak açmanı beklemiyorum ama beni seviyorsan benimle olmanı istiyorum."

"Ben seni tanıdığım günden beri perişan bir haldeyim Yavuz. Benim yaşamadığım acı, sınanmadığım sınav kalmadı. Ve ben senden gitmek istedikçe her zaman karşıma sen çıktın. Ben senden kaçtıkça bütün yollarım sana çıktı."

"Pişmanım Gülce. Daha ne yapayım? Nasıl anlatayım?"

"Ben..."

"Seni seviyorum Gülce."

Öylece kaldım. O kadar bir anda söylemişti ki.... Beklemediğim bir andı. Üstelik çok da samimiydi. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bende onu seviyordum. Hem de çok seviyordum.

"Yapma bunu bize..." dedi bir anda bana sarılırken. "Ben bir kere bizi mahvettim sende benim yaptığımı yapma..."

*****

5 YIL SONRA

Bir insan hem mutluluğu hem de hüznü aynı anda yaşar mıydı? Ben yaşıyordum. Karşımdaki manzara baktıkça hem gülüyor hem de ağlıyordum. Bugün dört yaşındaki kızımızın okul sonu gösterisi vardı ve babasıyla dans ediyordu. Yavuz'un bu kadar iyi bir baba olacağını hiç düşünmemiştim. Ama o gerçekten harika bir baba olmuştu. Güneş'imizin kahramanı, ilk aşkı ve vazgeçilmeziydi.

Gösteri bittiğinde herkes alkışlarken ben öylece hayran bir şekilde onları izliyordum. Herkesin salondan çıkması ile annem ile bende çıkışa gittik. Kızım ve kocamı büyük bir heyecanla beklerken önce Güneş koşarak geldi ve sımsıkı sarıldı. Pembe elbisesiyle tam bir pamuk şekere dönmüştü. Sonra sevdiğim adam geldi. Pembe gömlek ve beyaz pantolon ile her zamanki halinden oldukça farklıydı ama yine de çok yakışıklıydı. Benim ve kızımın biricik kahramanıydı. Güneşle birlikte ona sarılırken annem de gözleri dolu bir şekilde bize bakıyordu.

"Hadi Güneş gel kızım," diyen annem ile Güneş onun yanına gittiğinde kocam sadece bana kalmıştı. Bu nadir anlardan biriydi. Güneş doğdu doğalı ikisini ayırmak imkânsız gibi bir şeydi. Hayatında hiçbir zaman baba sevgisi görmemiş bir adamın böylesine mükemmel bir baba olması kalbimi okşuyordu.

"Nasıldık?"

"Harikaydınız... En iyisi sizdiniz."

Beni belimden çekip kendine yaslarken "Hayır en iyisi biziz. Sensiz asla tam olamayız," diye fısıldadı.

"Kızının yanında böyle konuşmuyorsun ama?"

"Ben çıtayı yükseltiyorum."

"O ne demek?"

"Kızım ileri de zor beğensin diye ona en mükemmel babayı göstermeye çalışıyorum."

"Hım... Neden?"

"Çünkü..." dedi ve bir eliyle yanağımı okşarken "Babası gibi bir öküz gelip de tıpkı annesi gibi olan o küçük, narin kalbini kırmasın diye..."

"Yavuz..." dedim şaşkınla.

"Öyle ama canım. Kızımın karşısına harika bir adam çıkmalı."

"Senin gibi..."

"Gülce... Öyle olmadığımı biliyorum."

"Evet, önceden böyle değildin ama ikinci baharımızdan itibaren gerçekten harika bir adam ve harika bir eş oldun."

"Çünkü seni kaybettim ve seni bir daha kaybedersem dayanamam Gülce..." dedikten sonra sımsıkı sarıldı. Bende ona sarıldım. Bende onu kaybedemezdim. Evet, kalbimde ufakta olsa bazı yaralar vardı ama o yanımda olduğu sürece yavaş yavaş o yaralarda gül bahçeleri açmaya başlayacaktı.

"Artık gitmemiz gerek," dedim istekçe. "Güneş çoktan annemi bezdirmiştir."

"İyi ki annen var..."

"Bence de..."

Annem evlendiğimizden beri bizimle yaşıyordu. Bunu istememişti ama benim ve Yavuz'un zoruyla kabul etmek zorunda kalmıştı. Tabi Yavuz annem rahat etsin diye bahçeli bir ev satın alınca her şey daha da güzel olmuştu. Hem aynı evde hem de farklı evlerde gibi olmuştuk. Bu duruma annem çok sevinmişti.

Kapıya doğru el ele yürürken mutlulukla gülümsememe engel olamadım. Sonunda çok mutluydum. Sonunda yıllardır hayalini kurduğum hayatı yaşıyordum. Ve deli gibi korkuyordum. Her anını şükrediyordum hayatımın.

"Korkuyorum bazen..." diye fısıldadım.

"Korkma..." dedi ve şakağıma bir öpücük bıraktı. "Ömrüm yettiği sürece hep yanınıza olacağım."

"Baba..." diye seslenen Güneş ile bakışlarımızı karşımıza çevirdik. Anneannesinin elini tutmuş gülümseyerek bize bakıyordu.

"Hadi geç kalıyoruz," diye bağırdı bazı harfleri farklı söyleyerek.

"Artık geç kalmak yok kızım... Öyle değil mi canım?" diye bana göz kırparken hoşça gülümsedim.

"Evet, artık geç kalmak yoktu..."

Ben affetmeyi seçmiştim ve şu an aldığım karardan asla pişman değildim. Affetmeseydim çok mutsuz olurdum. Ben mutlu olmayı istemiştim. Kimseye affet ya da affetme diyemezdim zaten birisi bana bunu söylese de onu dinler miydim bilmiyorum. Ben sadece kalbimin sesini dinlemiştim. Ve mutlu olmuştum.

SON

**********************

Merhabalar :) Ne yazık ki yaş ilerledikçe hiçbir şey planladığımız gibi gitmiyor. Özellikle de çalışan bir anne olunca öncelikleriniz değişiyor. Beni eskiden takip edenler bilir eski hikayelerimde bölüm yayınlamadığım gün olmazken şimdi bölüm yayınlayabilmek benim için çok zor olmaya başladı. İki çocuk, hastane derken koşturmaca...

Bence artık Yavuz ve Gülce için sona gelmiştik. Evet, daha uzun bir son olaiblirdi ama son iki bölüm zaten bir nevi final gibiydi. 

İnstagram adresim dilektaygun takip ederseniz sevinirim.

Seviliyorsunuz...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin