Alıntı - 2

10.2K 609 91
                                    

Gözlerini bir türlü onun üzerinden çekemiyordu. Varlığıyla kendini o kadar belli ediyordu ki... Her girdiği ortamda ben buradayım diyordu. Bu gece de aynen öyleydi. Bugün kocasının şirketinin kuruluş yıl dönümüydü. Burada olmaması gerekti. En azından Yavuz onu davet etmemişti. Buraya gelmek belki de hayatının en büyük hatasıydı ama umurunda değildi. Neredeyse sekiz aydır bir esir hayatı yaşıyordu ve artık buna daha fazla katlanabileceğini sanmıyordu. Yavuz ne kadar kabul etmekte zorlansa da evliydiler. Bu gece de burada olması gerekirdi. 

Derin bir nefes aldı. Güçlü durması gerekti. Hala onun tarafından fark edilmemişti. Etrafına dikkatli bir şekilde bakındığında Eylül ile Barış'ı gördü. Barış'ın eli her zaman ki gibi Eylül'ün belindeydi. Her zaman yaptığı gibi onu sahiplenmekten burada da geri durmamıştı. Onlara gerçekten gıptayla bakıyordu. Böyle bir sevgi sonuç olarak herkese nasip olmuyordu.

Bir anda kolunda hissettiği el ile bakışlarını hızla elin sahibine çevirdi. Kim olduğunu gayet iyi biliyordu ama ona bakmak istiyordu. Gözleri buluştuğu anda yutkundu. Lacivertleri her zamankinden daha koyuydu. Sert yüz hatları ise olabilecek en korkutucu haldeydi.

"Burada ne işin var?"

Sesi fısıltı şeklinde çıksa da tonlamalar ağır tehdit içeriyordu. Bu durumu umursamayarak hoşça gülümsedi. "Kocamın yanında oluyorum."

"Senden böyle bir şey istemedim!"

Ses tonu az öncekine göre biraz yükselmişti ama hala dışarıdan biri onları duyamazdı. 

"Kolumu acıtıyorsun."

"Soruma cevap ver."

"Gelmek istedim ve geldim."

Sözleri üzerine Yavuz kolunu bıraktı ve bir anda belinden sararak kendine doğru çekti. Tüm bedeni onun çelik gibi sert bedenine yaslandığında hissettiği acıyı görmezden geldi.

"Sana benimle oynama demiştim..." diye fısıldadı Yavuz.

"Bende sana benden boşan demiştim."

"Ama sen..." dedi ve biraz daha yaklaştı. Nefesleri birbirine vuruyordu. "İlla oyun oynamak istiyorum diyorsun... Oynayalım güzelim ama hatırlatmak isterim ki benim kaybedecek hiçbir şeyim yok!"

İşte o an Gülce öyle bir kahkaha attı ki bir kaç kişi onlara baktı. O da tıpkı kocası gibi ona biraz daha yaklaşarak bir eliyle hafifçe yüzünü okşadı. Yavuz'un şaşkınlığını çatılan kaşlarından görebiliyordu. 

"Tam aksine senin kaybedecek çok şeyin var. Arkadaşların... İşin... Benim ise senden başka hiç kimsem yok. Ve inan seni kaybetmeye de dünden razıyım."

-

Çok merak edildiği için sizlere bir alıntı bırakayım dedim :) Yazmayı özlemişim :D Yorumlarınızı bekliyorummmmm :D İnstagram hesabım : dilektaygun takibi unutmayalım, seviliyorsunuz ♥

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin