21. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.Etrafıma sardığım yorganı biraz daha çektim kendime doğru. Sırtımı yasladığım duvarın köşesini hissetmiyordum bile yorganın kalınlığından.
Dizlerimi de kendime doğru çekmiş. İyiye küçülmüştüm köşemde. Camdan içeri sızan ay ışığının cılızca aydınlattığı odamda telefonumun ekranına kilitlenmiş bir şekilde bakıyordum.
" Ya inanamıyorum! Bana süpriz doğum günü mü hazırladınız?!" Kız kardeşimin neşeli çıkan sesi dört duvarın arasında yankılanırken dudaklarımı birbirine bastırdım. Telefonumun sesi neden son ses açıktı, bilmiyordum.
" Tüm arkadaşlarımı da çağırmışsınız." Kamera bu kez de arkadaki gençlere çevrilmişti. Hepsi gözlerinin içi gülerek bakıyordu Aylin'e.
" İyi ki doğdun annesinin bir tanecik kızı." Aylin hızlıca annemin açtığı kollarının arasına girdiğinde bilinçsizce dudaklarımı dişlemeye başladığımı fark etmiştim.
Sadece iki yıl geçmişti. Onlarsız iki yıl. Yokluğum bu kadar mı çabuk unutulurdu? Bir tanecik kızım diyordu, ama iki tane kızı yok muydu? Yani en azından bir zamanlar...
Dün Aylin'in doğum günüydü. Her doğum günü çocuğu gibi o da çok mutluydu. Bu mutlu ve güzel anını takipçileriyle de paylaşmak istemişti.
Çocukken heves edip ikimizde ortak bir youtube kanalı açmıştık. Ama bir zaman sonra o kanal tamamen ona ait olmuştu. Çok fazla bir takipçisi yoktu. Yirmi bin kadar falandı.
" Yaa babam benim be!" Aylin'in yeniden neşeli sesi odanın içerisinde yankı yaparken yeniden odağımı telefona vermiştim.
Aylin bu kez de babasının boynuna atlamış ve sıkıca sarılmıştı. Bu görüntü yutkunmama neden olurken gözlerimi kırpmadan ikisini izliyordum.
Bir baba ve kızının sarılması... boğazıma bir yumrunun oturmasına neden olmuştu. Hayatım boyunca hep kardeşim ve babamın mükemmel baba kız ilişkisine şahit olmuştum.
" İyi ki doğdun güzel kızım." Saçlarına bir öpücük bıraktıktan sonra ayrılmışlardı. Bu sırada telefonumun ekranına bir yaş damladı. Yavaşça akıp gitti.
Neden kendime bu acıyı çektiriyordum? Neden sürekli Aylin'in paylaştığı her videoyu izliyordum. Neden kendimi Aylin'in yerine koyup, o sarılışın sıcaklığını hissetmeye çalışıyordum ki...
" Baba kız sohbetinizi bölüyorum ama artık pastayı mı kessek?" Annemin gülerek konuşmasının ardından Aylin de gülerek başını sallamıştı.
Babam hızlıca pastanın mumlarını çakmakla yaktığında Aylin'de masanın arkasına geçmişti. Bu sırada arkadaki kalabalığın hep bir ağızdan söylediği, iyi ki doğdun, seslerini duyuyordum.
Aylin gözlerini kapatıp bir dilek diledikten sonra hızlıca mumları üflemişti. Alkış sesleri kulaklarımı çınlatırken başımı arkama doğru yasladım ve tavana doğru diktim gözlerimi.
" Ya baba, ilk senin hediyeni açsam? Çok merak ediyorum!" Akıp giden videonun seslerini duysam da başımı eğip telefonun ekranına bakamıyordum.
Boğazım düğümlenmişti. Sesimi çıkartmıyordum. Ama yanaklarımdan süzülüp giden yaşlara da engel olamıyordum.
" İnanamıyorum! Baba! Ya sen nerden biliyordun bunu çok istediğimi? Sen mi söyledin yoksa anne?" Aylin'in cıvıltılı gülüşleri yankılanmıştı yine dört duvarımın içerisinde. Kendi evimin, benden çok kardeşimin gülüşleriyle dolması da ayrı bir ironiydi tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendi /yarı texting/
Romance05**: Öncelikle yaşanan durum için sizden özür dilerim. Adamlarım adına da kusura bakmayın meslek icabı fazlasıyla ketumdurlar. Bayılttığınız adamıma gelecek olursak, hayır katil olmadınız. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmiş şu anda hastanede iyi ol...