46. Bölüm

24.6K 962 296
                                    


46. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.

Daha fazla burada duramayacağımı anladığımda tam arkamı dönmüş gidiyordum ki Barın'ın kolumu tutmasıyla birlikte durmuştum.

Gözleri kıpkırmızıydı.

" Burdan kalbin kırık ayrılmana izin veremem."

Hiçbir şey demediğimde o konuşmaya devam etti.

" Sana her seyi anlatacağım ve sende beni dinleyeceksin. Tamam mı güzelim?"

Ben tepki veremezken o kollarımdan tutup beni koltuğa oturtmuş ve ellerimi avuçlarının arasına alıp karşımda yere eğilmişti.

Fazlasıyla dağılmış görünüyordu.

Gözlerimin içine baktı ve kuruyan dudaklarını ıslatarak konuşmaya başladı.

" Yemin ederim seni çok seviyorum. Kimsenin kimseyi sevmediği kadar çok seviyorum seni. Sen seviliyorsun bebeğim. Herkesten çok seviliyorsun. Bu hayatta hiçbir şeyden emin olmadığım kadar sana olan sevgimden eminim. Sana olan tereddütsüz aşkımdan eminim ben."

Gözlerimin içine bakarken içi gidiyordu sanki. Sesimi çıkartamadım. Ağzımı açıp tek kelime edemedim. O da birkaç saniye söyleyeceklerini toparlamak için bekledi.

" Sen gelmeden önce burada bir toplantı yapıyorduk. Balkondan fırlattığın kadın, yani Miray Hanım da, ortağı olduğum şirketin finans müdürü." Yine sessiz kaldım.

" Telefonum nasıl onun eline geçti nasıl şifremi girip sana mesaj attı yemin ederim bilmiyorum." Ardından bir şeyi hatırlamışçasına duraksadı.

" Toplantı için buraya gelen ilk kişilerden biri de Miray Hanım'dı. Ondan beş dakika sonra da kapı çaldı ve diğerleri geldi. Kapı çaldığında onları karşılamak adına odadan çıkıp aşağıya inmiştim. Bilmiyorum belki de o ara telefonumu alıp sana yazdı. Sifremi nasıl girdiği hakkında ise en ufak bir fikrim yok."

Sıkıntı dolu bir nefes daha aldı.

" Yazdıklarının hiçbir doğruluk payı yok. Attığı fotoğraftaki adamın yüzü bile gözükmüyor. Eğer o kişi ben olsam sence de özellikle yüzümü çekip atmaz mıydı?"

Kaşlarım hafifçe çatıldığında o anlatmaya devam etti.

"İki gündür gece geç saatlere kadar şirkette mesaiye kaldım. Hatta bu süreçte eve bile gelemedim, şirkette kaldım ve orda sabahladım. Bugün de eve geldim ve iki saat kadar uyudum uyumadım. Normalde toplantı şirkette olacaktı ama çok yorgun olduğum için toplantıyı evde yapma kararı aldım. Dediklerimin hepsini kanıtlayabilirim. Kamera kayıtlarına bakabilirsin."

Söyledikleri mantıklı gibiydi. Üstelik kanıtlayabileceğini dahi söylüyordu, tereddütsüzdü. Eğer o fotoğraftaki kendisi olsaydı, dediği gibi bu kızıl yaratık hasetinden gidip de yüzünü çekmez miydi özellikle?

"Ya da Miray Hanım'ın buraya birlikte geldiği patronuna da sorabilirsin. Mesajlarda iki gündür bende olduğu yazıyor ama o da diğerleri gibi birkç saat önce geldi buraya. Üstelik onlar şehir dışından geldiler. Dün İstanbul'da bile değillerdi. Sabah ilk uçakla birlikte geldiler buraya."

Yatakta da basmamıştım. Bir odada sadece baş başa olmalarını geçtim ikisi yan yana bile değildi hatta. Barın odanın bi ucundayken kadın da öbür ucundaydı.

Yutkundum hafifçe. Gözlerinin altlarında silik bir şekilde mor halkalar vardı. Uyumadığı çok belliydi. Eve öyle bir giriş yapmıştım ki gözüm hiçbir şeyi görmemişti.

Sağıma soluma bakıp da olan bitenle ilgilenmemiştim bile. Odaya girdiğim an da gördüğüm o kadınla her şey bitmişti çünkü kafamda. Kesin bir hüküm vermiş ve ona inanmıştım.

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin