48. Bölüm

19.4K 976 303
                                    

48. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.

Birkaç gün sonra~

Elimdeki alışveriş poşetleri ile alışveriş merkezinde ilerlerken biraz ileride gördüğüm sima ila kaskatı kesilmişti.

Hadi lan ordan?

Aylin?

Benim kardeşim olan Aylin hani?

Siktir!

" Abla!?"

Onunda beni fark etmesi ile sertçe yutkunmuştum. O beni görmeden önce tüymeliydim buradan ama artık çok geçti.

Onu en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyordum.

En az üç yıl olmuştu.

Büyümüştü sanki?

O hızlı adımlarla yanıma geldiğinde ben hala olduğum yerde duruyordum.

" İnanamıyorum!" Dedi bana heyecanla bakarken.

Ben de inanamıyorum...

"Abla!" Etraftaki birkaç yüz bize doğru dönmüştü Aylin'in yüksek çıkan sesi ile birlikte.

" O kadar uzun zaman oldu ki! Sana ulaşamadık. Annem ve babam senden sonra perişan oldular. Hattını da değişirmişsin. Polisi sokacaklardı araya ama sen reşit olduğun için ve bize bir veda mektubu yazdığın için olmadı. Şu anda şoktayım!"

Ardı ardına konuşmasıyla yutkundum tekrardan.

Annemle babam perişan mı olmuştu?

İşte buna gülerdim, hatta kahkaha atardım.

Aylin hâla daha yüzüme şokla karışık bir neşeyle bakarken ben en ufacık bir tepki dahi veremiyordum. Aylin'in şu anda karşımda olması ne tür bir saçmalıktı Allah aşkına?!

Bunun hiç yaşanmamış olması gerekiyordu. Aylin de, annesiyle babası da benim için artık sadece geçmişten ibaretti. Şimdi ne diye geçmişim karşıma geçmiş ve bana böyle bakıyordu?

Zorla yutkundum ve gözlerimi kaçırdım.  Ellerim ve ayaklarım tamamen buz kesmişti.

" Bunlar ayakta konuşulacak meseleler değil. Gel bi kafeye oturup konuşalım."

Dedim sakinliğimi koruyarak. Bir an önce gitmek istiyordum buradan fakat Aylin peşimi öylece bırakmazdı. Onunla oturup konuşmaya ve iyi olduğuma onu ikna etmeyi mecburdum.

Hevesle kafasını salladığında birlikte bir kafeye geçtik.

Elimdeki paketleri masanın altına yerleştirdikten sonra derin bir nefes aldım.

Kırk yılın başı alışverişe geldiğimde kardeşimle karşılaşmam ne kadar da güzeldi!

Tükürdüğümün şansı bi kerede benden yana olsa olmaz mıydı?

Gerçi hakkını yememek lazım şimdi.

Şans bir kere benimle olmuş ve bana Barın'ımı vermişti.

" Abla artık konuşacak mısın?"

Beni düşüncelerimden ayıran Aylin'in heyecanlı yüzüne baktım ve kuruyan dudaklarımda dilimi gezdirip konuşmaya başladım.

" Ne dememi istiyorsun ki Aylin?"

Ona fazlasıyla kırgındım ve pek de konuşmak istemiyordum.

Üzgünce dudaklarını büzdüğünde konuşmaya başladı.

" Sen evi terk ettiğinde annem harap oldu. Çok üzdün onu."

Derin bir nefes aldım.

Aylin böyleydi işte. Her ne olursa olsun hep annemin yanında olur ve beni suçlardı.

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin