37. BÖLÜM~
.
.
.
.
." Sen sabır ver Allahım..." kendi kendime sessizce söylendiğim sırada Nilsu'nun utana sıkıla Barın'a bakmasını izliyordum.
Barın ona karşı flörtöz, ya da çok yakın bir ses tonuyla konuşmasa da Nilsu çok sulu biri olduğu için cümleleri kendi istediği tarafa doğru çekiyordu. Aslında Barın, sadece oldukça mesafeli bir şekilde sohbet ediyordu onunla.
Başta sırf beni kıskandırmak için çoğu erkek gibi Nilsu'ya karşı yakın bir tavır içerisine gireceğini düşünmemiş değildim. Ama Barın bunu yapmamıştı. Nilsu ile sohbet etse bile gözleri çoğunlukla benim üzerimdeydi.
Zaten Nilsu'ya karşı birazcık bile flörtöz bir hava takınsaydı bir daha onun yüzüne bakmazdım.
Bu durumdaki tek sorunsa ortada kayda değer bir şey yokken Barın'ı feci şekilde kıskanıyor oluşumdu!
Göğüsümde birleştirdiğim kollarımla ikisini izliyordum.
" Soğuk birisine benziyordun uzaktan bakınca. Ama aslında hiç de öyle değilmişsin." Elbisesinin etekleriyle oynarken utana sıkıla konuşmuya devam etmişti.
" Yaa, Barın abin öyle birisidir işte. Biraz daha yakından bakarsan ne kadar sinir bozucu biri olduğunu da anlarsın." Dilime hakim olamadığım için kendime kızarken Nilsu da kaşlarını çatmıştı.
" Onu abi olarak görmüyorum." Bozularak konuştuğunda gülümsedim hafifçe. " Yani aranızda on yaş var ama sen bilirsin tabi. O ilkokuldan mezun olurken sen de embriyoluktan mezun olup fetüslüğe terfi etmiştin. Ama dediğim gibi yine de sen bilirsin yani."
Hemen yanımdaki Barın'ın gülmemek için kendini ne kadar çok kastığını biliyordum. Nilsu da biraz bozulmuştu işte.
Bir sandalyenin daha çekildiğinin, masaya birinin daha oturduğunu hissettiğimde baygınca bir bakış attım boşluğa doğru.
Biri yetmiyordu anasını satayım.
Gözlerimi bu kez de masamıza oturan yeni misafirimize doğru çevirdim. Yine bir kadın görmeyi beklerken, jöleyle arkaya yatılmış siyah küt saçları ve kahverengi gözleriyle keskin bakışlara sahip olan bir adamla göz göze gelmiştim.
Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken adam da beni incelemeye başlamıştı.
Bu sırada yanımdaki Barın'ın hafifçe öksürdüğünü işitmiştim. " Ayarsız gözlerinin cibiliyetini..." Ağzının içinde homurdanmasından yalnızca bu kadarını duyup anlayabilmiştim.
Sanırım bu kez keyiflenme sırası bendeydi?
" Selam." Dedim adama doğru.
" Bana bir dakika izin verebilir misiniz? Güzelliğiniz gözlerimi kamaştırdı zira." Çapkınca sırıttığında Barın'ın derin bir nefes aldığını işitmiştim.
Keyifle güldüm. " Vardır öyle meziyetlerim." Başımı çevirip Barın'a baktığımda düz bir ifadeyle direkt olarak karşımızdaki adama baktığını görmüştüm.
" Pare ben." Dedim yeniden adama doğru dönerken.
" İlk defa duyuyorum. Çok hoş bir isminiz var." Flörtöz bir havayla gülümsedikten sonra konuşmaya devam etti. " Cengiz bende. Tanıştığımıza fazlasıyla memnun oldum."
" Sana diyorum Barın. Duymuyor musun?" Nilsu'nun sitemli çıkan sesiyle birlikte Barın kendine gelerek ona doğru dönmüştü. " Efendim?"
" Diyorum ki, acaba biz de birlikte dans mı etsek? " Gözleriyle salonun ortasında dans eden çiftleri işaret ederek konuşmasıyla birlikte kendimi tutamayarak gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendi /yarı texting/
Romance05**: Öncelikle yaşanan durum için sizden özür dilerim. Adamlarım adına da kusura bakmayın meslek icabı fazlasıyla ketumdurlar. Bayılttığınız adamıma gelecek olursak, hayır katil olmadınız. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmiş şu anda hastanede iyi ol...