İkizler el ele merdivenlere geldiklerinde, Kar kokulu delta, ikizine konuştu.
“Anne ve babam aşağıda. Onların dediklerine kulak asma, tamam mı?”
Hayır demek istesede, ikizini üzmemek adına konuştu.
“Denerim.”
Yavaş adımlarla aşağı indiklerinde, uzun masanın sağında gördüğü yan yana oturan bedenlerle, ikizinin elini sıktı. Karşılık olarak güven verici bir el okşaması kazandı. Masadaki yerlerine ilerlerken, annesinin sesini duyduğunda adımları yavaşladı. Sakin olmak adına tırnaklarını, yumuşak avucuna batırdı.
“Kahvaltıya gelmen için illa davetiye mi gerekiyor, Lee Yongbin?”
Derince iç çekti. Mesaisinin başladığının işaretiydi bu. Bugünün planı, kahvaltıdan başlayarak anne-babadan azar işit, anne-baba tarafından sürekli azarlan, annenden ağırına gidecek bir cümle duy, tek kelime etmeden umrunda değil gibi yaparak odana git, ağlama ve sinir krizini aynı anda yaşarken, aç ve susuz bir şekilde derin bir uykuya dal, sonrasında kıpkırmızı ve şiş, iğrenç gözlerle ve de boş bir mideyle uyan.
Yongbok'un sakinleştirici feromonları biraz işe yaramıştı ki, Yongbin ağızını dahi açmaya tenezzül etmeden, ikizinin yanındaki yerini almıştı. Sağında Yongbok, solunda Taehyung abisi, onun solunda ikizi Hyunjin, onun karşısında büyükbabası ve büyükannesinin arasında oturmuş, ablaları Arden vardı. İki abisi alfa, ablaları Arden'de Vita'ydı. Abilerinin gözleri yemyeşil, ablasının gözleri en enderlerden biri olan gri, ikizinin gözleri ise maviydi. Yani anlayacağınız, iki mükemmel renge aynı anda sahip olan sadece ama sadece Lee Yongbin'di.
“Lee Minji! Torunuma laf etmen konusunda sana ne demiştim?”
Dedesinin onu savunmasına glümserken, annesinin devirdiği gözlerine anbean şahit olmuştu. Anne-babası ve halk dışında saraydaki herkes onu severdi. Halk neden sevmiyordu? Evet, önceden de söylediğim gibi. Denizin en güzel tonu ve doğa ananın ona bahşettiği en güzel yeşile aynı anda sahipti. Bu yüzden onu lanetlenmiş olarak anıyorlardı. Fakat Allah onu öyle büyük bir özenle yaratmıştı ki, kelimeler kifayetsiz kalırdı. Bulunduğu her duruma şükreden bir kuldu Yongbin. Bu yüzden, Allah'ın ona iyi bir gelecek, iyi bir yaşam bahşedeceğini biliyor, sabrediyordu. Ve haklıydı. Güzel günlerin gelmesi, çok çok yakındı. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Princess • JJK✔
Fanfictionİki büyük krallık, Lee ve Jeon krallığı. Lee Yongbin psikolojik baskı ve de fiziksel şiddet uygulayan, adını "Lanetli Prenses" olarak lekeleyen bir Anne-Babaya sahipti. Jeon Jungkook ise en iyi şekilde yetiştildi ve de veliaht olarak seçildi. Faka...