Biraz daha uyuyabilmiş ve saat tam 08:00'de kalkmayı başarabilmişti.
Yatakta oturur pozisyonda gerinirken, kapısının tıklatılmasıyla konuştu.
“Uyandım!”
“Kral Jeon çağırıyor efendim!”
“Ah, tamam üzerimi değiştirip geliyorum hemen!”
Yataktan uyuşukça kalktı ve her bir katında özenle katlanmış kıyafetlerle oldukça düzenli duran dolabının önüne adımladı.
Üzerine en sevdiği, boynunda, omuz kısmında ve önünde bezden parçalar olan beyaz gömleğini geçirmişti. Düğmeleri teker teker ilikledi ve altına siyah gri çizgili pantolonunu giydi. Gömleğini pantolonun içine güzelce soktuktan sonra, saçlarını yüzüne doğru taradı. Bu sefer ceketsiz durmak istemişti çünkü havalar ısınmaya başlıyordu ve ceket onu terletiyordu.
Kapıdan çıkıp merdivenlere yöneldiğinde, merdivenin sonunda Kral Jeon'u gördü. Oğlunu gördüğünde koşarak merdivenleri çıkan Kral, sonunda ulaştığında nefes nefese döktü kelamları dudaklarının arasından.
“Oğlum, Prenses Lee'nin kapısı kilitliymiş ve kapıya vurmalarına karşın uyanmamış. O odanın anahtarının yedeği sendeydi, sen bir bakar mısın?”
“Tabi baba, geliriz bir beş dakikaya.”
“Tamam oğlum”
Kral yeniden aşağı indiğinde, Jungkook odasına geri dönüp, Yongbin'in kaldığı odanın anahtarını aldı ve odadan tekrar çıktı.
Hızlı adımlarına tezat, çok sakindi. Kapıya vardığında, bir iki kez tıklattı ve konuştu.
“Prenses Lee, müsait misiniz? Şayet müsait iseniz, lütfen kapının kilidini açın. Aksi takdirde ben açacağım.”
Ses gelmediğinde anahtarı kilide soktu, yavaşça sağa çevirdi ve gelen 'click' sesiyle kapı kolunu aşağı indirdi. Kapıyı ittirdi ve açıldığında odaya göz attı.
Yatağın içinde minik bir yumru vardı. Sessiz adımlarla yatağa ilerledi. Örtüyü hafifçe araladı ve gördüğü sarı, uzun saçlarla istemsizce dudak kenarları havalandı. Örtüyü tamamen kaldırdı ve daha da büyük gülümsedi.
Sonrasında sakin ve huzur veren ses tonuyla minik bedeni dürttü.
“Prenses Lee, uyanın sabah oldu.”
“...”
“Prenses Lee? Uyanın hadi”
“Beş dakika daha lütfen..”
İstemsizce seslice gülerken konuşmaya devam etti.
“Prenses Lee, kahvaltı vakti hadi uyanın”
Gözleri hafifçe aralandığında sevimlice gülümsedi ve tavşan dişlerini gösterdi.
“Günaydın Prenses Lee!”
“Günaydın Prens Jeon?”
“Sizi uyandıramamışlar o yüzden ben geldim. Kahvaltı hazır, sizde hazırlanın ben kapının önünde sizi bekliyorum. Beraber ineceğiz demiştim”
“Tamam geliyorum”
Jk'in giydikleri
Selaam, bölüm zamanında gelemedi üzgünüm :(
Lavinia'larım hiç yapmak istemiyorum ama zorundayım. Artık sınırımız olacak ve o sınır geçildiğinde yeni bölüm gelecek.
Şimdi, ilk olduğu için fazla yüksek tutmayacağım.
25 oy, 45 yorum şimdilik ideal.
İyi Okumalar Lavinia'lar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Princess • JJK✔
Fanfictionİki büyük krallık, Lee ve Jeon krallığı. Lee Yongbin psikolojik baskı ve de fiziksel şiddet uygulayan, adını "Lanetli Prenses" olarak lekeleyen bir Anne-Babaya sahipti. Jeon Jungkook ise en iyi şekilde yetiştildi ve de veliaht olarak seçildi. Faka...