III.

407 47 12
                                    

Jeon Sarayı

"Hyuuung! Uyan!"

Üzerine atlayan kardeşiyle uyanmak zorunda kaldı, Jeon ailesinin biricik veliahtı Jeon Jungkook. Kardeşini üzerinden itmeye çalışırken konuştu.

"Aish! Jeongin, kalk üzerimden!"

"Uyanırsan kalkarım"

"Ah.. Aptal çocuk uyanık olmasam nasıl konuşacağım? Kalk üzerimden, dizlerin midemi deliyor!"

"Tamam tamam kkkk"

Biricik (!) kardeşi üzerinden kalkıp gittiğinde, kendi kendine söylendi.

"Ah be anne, bunu doğurduğunda doktorlar ağlaması için poposu yerine kafasına mı vurdu? Yada babam bozuk Y kromozomlarını buna gönderip, iyileri kendine mi sakladı? Nerde hata yaptınız?"

Söylenmeye devam ederken kalkıp elini yüzünü yıkadı. Üstünü çıkardı ve tamamen çıplak kalıp, kapının ardındaki bornozuna uzandı. Duşakabinin yanına asıp, kapısını açtı. İçine girip kapıyı kapattı ve suyu ayarlayıp açtı.

"Aish! Çok soğuk!"

Suyu biraz daha sıcak kısıma çevirdi ve doğru sıcaklığa ulaştığında, zaferle gülümseyerek suyun altına girdi. Saçlarını en sevdiği şampuanla yıkadı, kiraz kokulu duş jeli ile vücudunun her yerini yıkadı. Ayna şeklindeki dolabı açtı ve içinden bakım eşyalarını çıkardı. Dolabı kapatıp aynaya bakarak günlük bakımını yapmaya başladı.

(...)

Bakım rutini bittiğinde, dişlerini fırçalayıp, aşağı indi.

"Jungkook! Yeni mi uyandın?"

"Evet, canım kardeşim beni çok güzel uyandırdı (!)"

"Kkkk sakin ol. Bugün Lee krallığı yatıya gelecek."

"Siktir.. O bugün müydü!? Hazırlıklar tam mı peki!?"

"Evet koca adam, sakin ol!"

"Ne sakin olması Hoseok? Park Krallığı bizden sonra en güçlü krallık. Onlarla aramız iyi olmalı. Ayrıca sanırım onların Sigma kurduna sahip, güzel bir kızları varmış!"

"Daha görmeden aşık mı olunurmuş Jeon? Geç sofraya kkkk"

"Hey! O kişi ben isem tabi-"

Hoseok'un onu çekiştirip sofraya getirmesiyle, sakince yerine oturdu ve kahvaltısını etmeye başladı.

Lee Sarayı

"Bugün Jeon kraliyetine yatıya gideceğiz. Ama sen gelmeyeceksin."

"Lens mi taksan? Yok yok, annen haklı gelme se-"

"Lee Minji ve Lee Jingyu, buna siz değil, ben karar veriyorum. Ve tabiki torunum gelecek. O gelmezse ikinizi de almam, torunlarım ve karımla tek giderim."

"Ama baba, gözleri çok değişik!"

"Bu gözler, Rabb'inin ona hediyesi. Sadece siz aptal insanlar, bu özel ve güzel hediyeyi anlamamakta ısrar ediyorsunuz."

Büyükbabası Jihyu, torunları arasında asla ayrım yapmayı sevmezdi. Fakat, yaşadıkları yüzünden Yongbin'in üzerine biraz fazla titrerdi. Diğer torunları bunu bildiği ve büyükbabalarına destek verdiği için, aralarında haset olacağından korkmuyordu.

Cursed Princess • JJK✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin