Jungkook mutfağa geçip kendine kahve hazırlamak istemiş, fakat başaramayınca hizmetlilere seslenmişti.
Bugün hizmetlilerin izin günü olduğunu hatırladığında ise kendi kendine söylenerek çıkışa yönelmişti.
Tam mutfaktan çıktığı sırada, Yongbin önüne geçmiş ve sormuştu.
"Sorun ne Jungkook?"
"Birşey yok güzelim, sadece kahve istemiştim ama yapamadım, hizmetlilere seslendim ama bugün izin günleri olduğunu unuttum."
"Bana seslenseydin ya? Ben yaparım şimdi. Gel"
Elinden tutarak iri bedeni tekrar mutfağa sürükledi.
"Nasıl olsun? Acı? Orta? Şekerli?"
"Orta şekerli"
"Tamamdır"
Yongbin hemen Jungkook tarafından tezgahın üzerine dökülen kahveyi silmiş, yenisini hazırlamaya koyulmuştu.
(...)
Ay gökyüzünde yavaşça belirmeye, yıldızlar tekrar siyah örtünün üzerine serpilmeye başlamıştı.
Nazlı nazlı çiseleyen yağmur, toprağa değen damlacıkların da katkısı olan petikorla birleşmiş, çok sakin, sessiz ve huzur barındıran bir gece yaratmıştı.
Yağmuru seyrederken Yongbin hayal kuruyor, Jungkook Yongbin'in yaptığı kahveyi gülümseyerek yudumluyor, Arden kitap okuyor, Bangchan ve Felix sohbete devam ediyorlardı. Taehyung, Hoseok, Hyunjin ve Jeongin ise, çoktan uykuya dalmışlardı.
Odanın kapısı yavaşça tıklatıldı.
“Gel?”
Kapı açıldı ve içeriye giren beden kapıyı tekrar arkasından kapatıp, Yongbin'in yanına yerleşti.
“N'apıyorsun bakalım?”
“Yağmuru seyrediyordum. Bu havaları çok seviyorum. Hele ki o koku..”
“Evet, petikor kadar güzel kokan birşey yoktu, ama sen hayatıma girene kadar”
“Yah, deme öyle şeyler. Utanıyorum..”
Sevimli bir kıkırdama eşliğinde gelecekteki eşini kolları arasına almış, sessiz ve huzurlu bir şekilde yağmuru izlemeye devam etmişlerdi.
“Yarın seninle kasabaya inelim mi?”
'Kasaba' lafını duyduğunda, Yongbin'in suratı düşmüştü.
“Hayır, ben gelmek istemiyorum..”
“Neden?”
“Herkes hâlâ beni 'Lanetli Prenses' olarak anıyor. Ben kendime daha yeni yeni alışmışken, tekrar bozulmak istemiyorum”
“Ah güzelim benim. Lâkin seni zorlayamam, oraya duyuru yapmaya gidecektim, tek kalmaman için dile getirdim.”
“Ne duyurusu?”
Tahmin ettiği soruyu işittiğinde, gülümseyerek cevap verdi iri beden.
“Lee Yongbin'in Jeon Yongbin olacağı duyurusu?”
Pembe yanaklarla Prens'in harelerine döndü. Milyarlarca yıldız varmışçasına yanıp sönüyordu parlak hareler.
Baş parmaklarıyla kızarık yanakları okşadı Jeon. Sonrasında Yongbin'i pencereden uzaklaştırıp, yatağa yatırdı.
“Yarına kadar düşün istersen. İyi geceler cennet kokulum”
Alnına bir öpücük kondurup, odadan ayrıldı.
Yongbin ise sevdiği adam tarafından armağan edilen öpücükle, huzurlu ve derin bir uykuya daldı.
Heyt be, 23 bölüm olmuş..
Oy sınırı: 20
Yavaştan arttıralım artık<3
Okuduğunuz için teşekkürler♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Princess • JJK✔
Fanficİki büyük krallık, Lee ve Jeon krallığı. Lee Yongbin psikolojik baskı ve de fiziksel şiddet uygulayan, adını "Lanetli Prenses" olarak lekeleyen bir Anne-Babaya sahipti. Jeon Jungkook ise en iyi şekilde yetiştildi ve de veliaht olarak seçildi. Faka...