“Ama-Ama efendim biz sizleri kurtarmaya çalışıyoru-”
“Yeter! Hiç kimse benim gelecekteki aile üyeme bir kelâm edemez. Şimdi, ya aklınızı başınıza toplayın, yada sarayımdan defolun. Aksi taktirde dediğimi yapacağım.”
“Peki, kralım. İyi akşamlar, rahatsızlık verdik, kusura bakmayınız. Yürü Seojoon.”
İkili hızlıca yerlerinden kalkmış, kral ve kraliçeye baş selamı verip, koşar adımlarla saraydan çıkmışlardı.
Kral sinirlerine hakim olmaya çalışırken, Kraliçe, oğluna ve gelinine bakmak için üst kata çıkmıştı.
İlk önce Yongbin'e bakmak istemişti. Yongbin'in odasına girip, yatağına yaklaştı fakat, örtünün hiç bozulmadığını fark etti. Sonrasında gelen hışırtılarla, balkona ilerledi.
İkisinin de yere yapılmış, etrafı ışıklarla kaplı yatakta yattığını görünce gülümsemiş ve oradaki battaniyeyi üzerlerine sermişti.
“Umarım o kadın ve adam, sizi ayıramaz. O kadar güçlenin ki, kimse size kötü bir kelâm edemesin yavrularım. Özellikle sen, Yongbin. Jungkook'un senin üzerine titreyeceğine adım kadar eminim. Fakat o her zaman yanında olamayabilir. Sende onun on katı gibi güçlen ve kimsenin seni ezmesine izin verme güzel kızım.”
Duymayacaklarını bile bile içindekilerini döküp, kocasına bakmak için aşağı kata geri döndü.
Bir sağa bir sola giden kral için sakinleştirici feromonlarını devreye sokmuş, güzel lavanta kokusunun her yere yayılmasını sağlamıştı.
Adımları yavaşlayan kral, bir süre sonra durdu. Eşine baktı ve onu yanına çağırdı.
“Çocuklara baktın mı? Birşey duymamışlar değil mi?”
“Baktım baktım, uyuyorlardı”
Derken gülümsedi. Kralın kaşları havalanmıştı.
“Birlikte mi?”
“Evet”
“Nerede?”
“Yongbin'in odasındaki balkonda”
“Ah minik yavrular, çok hızlı büyüdüler ve evlenecekler..”
“Değil mi?”
“Gerçek dışı gibi, daha şu kadardı kerata, ne ara bu kadar büyüdü de aşık oldu?”
“Eh, şimdi de şu kadarcık torunlarımız olacak, Kralım”
“Öyle hanım, öyle. Hâlâ inanamıyorum, dede olacağım ilerde..”
Kral ve Kraliçe bunun gibi birçok şey söylerken, odalarına ilerliyorlardı ki, bir kapıyı aralık görmüşlerdi. Bu oda, Prenses Arden'in odasıydı. O kapısını kapattı diye anımsadıkları için bakma gereksinimi duymuş ve kapıyı daha da aralayıp, içeriye bakmışlardı.
Prens Seokjin, Prenses Arden'in odasında, Arden'in başında bekliyor, fısıldayarak onunla konuşup, saçlarını okşuyordu.
Kral ve Kraliçe gülümseyerek geri çekilmişlerdi.
“Sanırım Lee krallığından alacağımız tek gelin, Yongbin olmayacak hanım”
“Bence de”
Madem oy gelmiyor, n'apalım atacağız artık, çürüdü çünkü taslakta!
Oy sınırı: 18
Tekrar düşürdüm :(
Okuduğunuz için teşekkürler!✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Princess • JJK✔
Fanfictionİki büyük krallık, Lee ve Jeon krallığı. Lee Yongbin psikolojik baskı ve de fiziksel şiddet uygulayan, adını "Lanetli Prenses" olarak lekeleyen bir Anne-Babaya sahipti. Jeon Jungkook ise en iyi şekilde yetiştildi ve de veliaht olarak seçildi. Faka...