2.3 rasmus højlund.

1.7K 43 63
                                    

~ne yazık ki, çıkmaz sokak kalbim sana~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~ne yazık ki, çıkmaz sokak kalbim sana~

Son olarak üstüme Man United formasını geçirdiğimde hazırdım. Kardeşimin odasına gittiğimde onunda hazırlandığını görmüştüm.

"Hazırsan gidiyoruz?" Gülümsememe karşılık vererek koşarak yanıma gelmişti.

Kardeşim büyük Manchester United hayranıydı. Özellikle de eski sevgilim Rasmus sayesinde. Bugünde onun yoğun istekleri üzerine maça gidiyorduk. Daha küçüktü ve onu kırmak istemiyordum, bu yüzden beraber gitmeyi kabul etmiştim.

•••

Tribünlerde yerimizi almıştık. Daha önce de olduğu gibi en önde oturuyorduk.

"Abla?" Kardeşimin sesiyle ona dönmüştüm.

"Rasmus nerede?" Duraksadığımda etrafa bakmak için kafamı kaldırmıştım. Oyuncular sahaya çıkarken arkada onu da gördüğümde gülümsemiştim. Elimle o tarafı göstererek konuşmuştum.

"Bak orada." Heyecanla o tarafa döndüğünde gülmüştüm.

"Rasmus!" Kendi kendine bağırmaya başlamıştı. Önceden de böyle yapardı. Genelde onu hep görürdü ve el sallardı ama bu sefer görmemişti. Sahaya başı eğik bir şekilde çıkmıştı ve bir kez olsun kaldırmamıştı.

Maç başladığında Rasmus'un eskisi gibi olmadığını fark etmiştim. Ayrıldığımızdan beri maçları takip etmiyordum. Performansındaki değişiklikleri de bilmiyordum bu yüzden. Ama şu an anlıyordum ki ayrılmak ona iyi gelmemiş, bana gelmediği gibi.

Son dakikalar da oynandıktan sonra ilk yarı bitmişti. Teknik direktörün Rasmus'u çağırdığını görmüştüm. Yedek kulübesinin arkasında, biraz daha yan tarafında oturuyorduk. Bu tarafa geliyordu ama bizi hiç görmüyordu.

"Rasmus!" Kardeşimin sesi kulağımı ağrıttığında elim kulağıma gitmişti.

"Abla bak Rasmus buraya geliyor!" Dediği şey ile kafamı kaldırdığımda gerçekten de bu tarafa geldiğini görmüştüm. Yüzündeki gülümsemeyi uzun zamandır görmüyordum, onun her şeyine hasrettim ben.

"Naber yakışıklı?" Kardeşime sarılıp kucağına almıştı. Gözleri beni bulduğunda ben zaten ona bakıyordum.

"Selam." Başıyla selam vermişti.

"Y/N, biraz konuşalım mı? Buna gerçekten ihtiyacım var." Gözlerindeki özlemi görebiliyordum. Ve bu özlemin bana olduğunu da biliyordum. Gözlerim onun boynuna sarılmış bir şekilde bekleyen kardeşime takılmıştı. O da ne düşündüğümü anlamıştı.

"Merak etme, bu küçük beye bakacak birileri var." Güldüğünde cevabım ona gülmek olmuştu. Kucağındaki kardeşimle yedek kulübesinin oraya gidip arkadaşları ile bir şeyler konuşup kendisi geri dönmüştü.

Normalde hep beni kucaklayıp sahaya indirirdi ama eskidendi. Sanırım dolaşarak gitsem ve soyunma odasında buluşsak daha iyi olurdu. Ayaktayken yönümü değiştirmiş gidiyordum ki bana seslenmişti.

"Nereye?" Kollarını korkuluklara yaslarken sorgularcasına bana bakıyordu.

"Nasıl nereye?"

"Gel buraya Y/N, çok zamanımız kalmadı." Kollarını açıp beni beklediğinde itiraz etmemiştim. Haklıydı, fazla zamanımız kalmamıştı. Yanına gittiğimde beni koltuk altlarımdan tutarak kucaklamış ve sahaya indirmişti. Başka bir şey konuşmadan o önden giderken ben de arkasından onu takip etmiştim.

Beni ilk bulduğu odaya çekip kapıyı da kapatmış, ardından da kilitlemişti. Bana döndüğünde ondan başka her yere bakıyordum.

"Y/N." Ona baktığımda düşünceli gözleriyle karşılaşmıştım.

"Sen beni hâlâ seviyor musun bilmiyorum ama..." Devam etmeden önce bir cevap bekledi benden. Ama ben de onun sorusunun cevabı yoktu.

"Ben seni hâlâ çok seviyorum. İnan bana, ben sensiz yapamıyorum." Elleri ellerime uzanmıştı. Ellerimi okşarken gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.

"Sensiz uyuyamıyorum, sensiz gülemiyorum, sensiz nefes alamıyorum ben. Y/N ben sensiz futbol bile oynayamıyorum. Ben sensiz yapamıyorum. Eskisi gibi olalım istiyorum, eğer sen de istersen?" Gözümden akan yaşı eliyle silmişti. İki eliyle yüzümü avuçlamıştı. Cesaretimi toplayıp kafamda ne hissettiğimi iyice tarttım. Onu hâlâ seviyor muyum?

"Rasmus ben, seni hâlâ seviyor muyum emin değilim, ama ben de eskisi gibi olalım istiyorum." Az da olsa gözlerinin parladığına şahit olmuştum bu dediklerimden sonra. Ondan önce davranıp dudaklarımızı birleştirmiştim. Büyük bir hasretle öpüyorduk bir birimizin dudaklarını.

Dudaklamızı ilk birleştiren olduğum gibi ilk ayıranda ben olmuştum.

"Artık gitmen gerekiyor?" Yanaklarımı okşarken bana cevap vermişti.

"Biliyorum. İyi izle, sevgilin senin için gol atacak." Göz kırptığında hayranlıkla ona bakıyordum.

"Ben pek emin değilim?" Alay eden ses tonuma ayak uydurmuştu.

"Sen sevgiline destek ol yeter, gerisini bana bırak." Gülerek yanağına bir öpücük kondurmuştum.

"Bu kadarı sana yeter de artar bile. Haydi göreyim seni. O golü atacaksın Rasmus Højlund!" Gülerek kapıya yönelmişti. Kilidi açarken hâlâ bana bakıyordu.

"Seni seviyorum!" Güldüğümde benden cevap bekleyen sevgilime istediği cevabı vermiştim.

"Ben de seni seviyorum!"

***

hellöö ben geldimm

derbi için heyecanlı mıyız ???

fred ve becao yok ama ben yine de kazanacağımıza inanıyorum!

daha başka bir şey demeden Allah utandırmasın diyorum ve gidiyoruum

oy ve yorum yapmayı unutmayınn

@ddeuslray

bunu birde burdan paylaşayım o zamannn :))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bunu birde burdan paylaşayım o zamannn :))

imagine with footballersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin