Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~sen benim diğer yarım~
Hızlı hızlı yürürken yanlışlıkla birine çarpmıştım. Daha doğrusu o bana çarpmıştı. Çarpışmamız yüzünden elimdeki dosyaları yere düşürmüştüm.
"Pardon, kusura bakmayın." Bana çarpan kişinin ne dediğini dinlemeden hemen yere eğilip dosyaları toplamaya başlamıştım. O da eğilip yardım ettiğinde dosyaları beraber toplamıştık. Teşekkür etmek için kafamı kaldırdığımda bana çarpan kişinin Ziyech olduğunu görmüştüm. Ağzım açık kaldığında o da bu tepkime gülmüştü. Kendi ayağa kalkıp sonra da benim elimi tutmuş ve beni de kaldırmıştı.
"Asıl siz kusura bakmayın, acelem varda." Sorun değil anlamında kafasını salladığında gülümsemekle yetinmiştim.
Galatasaray da tercümanlık yapmak için başvuru yapmıştım ve bugün de başvurumun kabul edildiğine dair bir mesaj atmışlardı. Görüşmek için çağırmışlardı ve ben her yere geç kaldığım için buraya da geç kalmıştım.
"Kendimi size nasıl affettirebilirim?" Şaşırdığımda o ise bana beklentiyle bakıyordu.
"Şu an gerçekten çok acelem var." Üzüldüğünü belirten bir surat ifadesi yapmıştı.
"Bir daha sizi görebilecek miyim?" Bu dediğiyle gülmüştüm. Neden güldüğümü anlamadığı için bana eşlik etmemişti.
"Merak etmeyin, artık çok sık görüşeceğiz."
"O ne demek?"
"Şöyle ki, Galatasaray da tercümanlığa başlıyorum. Şu an da görüşmeye yetişmeye çalışıyorum aslında, biraz geciktim de."
"Sen ciddi misin? Çok sevindim." Gerçekten de sevinmişti. Heyecanından belli oluyordu. Neye sevinmişti bu kadar anlamamıştım ama, gülümsemesi benim de yüzümde bir tebessüm oluşmasını sağlamıştı.
"Numaranı alabilir miyim?"
"Tabii."
"Bir de nasıl kaydedeyim?" Ona numaramı ve adımı söyledikten sonra vedalaşıp ayrılmıştık.
•••
Çalan telefonumla kimin aradığına bakmıştım. Bilinmeyen bir numara olunca kaşlarım çatılmıştı. Açıp telefonu kulağıma dayamıştım.
"Buyrun?" Karşı taraftan gelen sesle heyecanlanmıştım.
"Benim, Hakim. Bugün karşılaşmıştık."
"Evet, hatırlıyorum. Neden aramıştın?"
"Aslında, seni yemeğe çıkartmak istiyorum. Biliyorum çok ani oldu bu, kendimi affettirmek için ama. Kabul edersen çok mutlu edersin beni." Açıkçası şaşırmıştım. Hemen bugün böyle bir teklifte bulunacağını düşünmemiştim.
"Daha yemek yememiştim, tam zamanında aradın biliyor musun?" Karşıdan gülme sesi geldiğinde ben de gülmüştüm.
"O zaman yarım saate alırım seni?"
"Olur, konumu atıyorum." Beni onayladığında telefonu kapatmıştım. Hemen dolabımın önüne geçip güzel bir elbise aramaya başladım. Kafama yatan şeyler bulduğumda üstümü değiştirip makyajımıda yapmıştım.
Tüm işlerimi bitirip ayakkabımı da giydiğimde evden çıkmıştım. Hakim'in çoktan geldiğini ve beni beklediğini gördüğümde gülümsemiştim. Ona seslendiğimde benim olduğum tarafa dönüp bana bakmıştı.
Beni baştan aşağı süzdüğünde büyülenmiş gibi bakıyordu.
"Çok güzel görünüyorsun Y/N."
Bu dediğine gülmekle yetindiğimde çok beklemeden bana kapıyı açmıştı. Kısaca teşekkür edip arabaya binmiştim.
"Nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz." Arabayı sürerken kısa bir anlığına bana dönmüş sonra da tekrar önüne dönmüştü.
Biraz zaman sonra lüks bir mekana gelmiştik. Kapımı açıp indiğimde aynı şekilde o da inmişti.
"Güzel yermiş." Gülümseyerek yanıma gelmişti. Koluna girmem için uzattığında ben de gülerek girmiştim.
Beraber içeri girdiğimizde bir masaya oturup siparişlerimizi söylemiştik. Beklerken onunla zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştim. Bana bakışları çok farklıydı. Uzun zaman sonra değerli bir şeyini bulmuş gibiydi sanki.
•••
Evimin önünde durduğunda ona dönmüştüm.
"Bu gece için teşekkür ederim, güzel bir geceydi."
"Asıl ben teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettin." Söyleyecek bir şey kalmadığında kapımı açıp inmiştim. Kapıyı geri kapatmadan önce ona baktığımda yine gözlerindeki o bakışı görmüştüm.
"O zaman yarın görüşürüz?"
"Görüşürüz." Kapıyı kapatıp eve girdiğimde o da artık gitmişti.
Belki de hayatımın en garip günüydü, ama içimden bir ses Hakim ile aramızda yaşananların basit bir arkadaşlıkla kalmayacağını söylüyordu.