0.6 kerem aktürkoğlu.

3.7K 80 79
                                    

~ben sende yandım-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~ben sende yandım-

🪄

Kerem'in verdiği röportajı başa sara sara izliyordum. Kaçıncı izleyişim saymayı bıraktım artık. Her anınında fotoğrafını çekiyordum sanki videosu yokmuş gibi.

Ben Kerem'e dalmışken kapı çalmıştı. Gidip baktığımda Kerem olduğunu görünce kapıyı direkt açtım. Ayakkabılarını çıkartıp içeri girdi.

"Hoşgeldin."

"Hoşbuldum." Kollarını belime doladığında çok sıkmadan hafif bir şekilde sarılıp kafasını da boynuma yaslamıştı. O derin nefesler alıp verirken sarılışımızı bozmadan ayağımla kapıyı kapatmaya çalışıyordum. Benim ne yapmaya çalıştığımı  anlayınca kendi ayağıyla kapıyı kapatmıştı.

"Çok yoruldun mu?" Yorulduğu belliydi. Ayakta zor duruyordu.

Bana cevap vermeden kolları belimde sarılıyken beni kendisiyle beraber salona getirdi ve koltuğa oturttu. Kendisi de ceketini çıkartıp bir yere fırlattıktan sonra koltukta dizime yatmıştı. Gözleri televizyona kaydığında ben de o tarafa bakmıştım. Televizyonda hâlâ Kerem'in röportajı açıktı.

"Beni mi izliyordun?" Gülerek söylediği şeye ben de güldüm.

"Her zamanki gibi." Gülümsemesi büyüdüğünde içim bir hoş olmuştu. Gülüşü bana huzur veriyordu.

Ellerimle saçlarını okşamaya başladığımda gözlerini kapatmıştı. Her zaman derdi, saçlarıyla oynanması onu mayıştırıyormuş. Şu an dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bunu anlayabiliyordum. Hiç konuşmadan öylece yatmıştı, ben de aynı şekilde hiç konuşmadan orada oturmaya devam ettim. O rahatsız olmasın diye, hiç kıpırdamadan.

Biraz öyle durduktan sonra koltukta dönerek yüzünü bana doğru çevirmişti. Başı hâlâ dizlerime yaslıyken gözlerini gözlerimle birleştirmişti.

"Yorgunsun, yatağa gidelim?" Kafasını hayır anlamında salladığımda başka bir şey dememiştim. Böyle rahatsa böyle kalırdık. Saatlerce, günlerce.

"Korkuyorum." Bu ani itirafıyla kaşlarımı çatmıştım.

"Niye?" Gözlerini gözlerimden ayırdı ve bir kere daha kapadı.

"Yarın önemli bir maça çıkacağız. Ama ben kötü oynayıp takımı batırmaktan korkuyorum. Milli takım bu Y/N. En küçük hatamda takımı da batırmaktan korkuyorum."

"Kerem..." Gözleri hâlâ kapalıyken sessiz bir hırıltı çıkmıştı ağzından.

"Ben sana güveniyorum, inanıyorum. Sen elinden geleni yapıyorsun, hatta daha fazlasını. Bundan bir şüphen mi var?" Gözleri açıldığında gözlerimiz bir kez daha buluştu.

"Hayır."

"E o zaman? Neden korkuyorsun?"

"Elimden geleni yapıyorum, eyvallah. Ama ya bir hata yaparsam?" Başını dizimden kaldırıp koltukta doğrulduğunda oturur pozisyona gelmişti.

"Kerem. Eğer hata yapmaktan korkarsan, hata yaparsın. Hata yapmaktan korkma. Hata yapmazsan nasıl daha iyisi olacaksın? Ben sana inanıyorum, eğer bir hata yaparsan, toparlayıp daha da iyisi olabilirsin. Bu yüzden hata yapmaktan korkma..."

Kucağında birleştirdiği ellerini tuttuğumda bana baktı. Yüzünde beliren tebessümle ben de gülümsemiştim.

"Öyle mi diyorsun? Sence başarabilir miyim?" Masum masum sorduğu soruyla gülmüştüm.

"Tabii ki Kerem. Sen benim sevgilimsin, tabii ki başaracaksın." Alayla söylediğim şeyle o da gülmüştü.

"Ciddi soruyorum." Gözlerinde ki korku az çok gitmiş olsa da yine de tam gitmemişti. Bunu anlamıştım.

Ellerini bırakmadan konuşmaya devam ettim. "Kendine güven Kerem. Tek çözümü kendine güvenmen. Sen çok yeteneklisin. Bu zamana kadar nelerin üstesinden geldin. Bu ne ki? Sen takımını batıran kişi değilsin, hiç bir zaman olmadın, hiç bir zaman da olmayacaksın. Sen bu takımın her şeyisin Kerem. Hem, hiç bir maç oynanılmadan kazanılmıyor, değil mi?"

Beni sessizce dinlerken son da dediğim şeyle genişçe gülümsemişti. Röportajında söylediği şeyi ona söylemiştim.

"Öyle. Teşekkür ederim sevgilim. Sen olmasan ne yapardım inan bilmiyorum." Elini yanağıma koyup orayı okşadığında benim de yüzümdeki gülümseme büyümüştü. "Asıl ben sen olmadan ne yapardım..." Gülerek yaklaştığında daha fazla yaklaşmasına gerek kalmaması için dudaklarımızı birleştiren taraf ben olmuştum.

En sevdiğimizdi, birbirimizin gülüşünden öpmek...

***

sırf bu bölüm için gittim ve o röportajı izledim...

kerem bana gerçektende her maç öncesinde tereddüt eden, elinden geleni yapamamaktan korkan biri gibi geliyor, eğer gerçekten öyle düşünüyorsa da umarım bir an önce bu düşünceden kurtulur, çünkü gerçekten çok yetenekli biri...

oy ve yorum yapmayı unutmayınn


bunu da bırakıp kaçıyorum hadeee

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


bunu da bırakıp kaçıyorum hadeee

imagine with footballersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin