-
Kalbimdeki yükle yalnız kalmıştım. Kepengi çektiğimde karanlık caddeye gömülmüştüm resmen. Kendim o kadar alçalmış hissediyordum ki! Elimde sıkıca tuttuğum çanta içinde duran para beni kahretmişti ama kardeşlerimi mutlu edebilirdi. Onlar da diğer yaşıtları gibi hissedebilirdi. Bana küsmezlerdi, kızmazlardı. Yavaş adımlarla eve doğru giderken gördüğüm mini market halen açıktı. Kendi kendime sakin olmamı söyleyerek oraya ilerledim.
"İyi akşamlar." dedim kasadaki kadına. Kadın da beni başıyla onayladığında etrafa baktım, ne istediler acaba da alamadım diye. Arka reyona doğu ilerleyip kahvaltılık çikolatalara baktım en ucuzuna uzanıp elime aldım. Bu sabah çikolata yemek onları mutlu edebilirdi. Kasaya doğru ilerleyip kadına uzattım aldığım çikolatayı.
"Başka bir isteğiniz var mı? İndirimde ürünlerimiz var." dediğinde kasanın arkasında duran jelibon kutusuna baktım.
"Jelibondan alabilir miyim?" dediğimde kafasıyla onaylayıp bir tane verdi.
"82Tl." dediğinde elimi çantama çıkarıp 200'lüklerden bir tane çekip kadın verdim. Kadından artanını alıp tekrar eve doğru yürümeye başladım.
Eve ulaştığımda bizim evin ışıkları hala yanıyordu. Onlara ufak bir jelibon da almıştım ve bu onları gerçekten mutlu edeceğini biliyordum. En son ne zaman yemişlerdi ki? Apartmanın içine girdiğimde hızlı adımlarla kapıya gelip çaldım. Çok sürmeden bir koşuşturma olup kapıyı açtılar. Aslında yedek anahtarım vardı ama geldiğimi anlamaları için çalmıştım.
"Abla!" diyerek dizlerime sarıldı Yonca.
"Ablasının balı!" diyerek eğilip kucağıma aldım ve içeriye girdim. Çınar ve Akasya yere yüz üstü yatmış ve önlerinde duran kitaplarını çözüyorlardı.
"Bitmedi mi ödeviniz?" dediğimde ikiside önce birbirine baktılar. "Ne yaptınız?" diyerek gözlerimi onlara diktiğimde Yonca konuştu.
"Film izledik." dediğinde kafamı salladım.
"Film gecemiz Cuma değil miydi?" diyerek onlara döndüm.
"En sevdiğimiz film oynuyordu." diye mırıldandı Çınar. Ses çıkarmadan Yonca'yı yere indirdim ve o sırada koltukta uyuyan Yosun'u gördüm. Üzerine bir tane ceket örtmüşlerdi.
"Size hediyem var." diyerek poşeti salladım.
"Meyveli kekten var mı?" diyerek yerinden kalktı Çınar. Kafamı olumsuzca sallayınca yüzü hafif düşse de gelip poşeti elimden alınca şaşkınca dudakları ayrıldı.
"Bir sürü jelibon!"
"Jeli!" diye bağırdı Yonca
"Çikolata da var!" diye gözlerini kocaman ayırdı Akasya.
"Çikolatayı sabahları yersiniz dedim." diyerek kendimi koltuğa bıraktım. "Jelibonunda bir tanesini Yosun'a ayırarak yiyebilirsiniz." dediğimde Çınar güldü. ve paketi açıp bir tane aldı.
"Hepsini yemeyelim, okula da götürüz." dediğimde gülümsedim. İçinde bir avuç jelibonu bile paylaşarak yemeyi öğrenmişlerdi. O jelibonun tadını bir günde bitirmek istemiyorlardı.
"Ben bir tane yerim, yarın da yerim." diyerek seçtiği paketi açtı Çınar.
"Bende!"diyerek içinden bir paket aldı Yonca.
"Hepsi farklı, hepimiz kendimizkinden birer tane birbirimize verelim mi?" dediğinde kafamı koltukta geriye attım. Ağlamak istemiyordum ama bugün gerçekten boktan bir gündü. Kardeşlerim için aksi olsa bile benim için çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Begonvil
Любовные романы"Devrim biraz sert biridir." Dedi ve iç çekti. "Şu hasta olduğu dönemlerde bu daha da arttı..." diye devam edince araya girdim. "Bana karşı gayet kibar." Dediğimde kafa salladı. "O benim kardeşim her zaman onun isteklerini..." dediği anda elimi ma...