Begonvil - 21

2K 162 20
                                    

~

Her şey görünürde bir düzene binmiş gibi görünmesi için eve geri dönmüştük. Devrim odasındaydı bende salonda ve diğer herkes için bazı şeyler normaldi. Normal olmayan şeylerden biri de beklediğimiz nakildi. Büyük stresli bir bekleyiş... Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Bende herkes gibi normale dönmeli miydim? Dönemiyordum ki her an tetikte duruyordum, Devrim'e sarılarak yürüdüğüm o koridordaki korkumu bir tek ben biliyordum.

"Begonvil hanım?" Arkamdan ses gelmesiyle irkildim. Yeliz elindeki telefonu bana uzattı. "Mutfakta unutmuşsunuz, çaldı." Dediğinde teşekkür edip telefonu alıp ekrana baktığımda bir arama bir mesaj vardı. İkisi de Zafer'den gelmişti. Onunla konuşmayalı gerçekten uzun zaman olmuştu.

"-Napıyorsun diye aradım müsait olunca dönersin." Yazıyordu. Zaten müsaittim. Aramaya tıklayıp tekrar aradım onu.

"Vil?" Gelen sesle gülümsedim.

"Zafer, naber?"

"İyidir kızım, görüşemiyoruz." Dediğinde iç çektim. Eski hayatımdan tek özlediğim şey Zaferle konuşmak olabilirdi.

"Evet, yoğun buralar." Diyerek nefes verdim.

"Bir sorun var mı? İyi misin?"

"Ben iyiyim." Dedim ve içimden 'Keşke Devrim de iyi olsa' diye geçirdim.

"Gelsene kafeye, konuşuruz." Dediğinde iç çektim. Devrim'i evde tek bırakmak istemiyordum ama onu da görmek çok istiyordum.

"Bilmiyorum ki... bakayım duruma göre gelirim." Dediğimde onaylar bir ses çıkardı ve vedalaşıp kapattı. Yerimden kalkıp yukarıya Devrim'in odasına ilerledim. Odaya girdiğimde bilgisayarı kucağına almış bir şeylerle uğraşıyordu.

"Nasılsın?" Diyerek odaya girdim. Gözleri bana geldi ve gülümsedi.

"İyiyim, gelsene." Diyerek yan tarafı gösterdi. İlerleyip yatağın boş tarafına oturdum. "Bak!" Diyerek ekranda bir yeri gösterdi. Bir dergi sayfasıydı. "Sezonun çiçeği; Begonvil!" başlığı yazıyordu. Altında ise o gün gördüğümüz kıyafetlerin resimleriyle doluydu.

"Çok güzel!" Diyerek ekrana bakarken yavaşça aşağıya kaydırdı. "Eşim Begonvil Deniz Atasoy'a beslediğim sevgiyle buluşturdum sizi" yazılı bir alt başlık vardı. Onun hemen yanında ise sahnede ona şaşkınca baktığım bir kare fotoğraf vardı. "Devrim!" Diyerek elimi resime uzattım. "Bu biziz!" Diyerek ona döndüm.

"Sende beğendiysen onay vereceğim." Dediğine onaylar şekilde salladım kafamı.

"Bu çok güzel!" Diyerek güldüğümde o da güldü. Önüne dönüp bilgisayarda tekrar bir şeyler yaparken onun o ciddi ifadesiyle yazışını izledim. Hafif dağılan saçları, kirli sakalı ve yorgun gözleriyle ilk tanıştığımdaki adam gibi değildi. O adam bana yorgun gelmişti, şimdi ise ondan daha yorgundu.

"Bana öyle bakmayı sürdürecek misin?" Diyerek bilgisayarı kapatınca gülerek yerimde doğruldum.

"Nasıl?" Dediğim sırada bilgisayarı yanındaki komidin üzerine bıraktı.

"Güzel..." diyerek bana döndü. "Çok güzel bakıyorsun." Dediğinde gözlerimi kaçırdım. "Bundan sonra nasıl olur bilmiyorum ama..." gözlerimi tekrar ona çevirdim.  "Bana böyle baktığını gördüğüm için bile mutluyum." Dediği anda kalbime bir ağırlık çöktü. Uzanıp kollarımı ona sardım.

"Daha göreceğimiz güzel günlerimiz var Devrim."

"Öyle umuyorum." Diyerek sıkıca sardı beni.

"İnan." Diyerek kendimi geri çektim. Gözlerimi onun gözlerine sabitledim.

"İnanıyorum." Diyerek geri çekildi ve yatakta uzanır pozisyona geçti. O sırada telefonuma mesaj gelmesiyle ekrana baktım. Zafer mesaj atmıştı.

BegonvilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin