Begonvil - 20

2.2K 190 34
                                    

Üzerimdeki ağırlık yetmezmiş gibi Hande hanım da üzerime laflarıyla binmişti. Yanlış anlaşılmış mıydım yoksa öyle lanse edilmeye mi çalışıldım pek emin değilim ama bu noktada üzüldüğünü düşündüğüm tek kişi Devrim'di. O yanımızdan gidince peşinden ilerlesem de konuşmamıştı benimle sonra odaya geldiğmizde ise uyumuştu. Ben boş boş bir süre oturup sıcak bir şeyler almak için odadan çıktım.

İçimdeki burukluk beni ezip geçirmişti. Onun kalbini kırdığım düşüncesi bana ağır geliyordu. Karşılıksız bıraktığımı düşündüğüm noktalar bile canımı sıkarken onun kalbinin benim yüzümden kırıldığını düşünmek canımı acıtıyordu.

"Begonvil?" gelen sesle irkildim ve masada bir bilgisayarla uğraşan Cihat'ı gördüm. Onun oturduğum masaya ilerledim."İyi misin?" dediğinda kafa sallayarak masaya oturdum.

"Napıyorsun?" dediğimde bilgisayarı işaret etti.

"Son revizelere bakıyordum." dediğinde anlamasam da kafa salladım. "Devrim uyuyor mu?"

"Evet." diyerek derin bir nefes aldım. "Üzdüm galiba onu." dediğimde kaşları çatıldı."

"Sen mi?" dediğinde kafa salladım.

"Bizim aramızda bir şeyler olduğunu düşünüyor sanırım." dediğimde kaşları çatıldı ve bilgisayarı kapatıp bana bakmaya başladı.

"Annemin sözü üzerine mi?" dediğimde kafamı olumsuzca salladım.

"Önceden de bana sordu." dedim ve gözlerimi ondan kaçırıp başka yöne bakmaya başladım. Aramızda bir şeyler geçmişti ama ben aldığım o veda Begonvili ile birlikte Cihat'ı gömmüştüm. Ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım belki ama bitmişti. Bu konuda suçlu değildim. Devrim'i öğrendikten ve onunla bir hayata karar verdikten sonra benim için Cihat defteri kapanmıştı. Beynimde bunun için pek çok savaş versem de öyleydi.

"Sen ne dedin?"

"Ne dememi isterdin Cihat? Bana karşı tavrından bahsetse miydim?" dediğimde gergince yerinde toplandı.

"Begonvil..." dediğinde devam etmesini istemediğim için yerimden kalkıp kantin tarafına ilerledim.

"Bir sade kahve alabilir miyim?"

-

Akşama doğru Mehmet gelip beni eve götürmüştü ve bugün refakatçi olarak kendisinin kalacağını söylemişti. Israrla kalmak istesem de dinlenmi söylemişti. Bunu muhtelemen Devrim istemşti. Bana kızmıştı ama beni dinlemeyi tercih etmemişti. Normalde bana soracağını ve benimle bu konuyu konuşacağını düşünsemde öyle olmamıştı. Eve gelip çocuklarla vakit geçirsem de aklım tamamen oradaydı. Sabah ilk iş olarak hastaneye geri dönecektim içim asla rahat etmiyordu.

"... bunu kazandım." Diyerek bir anda gözümün önüne bir defter gelince irkildim. Bunu uzatan Akasya'ya döndüm. "Gerçekten en hızlı işlemleri yapan bendim abla!" Dediğinde gülümsedim.

"Aferin benim akıllı kızıma!" Diyerek ona doğru uzanıp yanağından öptüm.

"Yeliz abla bunu kazandığım için hepimize kek yaptı." Dediğinde gözlerim köşede ayakta duran Yeliz ile buluştu.

"Çok güzeldi!" Diye el çırptı Yonca. Yosun da ona katılıp el çırptı.

"Çok sağol Yeliz, ayakta durma otursana." Diyerek boş koltuğu gösterdim.

"Ben görevimi yaptım..." diye afalladı. Gülümsedim onun görevi ev işleriyle uğraşmaktı çocuklar geldiğimde beri Yeliz ablalarının onlarla ilgilenmesini anlatıyordu. Bu benim içimi gerçekten rahatlatmıştı. "Ben şey için bekliyordum..." diyerek paniklemiş gibiydi içeriye bir adım attı. Söylemeye çekiniyor diye düşünmeden edemedim.

BegonvilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin