Begonvil - 14

1.9K 128 25
                                    

~

Gergindim. Hayatımda yaşamadığım bir sorunu yaşıyordum ve nasıl çözeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Hiç beklemeden gitmesi beni gerçekten korkutmuştu. Ona bir açıklama borçluydum ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Saçımı kestirdiğimde Cihat ile bir bağ fark ettiğine emindim ve üzerine birde böyle bir şey yaşamış olmamız beni gün boyunca kıvranmama sebep olmuştu. Bana inanmazsa o zaman ne yaparım diye düşünüyordum. Yalan söylemeyecektim ama inanmazsa diye düşünüyordum. O zaman nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.

"Vil hanım..." diye arkamdan seslenen Yeliz'e döndüm. "Kapıyı çaldım ama duymadınız." Dediğinde terastan odaya döndüm.

"Sorun değil." Dediğimde o devam etti.

"Devrim bey geldiğinde haber vermemi istemiştiniz."

"Geldi mi?" Dediğimde kafasıyla onayladı.

"Aşağıda, o da sizi bekliyor." Gerginliğim artmıştı. Acaba sinirli miydi? Bana ters bir şey söyler miydi? Yapısal olarak sert biri olduğu belliydi ama bana karşı öyle değildi. Yine de emin olamıyorum.

Aşağıya indiğimde salonda çocuklarım gülme seslerini duyuyordum. Ora değildir diye çalışma odasına doğru gidecekken Yeliz beni durdurdu.

"Devrim bey salonda." Dediğinde yönümü oraya tekrar çevirdim salona girdiğimde Çınar ve Akasya elindeki çantaları heyecanla kurcalıyordu. Yosun elindeki daha küçük çantayı elinde sıkıca tutarak Devrim'in ayağına yaslanmıştı ve ona çantasını gösteren Yonca'ya bakıyordu.

Beni ilk fark eden Akasya oldu. "Abla bak Devrim abi bize almış." Diyerek sırt çantasını kaldırdı. ATS yazısı onunda köşesinde yazıyordu.

"İçinde defter ve kalemlerde var." Diyerek elindekileri gösterdi Çınar.

"Benim de var!" Diye koşarak yanıma geldi Yonca.

"Çok güzelmiş, teşekkür ettiniz mi?" Dediğimde utanarak arkasını döndü Yonca.

"Teşekkürler." Utanarak sallanmaya başladı. Onun üzerine Akasya ve Çınar'da teşekkür etti.

"Beğenmenize sevindim." Diyerek yerinden kalktı. O kalkınca Yosun da onunla beraber doğrulup ona bakmaya başladı. Yan taraftaki kutuyu eline aldı ve bana doğru geldi. "Bu da senin için." Diyerek kutuyu açtı ve içinde yüzük ve bileklik vardı. Takım olduğu her halinden belliydi ve çok zarif duruyordu. Şaşkınca ona bakarken o kutudaki yüzüğü çıkardı ve uzanıp elimi tuttu ve parmaklarımdan geçirip taktı. Bilekliği de aynı şekilde takarken şaşkınca konuştu.

"Bu ne için?" Dediğimde yüzündeki gülümseme hafifçe gitti ama tekrar yüzünü toparladı.

"Senin için." Dedi, dediğimi anlamazlığa vurarak. "Beğenmedin mi?" elimi bıraktı. Gözlerim yavaşça yüzük ve bileklikle buluştu.

"Beğendim." Diyerek bize bakan çocuklara döndüm. Yüzlerinde hafif bir gülümseyle bizi izliyorlardı. "Konuşalım mı?" Diyerek kapıyı gösterdim. Yüzündeki gülümseme gitmişti ve bir şey demeden odadan çıktı. O da konuşacağım konuyu biliyordu. "Siz de eşyalarınızı alıp odanıza." Diyerek bende peşinden çıktım. Nereye gittiğini anlamak için bir kaç saniye durdum ama yukardan ses gelince oraya çıktım. Ona göre daha hızlı davrandığım için yakalamıştım. Yonca ve Yosun'un odasının yanını açıp içeriye girdiğinde burasının da yatak odası olduğunu gördüm. Burada kalıyordu demek ki. O bastonunu kenarına bırakıp dolaba yöneldiğinde derin bir nefes aldım. Yatağım üzerine bir eşofman altı ve tişört bırakıp bana doğru döndü.

"Ne konuşalım?" Dedi ve yavaş yavaş gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

"Üstünü değiştir öyle konuşalım." Diyerek arkamı döndüm. Bir süre masa duran parfümlerle ilgilenerek onun giyinmesini bekledim.

BegonvilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin