~Bizi kendi evine getirmişti. İkizlerle ben yine bir odaya geçerken Çınar ve Akasya'ya yanımızdaki odaya geçebileceğini söylemişti. Bizi odaların önüne getirip yanındaki çalışan bir kadınla tanıştırdı sonra hızlıca yanımızdan ayrılmıştı. O andan sonra onu bir daha görmemiştim. Bir süre Yosun ve Yonca'la odada durduktan sonra Çınar ve Akasya'nın odasına gitmeye karar verdim. Kızlarla beraber odaya girdimizde odada iki tane tek kişilik yatak vardı. İkiside yataklarını seçip üzerine oturmuş bir şey konuyorlardı-ki bizim girmemizle heyecanla bize döndüler.
"Abla!" Diyerek yerinden kalktı akasya.
"Napıyorsunuz?" Diyerek Çınar'ın yanına otururken Yonca ve Yosun Akasya'nın yardımıyla onun yatağına çıktı.
"Öyle oturuyoruz." Dedi Çınar. "Artık burası bizim odamız mı?" Dediğinde hiç bir fikrim yoktu.
"Hep burada mı yaşayacağız? Saray gibi..." dedi heyecanla Akasya.
"Ben prensesim!" Dedi ve el çırptı Yonca ve Yosun da ona eşlik etti.
"Bilmiyorum, Devrim abinizle konuşmadık bunu." Dediğimde kafa salladılar.
"Konuşsana abla." Diyerek heyecanla bana döndü Akasya.
"Müsait bir anında konuşurum." Dediğimde sessizce bekledik.
"Burası bizim evden güzel." Dedi Yonca odaya göz gezdirirken. "Keşke bizim olsa." Dediğinde güldüm.
"Eğer büyürsen belki sen bize böyle bir ev alırsın." Yerle göz kırptığımda gülerek kafa salladı.
"Bende büyücem ev alıcam." Dediğinde herkes güldü.
"Ne olacaksın büyünce?" Dedi Çınar ona gülerek.
"Evim olacak." Diyerek soruyu tam anlamadan bakmaya devam edince daha çok güldük. Onu dürttü Yosun ve o an sanki soruyu yeni anlamış gibi oldu ve devam etti. "Biz öğretmen olacağız." Diyerek ikizine kolunu sarınca içimde kocaman bir huzur doğduğunu hissettim. Küçük Yosun'umun hayallerini kendi ağzından duymayı çok istiyordum.
"Ben mimar olucam." Dedi Çınar. Ona döndüğümde çok hevesli duruyordu. Cihat'ın onunla ilgilenmesinden ve iş yerinden gerçekten çok etkilenmişti.
Kapı bir kaç defa tıklanınca gerildim ve arkamı döndüm. "Gel." Dediğinde bir kadın içeriye girdi.
"Merhaba efendim, Devrim bey sizinle görüşmek istedi." Dediğinde şaşırdım. Haber yollamak mı? Kalkıp yan odadan buraya gelmek çok zor olmamalıydı. Yerimden yavaşça kalkıp kadının yanına ilerledim.
"Teşekkürler." Diyerek gösterdiği yoldan ilerledim. "Ben Begonvil bu arada." Diyerek elimi ona doğru elimi uzatınca hafiften şaşırdı. Sonra gülümseyerek tuttu elimi.
"Memnun oldum Begonvil Hanım, bende Yeliz. Bir isteğiniz olursa çekinmeyin." Dediğinde gülümsedim.
"Bana 'Vil' demen yeterli." Diyerek alışık olmadığım o resmiyeti istemedim.
"Tabii ki Vil Hanım." Dedi ve kapıyı gösterdi. "Devrim bey içerideler." Kafa salladım ve kapının kulpunu tuttum. Yavaşça içeriye girdiğimde burasının bir çalışma odası olduğunu anladım. Kendisi sandalyesine oturmuş önündeki bilgisayardan gözlerini bana çevirdiğinden bana saçlarımla ilgili mevzudan sonra ilk defa konuşacağımızı fark ettim.
"Beni çağırtmışsın." Dediğimde kafa salladı.
"Kimliğini verirsen nikah için işlemlerini başlatacağız." Diyerek gözlerini benden çekip telefona uzandı bir şeylere bakıyor gibi dururken bir anda tekrar bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Begonvil
Romance"Devrim biraz sert biridir." Dedi ve iç çekti. "Şu hasta olduğu dönemlerde bu daha da arttı..." diye devam edince araya girdim. "Bana karşı gayet kibar." Dediğimde kafa salladı. "O benim kardeşim her zaman onun isteklerini..." dediği anda elimi ma...