Medya Mehmet
Naz...
"Bugünlük bu kadar arkadaşlar. Herkese iyi akşamlar." sonunda bu derste bitti artık!
Bilgisayarımı çantama koyup sınıfla muhabbete bile girmeden bitirmiştim bugünü. İnsanların düşünceleri değişmez ve bugün de kanıtıydı aslında. Kimse benim suçsuz olduğuma inanmayacak. Sabahta bunun kanıtını görmüştüm aslında. Bize olan bakışları ilgiden daha çok kınar gibiydi. Umursamamayı öğrenmem gerekiyordu.
Binadan çıkıp bahçeye geçip Mehmet' e bakındım. Bütün gün derse girmek yerine bir hocayla anlaşmıştı. Deli biraz ama olsun hoşuma da gidiyor bu halleri.
Bahçede onu etrafa sert mizacıyla bakarken bulmuştum. Sabahtan beri o sert sinirli ifadesi geçmemişti. Sebebi annemin söylediklerini duymasıydı. Hayır yani sadece beni görücüye geldiklerini söylediğim halde böyleyse daha dediklerini söylesem kim bilir ne kadar sinirli olurdu? Adama dedikoduyu çıkaranlara bile neler yaptı ki ailemin dediklerini duyması pekte güzel şeylerin olacağını göstermezdi. İyiki hepsini söylemedim de.
Bütün negatifleri kenara bırakarak onun yanına gitmiştim. Yanına oturdum fakat benim olduğum tarafa bakmıyordu. Ne oldu da bakmıyor şimdi bu adam?
"Mehmet ne oldu?"
"Bu vizyonsuz Nazmi gelecek mi onu bekliyorum." bu soğukta?
"Mehmet o niye gelsin zaten buraya? Annemlere söylemişler bende istemediğimi söyledim senin yanında." Nazmi olayını cidden bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştim. Adamı çocukluğumdan hatırlamıyordum bile. Ama gel gör ki adam şu an bizim ilişkinin odak noktası olmuştu. Hayır yani zaten annemler yeterince dert bana bir de Nazmi belası çıktı başıma! Bir sen eksiktin Nazmi!
"Sen benim sevgilimsin ve bir tane vizyonsuz da evlenmek istiyormuş. Rahat olması gereken ben miyim gerçekten?" kıskanan Mehmet hiçte sakin Mehmet değilmiş.
"Mehmet sen bilirisn ama kabul etmedim ben zaten." fark ediyorum da Mehmet'i ikna etmek ailemi ikna etmekten daha zormuş. Kolay gelsin bana da.
"Bir de etseydin zaten! Ya bu herifin başka adı yok mu? Neden Nazmi? Kesin sana yaranmak için koymuşlardır adını." he zaten millet ben doğmadan onu düşünüp koydular ona bu ismi .
"Mehmet Nazmi gelmez buraya. Hadi gidelim artık, cafe beni bekler." kolundan sürükleye sürükleye arabanın yanına gitmiştik. Var ya normalde inat eder gelmezdi de nasıl ikna oldu da kendisini sürüklememe izin verdi acaba?
🌕🌕🌕🌕🌕
"Gelmiş bir de benim sevgilime görücü oluyormuş! Bak tekrar ediyorum benim sevgilime!"
Allah'ım bana bol bol sabır yollar mısın?
"Oğlum yemin ederim anladım senin sevgiline görücü geldiğini! Sal beni lan! Naz al şu herifi başımdan !" Sergen sonunda onun yanından kaçıp beni feda etmişti. Adama hak veriyorum da aslında. Cafeye geleli bir saat oldu ve Mehmet hala Nazmi'ye olan sinirini anlatıyordu. Bunun en büyük kurbanlarından da birisi Sergen'di. Adamı yerinden kaldırmadığı gibi bir de bütün sinirini ona dökmüştü. Şimdi de kaçacak bir nokta bulduğu gibi beni satmıştı.
Alacağın olsun patron!
Elimdeki paspasla kenardaki masalarda oturan sevgilimin yanına gittim. Beni görmesiyle sinirli ifadesini saklamaya çalışır vaziyette gülüyordu. Masum durmaya çalışmak bu mafyada durmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kodların Ardında
ChickLit**"Kodlarda Gizli Sen "**, bilgisayarın soğuk dünyasında doğan sıcak bir aşkı anlatan bir masal. Naz, kodların dilini çözerken Mehmet'in kalbinin kodlarını çözmeye başarabilecek mi? Şiirin dokunuşunu hissedebilecek mi? Yoksa duygularını ifade etmek...