18' Kaybetme

65 39 0
                                    

Medya Alev


Naz...

"Bu kadarı da fazla! Kızlar sizle okula gidiyoruz, Selo Naz sana emanet."

"Yengem bana emanet."

"Hocam biz Naz'ı bu şekilde bırakamayız." şu an geçen muhabbet benden uzakta geçiyordu.

"Alev haklı hocam."

"İtiraz kabul etmiyorum. Sizin derslerinize girmeniz lazım." Mehmet tekrar bana dönüp ağlamaktan kızarmış yüzümü avucunun içine almıştı.

"Sakın dert etme kendine. Gerekirse hepsinin aklına tek tek kazırım nazlı güzelim. Ben hepsini halledeceğim." saçıma bir öpücük bırakıp kızlarla çıkmıştı evden. Odada ben ve Selo kalmıştık. 

"Yengem ben şimdi kahvaltı hazırlamaya gidiyorum. Sende gel aşağıya orada otur." itiraz edecek halim kalmamıştı. Selo' nun zoruyla salondaki koltuğa uzanıp üstümü örtmüştüm. O mutfağa bir şeyler hazırlamaya giderken bende kapalı olan tv ekranından kendime bakıyordum.

Bir gecede bu kadar yıkılabilir miydi gerçekten de bir insan? Didem kıvılcımı atıp kenara çekilirken bütün okul ateşi harlamıştı. Şu an alev çemberinin içinde kalmış gibiyim. Ne yardım alabiliyorum ne de çemberin içinden çıkabiliyordum. Öylece kül olmayı bekliyordum. Hoş kül olmaktan başka çarem var mı ki? İstedikleri olmuştu onların. Herkes hakkımda konuşuyordu ve konuşmaya devam edeceklerdi. Mehmet istediği kadar uğraşsın işe yaramazdı. Binlerce kişi öğrenmişti bile şimdiden beni.

Sehpanın üzerinde çalan telefonuma baktım, arayan annemdi. Acaba... acaba öğrenmiş olabilir miydi? Elim o kadar titriyordu ki telefonu alırken az kalsın düşürüyordum. Annem ısrarla aramaya devam ediyordu. Korkutmuştu beni, bu saatte neden arıyor?

Didem... ne olur bunu olsun yapmamış ol Didem...

Derin bir nefes alıp açtım telefonu..

"Seni doğuracağıma taş doğursaydım Naz. " bağırmıyordu fakat keşke bağırsaydı o an bana.    " Sen bu ahlaksızlığı nasıl yaptın? Hiç mi utanmadın hocanla yatıp kalkarken?! Bende diyorum benim kızım okuyor diye ! Ne okuma değil mi Naz! Baban benim Naz diye kızım yok dedi! Artık o adam için yoksun sen. Bu rezilliği yaparken düşünmedin bizi ama ben yapacağımı biliyorum sana. En kısa sürede Ordu'ya döneceksin ve ilk isteyenle evleneceksin. Okul da yok sana artık, senin gözün okumada değilmiş meğerse. Benim bu kadar arsız kızım olamaz!" o konuştukça ben ağladım o da daha da azarladı. Kendimi anlatmama izin bile vermeden kapatmıştı yüzüme. Ağlama seslerime yanıma gelen Selo ne yapacağını bilemez halde yanımda oturdu sadece.

"Anlatmak ister misin?"

"Babam beni evlatlıktan reddetmiş. Annem okulu bırakacaksın dedi. İlk bulduğu kişiyle de evlendirecekmiş. Abim büyük ihtimalle duyduğu an gerçeği bile sorgulamadan  beni suçlu ilan etmiştir bile." 

"Yengem kimse sana istemediğin bir şeyi yaptıramaz! Biz varız yav burada!... Kimisi yetimlikten çekerken kimisi de aileden çekiyor işte. Bende de yok valla. Olsa ne olurdu bilmiyüm ama seni kardeşim yerine koydum ben. Abim sevmiş Selo dedim, abim sevdiyse bu kız harbi kızdır dedim. Kimse seni buradan sen istesen de gönderemez yenge. Burada kapı gibi Selo'n var, abim var, arkadaşların var yav! Gelsinler bakalım bir de bizi geçsin onlar." onu sadece bir gündür tanıyordum fakat yıllardır tanıdığımdan daha çok destek olup değer verdi bana.  Ailem bile beni dinlemeden silerken o kız kardeşi yerine koyduğunu söyledi. Onun gözleri dolu benim gözlerim dolu, mükemmel abi kardeş ilişkisi.

"Teşekkür ederim... buna gerçekten ihtiyacım vardı abi. " dememle dolu gözleri ışıltıyla bakmıştı bana.

"O zaman dinle bu abini gel bir adanalı kahvaltısı yapak." başımla onaylayıp yattığım yerden kalktım ve beraber mutfağa gittik. Kalabalık bir masa hazırlamıştı. İkimizde oturup zor bela bir iki lokma aldım ağızıma. Ben almaya çalıştıkça kafam dağılsın diye Selo geçmişinden komik olayları anlatıyordu. O da Mehmet gibi canavar misali çocukluk geçirmiş. Tek fark Selo' nun arkasında kimse yokmuş, sokak çocuğu olarak büyümüş o. Kim bilir ne acılar çekti ? O kadar acıya rağmen hala gülmesine hayran kalmıştım. Selo cidden güzlü birisiydi ve ben onun kadar güçlü değildim.

🌕🌕🌕🌕

Akşam üzeri

Selo ile salona geçmiş bizimkileri bekliyorduk. Ben camın önünde bizimkileri beklerken  Selo televizyondan bir şeylere bakıyordu. Normalde şimdiye gelmeleri gerekiyordu. Çalan zil sesiyle gözlerimi oraya çevirdim. Kapıyı Selo açmıştı ve gelende Sergen'di. İyide Sergen benim evimi nerenden biliyor ki?

"Selam Naz, beni Mehmet gönderdi ne olur ne olmaz diye. Selo anlatırmış bana olayları."

"Kendisi nerede?" neden gelmiyor hala?

"Geleceğini söyledi bana. Neler oluyor bu arada?" Selo ona anlatırdı  olanları. Tekrar cam kenarına dönüp onu bekledim. Keşke şu an gelse de ona sımsıkı sarılsam. O yanımda olduğunda istemesem de güç buluyordum. Kimseye söylemedim ama ben Mehmet'i seviyordum hemde çok. İşte şu an sevdiğim adam yanımda olsun istiyordum yanımda. 

Apartmanın girişinde Didem ve Sedef'i görmemle şok olmuştum. Ne işi vardı onların burada? Koşarak evden çıkıp apartmanın önüne indim. İkisine tam bağırıp kovacaktım ki susup kalmıştım hallerini görünce. Sedef 'in dudağı patlamışken Didem'in gözleri kırmızıydı. Bu ikisi benden bile nasıl kötü oldu böyle? Beni gördüklerine şaşırsalar da belli etmemeye çalıştılar. Arkamdan koşarak gelen Sergen ve Selo'yu umursamayıp konuşmalarını bekledim sadece. Kızlar da Didem' lerin geldiği yerden koşarak gelmişlerdi. Neler oluyor burada?

"Özür dilerim Naz , yemin ederim özür dilerim lütfen affet bizi. Bak yarın herkese her şeyin yalan olduğunu söyleriz , yalanlarız biz iftira attık deriz. Ne olur git konuş Mehmet hocayla." Mehmet ne yaptı bunlara da koşa koşa bana geldi ikisi de? Üstelik ona aşık olduğunu söyleyen Sedef bile.

"Benim hiçbir şeyden haberim yok, ne yaptığını bilmiyorum yani." ikisi de şaşırmıştı.

"Nasıl yani?  Sen ona hiçbir şey demedin mi? O kendi isteğiyle mi yaptı bunları bize?" Sedef bir umutla hayır dememi bekliyordu fakat daha ben adama ulaşamıyorum. Neyi yap diyebilirim ki?

"Hiçbir şeyden haberim yok."

"Ne olur konuş onunla Naz. Bütün hayatım mahvoldu lütfen konuş onunla." Didem'in ayaklarıma kapanmasıyla şok olmuştum. Delirdi mi bu kız ne yapıyor böyle? Ondan kurtulmaya çalıştıkça daha çok sarılıyordu. Mehmet ne yaptı bunlara?

"Ne yaptı size Mehmet de bana kadar yalvarmaya gelmişsiniz?" ikisinden artık o kadar nefret ediyorum ki gram saygım kalmamıştı. Aslında ne halde oldukları gram umurumda değil ama Mehmet ne yaptı merak etmiştim.

"Okula geldi bir sürü avukat ve adamlarla. Bizi ve birkaç kişiyi daha şikayet etmiş. Dava açılacakmış, her şey olabilir dedi avukatlar. Ailelere haber gitti. Ailemiz bizi öldürür Naz, lütfen söyle vaz geçsin Mehmet hoca." bunu beklemiyordum açıkçası.

"Tek bununla kalmayacaksınız da. Benden ya da Naz'dan bir şey beklemeyin!" Mehmet'in sesiyle hepimiz ona dönmüştük. Yanında orta yaşlarda takım elbiseli bir adam vardı. İyide bu adam kim ? Yanıma gelen Mehmet elimi sımsıkı tutmuştu. O adamda tam karşımda durup elini uzattı.

"Naz hanım merhabalar, ben Fuat Darıca. Mehmet'in amcasıyım. Seninle böyle tanışmak istemezdim ama nasip buymuş demek ki."


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Fuat bey



Kodların ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin