Medya Naz
Naz...
Bazen bazı şeyler oluyor ve devamında da yaptığımız şeyler bizden bağımsız ortaya çıkabiliyordu. Ne akıl ne de duygusal anlamda öylece olanları izliyormuş gibi bir hale geliyorduk.
Tıpkı şu an benim kendi dersimi ekip Alev ile Mehmet hocanın dersine girmem gibi. Üstüne akıl alır gibi olmayacak vaziyette en öne oturmuştuk. Neden, nasıl, niye sorularını sormayı bırakıp beni Alev'in nasıl ikna ettiğini düşündüm tekrardan.
"Benimle gir derse kanka bütün gün ne yersen benden olur bak."
Ay sonu gelmişti ve benim para suyu çekmek üzere. Alev zengin ve ben onu sömüreceğim.
Evet tek sebebi buydu!
Asla Mehmet hocayı görmek için bahane değildi ki zaten öğleden sonra onun odasına gidecektim. Yani bahaneye gerek yok.
Ne diyorum ben ya?
Kapıdan giren Mehmet hocayı görmemle oturduğum yerde doğrulmuştum. İstemsiz içimde ona karşı ayrı bir saygı oluşmuştu. O ise sınıfın kapısını kapatıp kürsüsüne geçmişti. Kolundaki kahverengi çantasını kürsüye koyarken kemikli siyah gözlüklerini de takmıştı. Çantasından kitabımı çıkarıp sınıfa dönmüştü ki en önde oturan beni görünce şaşkınlığını gizleyememişti bir an. Ne olduğunu anlamaz bir ifadeyle bakarken bense gülümsüyordum sadece.
"Hocam bugün hangi şiir üzerinde duracağız?" sınıftan gelen bir soruyla bakışlarını benden çekmiş ve soruyu sorana yönelmişti.
"Bugün Cemal Süreyya 'dan bir okuyalım dedim:
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beniNe kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibiUyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözleriniSen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeliŞimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan kiAnımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeğiKaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki"Durdu biraz, sınıfa göz gezdirmişti. Yine en son bana bakıp durmuştu öylece. Bu sefer gözlerimin için bakarak okuyordu şiiri. Sınıftakiler fark eder mi etmez mi düşünmeden öylece okuyordu. Çok tuhaf hissetmiştim o an. Bana böyle derin bakması anlam yüklememe sebep oluyordu.
"Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğiniÇocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiriRastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil kiÇıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belkiİnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kodların Ardında
ChickLit**"Kodlarda Gizli Sen "**, bilgisayarın soğuk dünyasında doğan sıcak bir aşkı anlatan bir masal. Naz, kodların dilini çözerken Mehmet'in kalbinin kodlarını çözmeye başarabilecek mi? Şiirin dokunuşunu hissedebilecek mi? Yoksa duygularını ifade etmek...