Medya Mehmet
NOT: KATIE HERZIG - HEY NA NA
Arkadaşlar bölümü bu şarkıyla okuyun ben yazarken bunu diledim aşırı güldüm fdkvndfkvfnb
İlahi bakış açısı...
Bazen öyle anlar içerisinde olur ki insan ona bir anlam veremez, çaresini de bulamazdı. Tıpkı Naz ve Mehmet'in olduğu gibi. Evdeki herkes tuhaf bir şekilde gelen Fuat beye anlam vermeye çalışıyordu. Fuat bey ise evin yeni haline bakıyordu.
Bu ev bir zamanlar sevdiği kadın ve ona aitti, ölene kadar... Sevdiği kadının ölümü sonrası bu evi yeğenine vermişti. Şimdiyse o zamandan beri ilk defa girmişti bu eve. Buruk bir gülümsemeyle bakmıştı sadece etrafına.
Gençlerin onu sorgular bakışları etrafında daha fazla durmamak adına konuya giriş yapmıştı.
"Öncelikle tekrardan hepinize merhaba gençler, aşağıda tanıttım kendimi zaten. Sormak istediğiniz bir soru var mı?"
"Burada ne işiniz var Fuat bey?"" soruyu ilk yönelten tabikide Naz'dı.
"Onu yeğenime sorarsan senin için daha güzel olur bence. O çağırdı çünkü beni buraya." anında bakışları yanındaki adama dönmüştü Naz'ın. Kafasındaki sorular gittikçe çoğalıyordu da.
"Amcam okuldaki haberle ilgilenecek, onun için geldi buraya. Sana kalsa nasıl hallettin diye tepeme çıkardın." Naz Mehmet'in dedikleriyle yanakları kızarırken Mehmet ise kolunu sevdiği kızın omuzuna atıp sarılmıştı. Mehmet bu, her fırsatı kovalamayı iyi bilirdi.
"Çok özür dileyerek lafa giriyorum ama siz nesiniz?"
Naz...
Bade'nin sorusuyla herkesin bakışları Mehmet'te toplanmıştı. Evet bu sorunun cevabını gerçekten de merak ediyordum. Bu kadar eli kolu uzun olan bir Dilan Polat ve kankileri bir de edebiyat hocamız!
"E şöyle ki biz tam olarak iş yapıyoruz." hadi canım! Sen ne kadar zekisin ya?! Mehmet kendine saçma sapan konuşarak cevap türetmeye çalışırken benim sabrım ortama veda etmek üzereydi. Biraz daha zorlarsa tepesine çıkıp mahvedebilirim onu.
"Direkt söyle sen!" ses tonumdan umarım anlamışsındır Mehmet!
"Yani bizim işe bakıldığında öyle bir tanımı yok ki. Her türlü işi yaparız, alıp satarız da."
"Ha dolandırıcı yani?" Alev'in sorusu gülme isteğimi ortaya çıkarsa da gülmemiştim, ciddi olmam lazım.
"Yok artık dolandırıcı değiliz biz ya."
"Dızcı o zaman?" Bade'nin söylediği artık ciddi surat ifademi bozmama neden olmuştu. Lan adama dızcı dedik ya !
"O ne oluyor tam olarak?" Mehmet sen bunu nasıl bilmezsin ? Utan utan!
"genellikle ayanların kullandığı; çalmak ve dolandırmak anlamlarına gelen sözdür. · argoda ''hacılamak'' gibi çalmak anlamına gelen kelime. Abi bunlar bizi kötü adamlar olarak anladı. Ağlayabilir miyim sayın hanımefendi?" Selo gidip google'dan bakmasına bir şey demiyorum da şu an Alev'e yürüyor olmasına şok olmuştum. Hatta Mehmet ve onun mükemmel işini unutup onlara dikkat kesilebilirdim.
Şaka şaka! Yanımdaki adamın ne olduğunu öğrenmem lazım!
"Naz biz dolandırıcı değiliz?"
"Nesin sen o zaman Mehmet? İş adamı oalcak halin yok ya!"
"Meslekleri çok ayırıyorsun bak. Ayrımcılık yapmak ne kadar kötü senin haberin yok mu? Vay be Naz! Demek sen insanları mesleğine göre yargılıyorsun. İnsanları sırf mesleğinden ayrıştırmak ne kadar doğru Naz hanım?" ciddi mi diye baktım yüzüne fakat ciddiydi. Bu adam bana az önce dızcılığın hakkını mı savundu?
Harbi ciddi bu!
"Saçma sapan konuşma Mehmet! Sen ne iş yapıyorsun dedim sana?"
"Belli iş adamlarıyla konuşuyoruz anlaşıyoruz ,işler bağlıyoruz. Çok önemli değil ya zaten."
"Ben hala dızcı diyorum."
"Katılıyorum." Bade ve Alev dızcı muhabbetine devam ederken bizi gülerek izleyen Fuat beye dönmüştüm. Sinirli yüzümden gerilmiş olacak ki gülmesi anında durmuştu.
"Fuat bey siz söyler misiniz ne iş yapıyorsunuz?" Mehmet tam konuşup konuyu dağıtacaktı ki elimle ağızını kapattım. Asla susmuyordu.
"Şöyle ki aslında Mehmet çok yanlış bir şey demedi. İnsanların bazen paradır adamdır yardıma ihtiyacı olur biz destek oluruz. İşletmeler işletiriz yani bir nevi iş adamıyız biz."
"Ha dızcının yeni model ismi mafyamsı bir şeysiniz?" dediğim şeyi algılamamla beraber gülümsemem solmuştu. Şimdi evimde bir sürü mafya mı var? En önemlisi de ben bir mafyayla mı sevgiliydim??
Bakışlarım korkuyla Mehmet'e döndüğümde ise anında elimi çektim. İnstagram videoları gibiyim şu an, son dakika her şeyi anlayan kızım ben.
Lan bunlar mafya!
İstanbul beyefendisi diye hayran kaldığım adam mafya çıktı. Aslında bunu piknikte kavga ederken anlamam gerekirdi. Bu kadar rahatlık boğazda yok. Salondaki herkes benden bir şey dememi beklerken ben hala susup onları inceliyordum. Selo'da bu işlerin içinde hatta Mehmet'in sağ koluydu. Sergen'e baktığımda ise artık ona da güvenmiyordum. Kesin cafe süslük iştir. Yer altı mafyalarından mı yoksa bu da?
Sonuncusunu sağlam sallamış olabilirim. Sergen'de mafya olacak şey yok bence. Ay sanki hayatımca çok mafya tanıdım da eleştiriyorum!
"Siz dızcı değil mafyasınız..." bu adam az önce bana mafyaları ayrıştırdım diye mi o kadar laf etti?
"Aslında öyle demesek daha güzel. Hatta şey bizim adımız da var, Söylesene Selo?"
"Tefeci abi..."
"He bak tefe- en tefecisi oğlum?" Allah'ım daha kendi dediğinin farkında değil bu adam! Hem tefecilik de mi var bunlarda?!
"Abim sen yokken Jilet Nejat var Adana'dan. Onlara biraz yürüttük biz bu işleri. Sağlam para dönüyor o civarda da abi." ciddi misin der gibi baktım Selo'ya ve evet ciddiydi. Az önce burada tefecilik hakkında güzel şeyler mi söylemişti.
"Selo seni şimdi gebertirim burada! Naz tefecilik falan yok bizde. Biz öyle kötü adamlardan değiliz."
"Hangi türden kötü adamlarsınız acaba Mehmet bey?"
"Hepsi öyle kötü olmuyor hem. Biz iyi yüzüyüz onların." yok gerçekten de bu kamera şakası falan değildi. Hepsi ciddi ciddi bana iyi mafya olduklarını söylüyordu.
"Şey hocam ben iphone almak istiyordum da, bu tefecilerden ne kadar borç alma hakkımız var?" herkes Bade'nin o mükemmel sorusuna dönmüştü. Az önce olanları salıp mafyadan tefecilik hakkında bilgi mi istemişti?
Hemde Iphone için?!
"Ben size anlatırım Bade bacım." Selo müşteri buldu ne mutlu ona!
"Bakın böbreğimi verebilirim anca. Beni sıksanız borç çıkar valla." bu şey ya ben.
"Aman bacım sana özel imkanlar çıkarırız tabikide. Yengemin arkadaşını memnun etmemezlik olur mu hiç? Hiç kimseyi almayalım araya direkt biz hallederiz senle." bunlar anlaşmıştı bile. Bade böbreğine elveda de kanka.
"Allah razı olsun bro. O zaman borcu sana takacağım."
"Gözümüzün önünde tefeciyle mi anlaştı Bade?" dibime giren Mehmet'i konuşana kadar fark etmemiştim. Onu itip kendime alan açmıştım. Anında her türlü fırsattan yararlanıyor herif ya!
"Sen nesin?! Dızcısınız resmen ya! Allah'ım ben masum masum okula gidip gelirdim hep, nerden buldum ben bu dızcıyı?" harbi nasıl buldum ben ya?
"Yalnız kırılıyorum Naz hanım. O kadar da ayrım yapmazsak sevinirim. Sonuçta herkes ekmeğin peşinde."
"Seni gebertirim Mehmet! Savunma kendinizi bana!" bu ahi ömrümde böyle değişik mafyaları da görmedim demem artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kodların Ardında
ChickLit**"Kodlarda Gizli Sen "**, bilgisayarın soğuk dünyasında doğan sıcak bir aşkı anlatan bir masal. Naz, kodların dilini çözerken Mehmet'in kalbinin kodlarını çözmeye başarabilecek mi? Şiirin dokunuşunu hissedebilecek mi? Yoksa duygularını ifade etmek...