23' Depo

24 4 0
                                    

Medya: Mehmet

Naz...

"Benim evladımı aldı benden, Selo benim oğlum."

Duyduğum şey bende şok etkisi bırakmıştı sadece. Bu nasıl olur ama?

Selo'nunda dediği gibiydi aslında durum. Kimi ailesinden kimi de yokluğundan çekerdi imtihanını. O ailesi olmadan Mehmet'i ailesi bilmiş ve onun yanında olma kararı almıştı. Şimdi ise babası olduğunu iddia eden bu adam bizi kaçırmıştı sırf Mehmet'ten intikam almak için.

Yolun geri geri kalan kısmında susmuştum duyduklarımdan sonra. Belki de alacağım cevapların beni daha da şaşırtmasından korktuğum için susmuştum, bilmiyorum.

Gelmiş olacağız ki arabalar durmuştu. Olduğum taraftaki kapının açılmasıyla korkmuştum. Adam hiçbir şey demeyip kolumda çekerek beni arabadan çıkarmıştı. Kızların ne halde olduğunu merak ettiğimden arkama dönüp onlara baktım. Bade ve Alev'i baygın görünce bütün korkum yerini sinire bırakmıştı.

"NE YAPTIN ONLARA PİSLİK HERİF?!"

"Hiçbir şey yapmadım Naz hanım. Sadece biraz fazla evhamlı çıktı ikisi de. Biraz uyumak onlara iyi gelecekti."

"Mehmet seni bulduğunda ona seni öldürmemesi için yalvaracaksın! Eğer arkadaşlarıma bir şey olsun snei burada ben gebertirim!" dediklerim onu etkilememiş olacak ki gülüp önden yürümüştü. Kolumu tutan adam beni deponun içine doğru sürüklerken durmadan kızlara bakmaya çalışıyordum. 

İçeriye girdiğimiz an rutubet kokusu midemi bulandırmıştı. Bizi içerideki sandalyelere oturtup bağlarken bir adam daha geldi ve hareket etmemi daha da engellemiş oldular. Kızlar yanımdaydı ve hala baygındılar. 

"Neden uyanmadı onlar hala? Ne yaptınız arkadaşlarıma?!"

"Onlara bir şey yapmadık biz. Kötü adam gibi duruyorum acaba?" o kırmızı gömlekli adam son kez yüzüme bakıp çıkmıştı adamlarıyla depodan. Artık sadece üçümüz kalmıştık bu koca deponun içerisinde. Deli gibi korkuyordum. Kızlar iyi mi değil mi onu bile anlayamıyordum. Ellerimi hareket ettirdikçe zincir canımı yakıyordu da. Öyle sıkı zincirlemişlerdi ki bizi milim harket ettiğim an bileklerim yanıyordu.

"YARDIM EDİN! KİM YOK MU?! İMDAT! KURTARIN BİZİ BURADAN!" Allah'ın ormanında biz dhaa neresi olduğunu anlamadığımız halde kim olur ki buralarda? Nasıl kurtulacağız buradan?

Gözlerimden dökülen yaşlarla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Kimse bizi duymuyordu burada. Yanımda arkadaşlarım iyi değil ve ben burada ağlıyordum.  Nasıl bulacak ki Mehmet bizi? Bizi bulamazlar ve biz burada kalacağız.

"NE OLUR YARDIM EDİN BİZE! BİZİM BİR SUÇUMUZ YOK! İMDAT YARDIN EDİN!" Kimse duymuyordu bizi. Duyanda kesin o takım elbiseli adamlardı. Zaten onlar kaçırdı bizi daha yardım ederler mi?

Ağlamam yavaş yavaş dursa da korkum durmuyordu. Burada hapis bir şekilde kalmak bütün vücudumun titremesine yol açmıştı. Deponun soğukluğu ve üstümüzdekilerin bizi ısıtmaması da cabasıydı.

"Neler oluyor ?" Alev'in sesini duymamla ona döndüm. Allah'ım şükürler olsun ona bir şey olmamıştı. Ardından Bade'de uyanıp etrafı incelemeye başlamıştı. Korktukları tıpkı benimki gibi yüzlerinden belliydi.

"Ne oluyor burada?! Neredeyiz biz?"

"Adamlar bizi buraya kapatıp gittiler. "

"Nasıl kurtulacağız buradan?" Bade'nin sorusuna cevap verememiştim. Çünkü bende bilmiyordum nasıl kurtulacağımızı?

Kodların ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin