Nothing can pull me away
From your embrace
I'm not going anywhere
Here we go again
I hear the sound of pain
Flowing slowly through
my veins(oh god)
Help me help me
Oh I don't know how to
breathe for real
Set me free set me free
This craving is gonna be deadly
I know that you're only playin'
I hate it so much I love itGidle- Oh My God
Ailesi eve geldiğinde gayet normal bir şekilde karşılamışlardı küçüğü. Oysa ki dün eve gelmemişti bile.
Annesinin neredeydin, neden eve gelmedin, nerede, kimde kaldın? Demesini bekliyordu en azından. En azından nerede olduğunu sorardı diye düşünüyordu ama hayır.
Nerede veya kiminle hiç bir şey umurunda değildi. Öyle ki dün onu odasında ders çalıştığını zannediyorlarmış. Bir kere bile mi odama gelip en azından yaşayıp yaşamadığımı kontrol etmediniz? Diye sormak istese de hiç bir şey dememişti.
Söylese ne değişecekti? Annesi yaptığı hatanın farkına varacak özür dileyecekti ama iş işten çoktan geçmişti.
Kırıp, parçalara ayırdıktan sonra özür dilemek ne işe yarardı? Vicdan rahatlatmadan başka bir şey değildi bu. Sadece kendi vicdanlarını rahatlatmak için yaptıkları bir hareketti o kadar.
Kırılıp kırılmamanız ya da iyi olup olmamanız umurlarında bile değildi. Öyle olsaydı ilk başta kırmazlardı zaten.
Değil mi?
Onları umursamayıp odasına gitti akşama kadar birazcık ders çalışabilirdi sanırım. Yapacak başka bir şeyi de yoktu zaten.
Çalışma masasına kurulmuş önüne kitaplarını açmış kalemini eline almış çalışmaya hazırdı ama çok gariptir ki çalışmaya hiç mi hiç isteği yoktu şu anda.
İçi bir garipti. Adlandıramadığı bir hissiyat kaplıyordu bedenini ama nedenini ne de hissettiği şeyin ne olduğunu bilmiyordu.
Kendisini zorlayıp çalışmayı denemiş ama başarısız olduğunda kitapların kapağını kapatmıştı. İçinde bir sıkıntı vardı sanki. Masasından kalkıp yatağına uzandı belki uyusa geçerdi..
Kapattı gözlerini, bir süre uyumaya çalıştı ama bunda da başarısız olmuştu. Ne uyuyabiliyor ne de çalışabiliyordu. Kafayı yemek üzereyken telefonuna gelen mesajla cihazı eline aldı.
Bay Jeon..
Heyecandan elleri titremişti, bir anda elinden kayıp düşen telefonla sakinleşmek adına derince nefes alıp verdi. Gelen mesajı açtı.
Bay Jeon
Ne yapıyorsun küçük kaplan?
Ateşin çıkmadı tekrardan değil mi?Kendisiyle böyle ilgilenmesi çok hoşuna gidiyordu. Hemen cevap yazdı.
Küçük Kaplan
Hayır turp gibi sağlamım!
Teşekkür ederim şey
Benimle ilgilendiğin için..Bay Jeon
Bunu duyduğuma sevindim işte.
Teşekküre ihtiyacım yok küçük kaplan
Bir daha ki sefere hastalanmamaya dikkat et yeter.Küçük Kaplan
Evet dikkat edeceğim
kendime bundan sonra
Hiç merak etme! ✊🏻O sırada ekranına düşen bildirime kaydı gözleri.
Jiminie
Buluşmamıza seninkini de getirsene 😏
Arkadaşının kullandığı kelimeye utanıp kızarırken içten içe yapmak istediğini fark etti.
Küçük Kaplan
Şey.. Yarın arkadaşımla
Dışarı çıkacağız da sende
gelmek ister misin?..*Görüldü 17.30*
Küçük Kaplan
Aa ama şey yani gelmek
zorunda da değilsin
Yani kendini zorunlu
hissetmene gerek yani
İstemiyorsan eğer gelmene gerek yokBay Jeon
Küçük kaplan sakin ol önce aşqlslqis
Gelmemi istiyorsan gelirim
İstemiyorsan gelmem.
Ne istiyorsun şimdi söyle bakalım.Küçük Kaplan
İsterim.. Gelmeni yani
Bay Jeon
Tamamdır o zaman geliyorum.
Ne zaman çıkıyorsunuz, birlikte gidelim.Küçük Kaplan
Şey öğleden sonra iki gibi
Ben kapını çalarım gideriz
Birlikte..Bay Jeon
Tamam.
O zaman yarın görüşmek üzere
küçük kaplanKüçük Kaplan
Görüşürüüzz 👋🏻
Yine yarı text bir bölümle buradayım. Nabersiniz küçük şeker taneleri? Bölümü beğendiniz mi bakalım? Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum yazmayı unutmayınn. Ben bölümü kontrol etmeden atıveriyorum yanlış olan kısımları belirtebilirsiniz şeker çocuklarım. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Diğer kurgularıma da göz atmanızı öneririm. Diğer bölümde görüşmek üzere şeker çocuklar-r.b
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silenced ●Taekook●
Fanfiction-Tamamlandı- Angst değildir × Yetişkin içerik × Tetikleyici unsurlar içerir. Babasını küçük yaşta kaybetmiş annesinin başka bir adamla evlenmesinin ardından hayatı mahvolan, umutlarını yitirmiş, tek dileği ölmek olan bir çocuk. Ve tesadüf eseri tanı...