Yazar'dan
Şoför patronunun kapısını açmış ve kenarda durmuştu.
Siyah paltosu uzun vücudunda mankenlere taş çıkartacak bir şekilde durmuş arabadan indiği gibi hızla abisinin yanına gitmek için hareketlenmişti.
İçeriye girdiğinde insanların ona değişik bir şekilde baktığınu fark ettiğinde yüzünde pis bir da sırıtış belirmişti.
Hızla merdivenleri çıkmış ve abisinin odasına girmişti.
Uzun, genç adam beklemediği manzara karşısında dona kalmıştı.
Öldürülmek üzere olan bir adam ve öldürmek üzere gelmiş olan bir adamı karşısında görmüştü.
Taehyung beklemediği kişi karşısında Min'in boynunu serbest bırakmış ve vücudunu yeni gelen siyah paltolu adama bakakalmıştı.
Min ise ölümün eşiğinden dönmesine rağmen o da şaşkınlıkla siyah paltolu adama bakmıştı, öksürükler içinde.
"Ne kadar güzel bir manzara."demişti siyah paltolu adam koltuğa oturarak.
Sua'dan
Gecenin bir yarısı gördüğüm kabusla uyanmıştım. Anne ve babamın cinayetini görmüştüm.
Gerçekten böyle mi ölmüşlerdi?
Yataktan doğrularak mutfağa doğru ilerledim.
Masanın üzerinde duran sürahiyi alıp bardağa doldurmuş su içeceğim zaman kapıdan gelen sesle kapıya dönmüştüm.
Jungkook'u görmemlr kalbimin çarpması bir olmuştu. Her şey o kadar karışıktı ki neler olmuştu?
"Jungkook?"demiş ve ona doğru ilerlemiştim.
O ise yorgun gözlerle bana bakmıştı.
"Şu an hiçbir şey sorma lütfen Sua. Sadece uyumak istiyorum."diyip odasına doğru yürümüştü.
"Sende uyu hadi."demiş ve bana son kez bakıp odasına girmişti.
Odama hızla girmiş ve Taehyung'u aramıştım.
Ancak o da telefonlarını açmıyordu.
Jungkook Taehyung'a bir şey yapmış olabilir miydi?
Hızla Bay Min'i aramıştım
"Efendim Sua."
"Min bir şeyler oluyor yardım etmen lazım."
"Neler oluyor?"
"Min...Sanırım Jungkook Tae-"lafımı tamamlayamadan odaya hızla giren Jungkook'a bakmıştım.
Hızla telefonu kapatıp kenara atmıştım.
"Merak etme hiç kimseye bir şey yapmadım."demiş ve yatağıma uzanmıştı.
"Uyumaya ihtiyacım var ve ben uyuyamıyorum. Geçen gün yanında çok güzel uyumuştum. Bu seferde..."demiş ve gözüme bakmıştı.
Bana onları aradığım için kızmamıştı. O kadar mı yorgundu?
Bir şey söylemeden yanına uzanmıştım.
"İyi geceler ufaklık."
"İyi geceler."demiş ve onun yanında kendimi uykuya vermiştim.
Yazar'dan
"Beni görmek istemişsin sevgili ağabeyim."demişti siyah paltolu adam Min'e iğneleyici bir şekilde konuşarak.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen Dong Min?"diyerek lafa atlamıştı lafa Taehyung.
"Sende sakin ol ağabeyim. Bakıyorum da ben yokken insanları öldürmeye kalkışıyorsun.
Kral uyuduğunda köleler isyana geçerlermiş.
Sende mi isyana geçtin ağabeyim."
Taehyung ise olduğu yerde nefes verip kardeşinin üzerine doğru yürümüştü.
"Kendini zirvede mi zannediyorsun Dong Min?
Herkesin arkasından iş çevirerek buralara geldin sen. Şimdi bana gelip patron havalarına girme."Dong Min ise histerik bir gülüş atmış ellerini cebine sokarak Taehyung'a adımlamıştı.
"Bunu bana Jeon Jungkook'un arkasından işler çeviren adam mı söylüyor?"
.
Bir hikayede tüm karakterler zirvede olmak isterler ama bilmezler ki zirve tek kişiliktir. Paylaşarak da zirvede kalamazsın.
Taehyung iyi niyetiyle zirvede kalmaya çalışmıştı ama Dong Min onun tam aksineydi.
Min ise zirve mücadelesi olmadan kendi küçük tahtının başında niyetindeydi.
Jungkook ise şimdiye kadar Dong Min'in gözü olan tahttı bırakmamıştı. Şimdiyse Jungkook'un tek derdi yükselişi değildi. Mutluluğuydu...
Herkes zirvede olmayı hedefler ama hiç kimse bilmez ki zirve; yükselişin sonu, inişin başlangıcıdır.
-Sigmund Freud
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark House | JJK
Misterio / Suspenso"Bir anlaşma yapalım. Ben senin karnını doyurup, burada kalmana izin vereceğim ve koruyacağım. Senden tek bir şey istiyorum." dedi. O anlaşma beni bataklığa sürükledi ama o bataklıkta birisini buldum. İkimizde bataklıktaydık. Bu bataklığın sonunda...