Öncelikle herkese merhaba bebeklerim. Kısa süre önce aldığım bir kararla tüm kitaplarımı yayından kaldırmıştım. Ancak tekrar yayınlama kararı aldım. Bazı kitaplarımı yine de yayından kaldırdım. Bu kitap benim yazmaya başladığım ilk kitabımdı. Kitapta şiddet, argo gibi yetişkin içerikleri olduğunu hepinize şimdiden söyleyeyim...
Lütfen kitaptaki cringe sahneleri yadırgamayın. Düzeltmeye çalıştım az çok ancak kitabın ana konusunu değiştirmemek bu şekilde çok zor. Yani kitaptaki cringe sahneleri ve yazım hatalarını affedin.
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı da unutmayın.
<3.
"Senin için bir hafta veriyorum. Nasıl olursa kolay bir iş hâlledebilirsin değil mi Midnight?"
Dosyayı son kez karıştıp masaya koydum.
"Bir haftaya gerek yok bana sadece rutini hakkında bilgi verin bu gece bu işi halledeceğim."
"Tam senden beklendiği gibi."diyerek bir dosya daha uzattı.
"Burada her şey yazıyor. Onu her zamankinden farklı hallet işkence yapma"dedi.
"Pekala."diyerek. Master'ın yanından çıktım. Master dediğime bakmayın burada herkese yaptığı işe göre lakap verilir. Onun adı Min Yoongi. Bay Min. Buranın yöneticisi yani patronu.
Burası ise Dark House. Burada aklınıza gelebilecek. Torbacı, seri katil, karaborsacı, tefeci gibi kötü işler yapanlar bulunuyor. Benim adımda Sua. Buradaki lakabım Midnight. Kiralık katilim ya da seri katilde diyebiliriz... 13 yaşımdan beri burada yaşıyorum. Anne ve babamın cinayetiyle beni yetimhaneye verecekleri zaman kaçtım. Herkesten kaçarak torbacıların olduğu bir yerde yaşamaya başlamıştım.
Flasback
Bir gün kalabilecek bir yerler aramak için etrafta dolaşmaya başladım. Bir inşaat buldum ve buraya girdim. Etraf güvenli mi diye dolaşırken betonun kenarında tahtayla gizlenmiş bir boşluk gördüm. Tahtayı var olan gücümle kaldırdım. İçeriye baktığımda gizli bir geçit gördüm. Korkarak bir adım geriye gittim.
Orada ne vardı? Tam geriye dönüp koşacaktım ki aklımda bir soru belirdi.
Neden kaçıyordum? Kaybedecek neyim kalmıştı? Geri geçite doğru döndüm yavaş yavaş içeriye doğru girdim içerisi boştu. Loş bir ışık vardı. Yürüyordum...Yürüyordum... Uzun bir geçtti burası. Ardından sesler duymaya başladım ve içeriye giren ışığı gördüm. Burası bir yere çıkıyordu. Hemen koşarak yolun sonuna vardım ve burası bir sokağa çıkmıştı. Bir saniye burası sokak mıydı. Etraf çevreliydi. Yıkık dökük evler... İlerledim...
Sağda solda yatan adamları gördüm. Bunlardan bazılarının yüzleri yanmış, tanınmayacak hâle gelmişti sanırım kezzap gibi bir şeyle yakılmıştı. Yoksa bu şekilde yanmanın imkanı yoktu.
Daha da ilerledim üst üste yatan yatan üstleri kan adamları gördüm. Sağ tarafa döndüğümde battaniyeyle uyuyan bir adam gördüm. Karşıya baktığımda siyahlara bürünmüş iki tane adam gördüm. Uzun yapılı adam diğer ufak tefek adama eline paketlenmiş bir şeyler verdi. Diğer adamda para uzattı ve yıkık dökük bir evin içine girerek gözden kayboldu. Burası neresiydi?
Uzun yapılı siyah adam bana döndü ve beni iyice süzdü. Bana doğru bir adım attı.
"Hey sen kimsin?" dedi.
Hemen bir adım geri adım attım ve tam kaçacağım sırada arkadan birisi omuzuma elini attı ve beni kendine çevirdi.
"Ufaklık senin burada ne işin var?"dedi. Bu adam çok gençti. Benden büyük olduğu açıktı ama bu kadar genç bir adamın yanındaki orta yaşlı adamlara baktım.
Hemen az önceki uzun yapılı adamın yanımıza geldiğini fark ettim. Bu adamda oldukça gençti.
"Efendim sanırım buraya ilk defa girmiş. Hemen Red Monster'i arayıp gelmesini isteyeceğim. Siz bize bırakın efendim."dedi.
"Red Monstersiz iş yapamıyor musun? Unutma bir torbacı olman katil olamayacağın anlamına gelmez! Dark House'daysan. Her işi yapmalısın!"dedi. Buradan kurtulmalıydım. Hemen 'Efendim' dedikleri adamın özel bölgesine tekme attım ve koşmaya başladım. Bu adamlar çok hızlı yakalanmam muhtemel derken bir şeye çarptım. Bu 'Efendim' dedikleri adamdan daha da yapılı ve uzundu.
"Bir yere mi kaçıyorsun ufaklık" diyerek beni kolunun altına aldı ve az önceki yere doğru yöneldi.
Kolunun altında çırpınmaya başlamıştım.
"Bırak beni! Bırak!"diye bağırmaya başladım. O sırada tüm herkesin gözleri bana çevrilmişti. Kimse yardım etmiyordu.
Az önceki vurduğum 'Efendim' dedikleri adam bana yaklaşıp
"Senin kimsen yok mu?"dedi. Tamam sakin olmalıydım bana zarar vermediler şuana kadar karşımdaki adama vurmama rağmen bana gayet iyi davrandı. Onların suyuna gitmeliydim.
"Hayır."dedim
"Peki ya kalacak bir yerin var mı?"dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Az önce torbacı olduğunu söyledikleri uzun yapılı adam
"Efendim neden bekliyoruz öldürelim gitsin."dedi.
"Packer! Ne zaman susmayı düşünüyorsun?! Benim işime karışma yoksa sonunun ne olacağını biliyorsun!" dedi.
" Özür dilerim efendim."dedi.
"Çocuk sana kalacak yer verip sana baksam bizle iyi anlaşmayı dener misin?"dedi.
Kalacak yerim yoktu, kaç gündür aç geziyordum. Su ihtiyacımı iyi kötü kirli temiz bir şekilde karşılıyordum ama bu gidişle ölebilirdim.
"Hadi ama kabul etmekten başka çaren olmadığını biliyoruz.Kabul ediyor musun?" dedi.
Doğruydu başka çarem yoktu. Olumlu anlamda kafamı salladım.
"Pekala."dedi ve elimi tutarak yıkam dökük bir eve doğru ilerledik içeride bir geçit vardı. Geçitten çıktık. Siyah arabaların, büyük varillerin ve korkunç adamların olduğu bir yere geldik ve arabaya bindik. Ardından büyük ıssız ev gibi bir yere geldik dıştan ev gibi gözüken yerin içine girdiğimde bu düşüncem tuzla buz olmuştu. Girişte sol karşı tarafta bir bar ve barmen duruyordu. Barın hemen ön kısmında bir sürü masalar vardı. Bu masalarda değişik tiplerde gizemli adamlar oturuyordu. Sağ tarafa kafamı çevirdiğimde büyük bir camın arkasında birkaç adamın atış yaptığını fark ettim. Hemen 'Efendim' dedikleri adam elimden tutup beni yukarıya çıkardı burada bir sürü oda vardı sanırım o değişik tipli adamlar burada kalıyorlardı.
Hemen bir kat daha yukarı çıktık burada büyük bir masa vardı. Sanırım burası da kumarhaneydi. Bu büyük masanın yanından geçtik ve sağa dönüp uzun bir koridora girdik koridorun sonundan sola döndük ve kocaman bir kapı bizi karşıladı. Kapıda iki tane adam vardı. Hemen kapıyı açtılar ve bizle beraber yanımızda iki adam daha girdi odaya.
'Efendim' dedikleri adam beni bir koltuğa otutturup kendisi de karşımdaki koltuğa oturttu. Adamlardan yiyecek bir şeyler istedi.
"Evet küçük hanım adın ne senin?"dedi.
"Sua."dedim.
"Tanıştığıma memnun oldum Sua. Umarım bundan sonra iyi anlaşır ve sözümden çıkmazsın."dedi.
"Seni buraya getirmemin bir amacı olduğunu tahmin etmişsindir büyük aklı başında bir kıza benziyorsun yanılıyor muyum?"dedi. Onu desteklercesine kafamı salladım.
"Bir anlaşma yapalım. Ben senin karnını doyurup, burada kalmana izin vereceğim ve koruyacağım. Senden tek bir şey istiyorum. Sana bazı şeyler vereceğim. Verdiğim şeyleri birilerine ulaştıracaksın tabi bunu yapmadan önce kendini koruman için eğitim vereceğim sana. Ardından büyüdüğünde de sana uygun olan bir iş veririz. Nasıl? Bence güzel bir anlaşma."dedi.Bu bana mantıklı gelmişti. Onun dediğini yapacaktım.
O günden sonra torbacılık yapmaya başladım arada silah taşıyıcılığı da yapmıştım. Her gün eğitim görüyordum. İşkencelere karşı dayanıklılık, karşımdaki kişiyi alt edebilmek için çeşitli dövüş teknikleri öğreniyordum.
Her gün bunları yaptıkça kendimi daha da güçlenmiş hissediyordum.Artık eğitilmiş birisiydim. 'Efendim' dedikleri yani Bay Min'in yanına gitmiştim. Bana birisini öldürmem gerektiğini bunu hiç acımadan yapmam gerektiğini söyledi ve bana bir dosya uzatmıştı. Dosyaya bakmıştım. Bir adamın birilerini öldürdüğü yazıyordu. Bir sürü isim vardı. Bay Min'i onaylayıp odadan çıktım. Bu işi gece yaparsam daha iyi olacağını düşündüm ve adamı gözetlemeye başladım.
Sonunda gece olmuştu adam tek başına geziyordu. Hemen evine girmek için yol aradım ama kapılar kilitliydi. Hemen cama tırmandım bunu yapmam kolay olmuştu çünkü bununda eğitimini de almıştım. Camdan içeriye girdim ve mutfakta olan adamın kafasına vurup bayılttım ve bağladım. O uyurken evde kolanya, peçete ve çakmak buldum. Adam uyanmıştı ve bana kim olduğumu sordu ona cevap vermedim.
(Hassas içerik)
Hemen yanımda her zaman taşıdığım bıçağı aldım ve adamın gömleğini yırttım. Bıçakla derilerini yüzmeye başladım. Lanet olsun etraf çok kan olmuştu. Adamın yüzülecek bir yeri kalmadığında kolanyayı alıp yaralarına döktüm acı içinde bağırdı. Ağızına az önceki bulduğum peçeteyi soktum ve yemesini söyledim. Zorla yemeye başladı sonunda kusacağı zaman son peçeteyi ağzına soktum ve peçeteyi yaktım. Ağzı yanıyordu. Adamdan yavaşça uzaklaşmaya başladım kolanya döktüğüm için birazdan iyice etraf alevlenecekti ama onun öldüğünden emin olmam lazımdı ne de olsa ilk işimdi bu. Adam yavaş yavaş yanmaya başladı. Gittikçe kül oluyordu. Vücudunun kalmadığını gördüğüm anda evden hemen çıkıp motoruma atladım.
(Hassas içerik bitmiştir.)
Hemen üstümü bir kenarda değiştidim ve Dark House'a yol aldım.
Bay Min yaptığım şeye hayret etmişti. Bütün Dark House nasıl bir cani olduğumu konuşuyordu. Dark House için bu tebrik edilebilecek bir şeydi. O günden sonra tüm herkesi çeşitli işkencelerle öldürdüm. Dark House'da bilinen en acımasız katil oldum.
Tüm işlerimi gece hallettiğim ve gece ortaya çıktığım için Midnight adını aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark House | JJK
Misterio / Suspenso"Bir anlaşma yapalım. Ben senin karnını doyurup, burada kalmana izin vereceğim ve koruyacağım. Senden tek bir şey istiyorum." dedi. O anlaşma beni bataklığa sürükledi ama o bataklıkta birisini buldum. İkimizde bataklıktaydık. Bu bataklığın sonunda...