Yazar'dan
Sarışın adam Jungkook'un evinin önünde inmiş, güneş gözlüğünü çıkarmış yılları gözünün önünden bir filn şeridi gibi geçirmişti.
Ardından hızla kapıyı çalmıştı. Kapıyı hizmetçi açmış ve beklenmeyen misafirle bakakalmıştı.
Sarışın adam onu beklemeden içeriye hızlı adımlarlw girmiş ve hizmetçiye dönmüştü.
"Jungkook'u çağırmayacak mısın?"
Hizmetçi içeriye birden dalan adamın bu rahatlığına şaşırmış olduğu yerde kalmıştı.
Merdivenlerden inen Sua'yla bakışlar Sua'ya çevrilmişti.
Sua tanımadığı adama bakmıştı.
"Merhaba Sua. Jungkook yok mu?"demişti sarışın adam genç kıza.
Genç kız adını bilen bu adama şaşkınlıkla bakmıştı.
Sarışın adam ona bakan hizmetçiye dönmüştü.
"Yeni Seul'a indim yiyecek bir şeyler yok mu? Açım. Bilirsin yol yorgunluğu da var."demişti.
"Kimsiniz?"demişti Sua şaşkınlığını kolaylıkla atlatarak.
"Ben-"
Sua'nın arkasından gelen Jungkook'u görmesiyle sırıtmıştı.
"Senin burda ne işin var?"demişti Jungkook.
"Böyle yapma Jungkook. Beni gördüğüne sevinmedin mi?"demişti sarışın adam.
"Peşimden gel."demiş ve çalışma odasına yönelmişti Jungkook.
"Zirveye alışmışsın Jeon."demişti sarışın adam olduğu yerden hareket etmeden.
Odaya gitmek için yönelen Jungkook sarışın adama dönmüştü.
"Evet bundan sonra da böyle olacak."
Kapının çalınmasıyla tüm dikkatler kapıya çevrilmişti.
Kapıda beliren Taehyung'la Sua hariç kimse şaşırmamıştı.
"Konuşmamız lazım."demişti Taehyung Jungkook'un yanına gelerek.
"Bende seni bekliyordum."demişti Jungkook.
"Bende o zaman hadi konuşalım."diyerek sarışın adam çalışma odasına yönelmişti.
"Hiç değişmemiş."diye mırıldanmıştı Taehyung.
Sua ise sarışın adamın bu rahatlığına şaşırmıştı.
.
"Evet seni dinliyorum Taehyung."demişti Jungkook koltuğuna oturarak.
"Min şu anda kimsenin tarafında değil ama Dong Min'in yanında görebiliriz. Dong Min'den önce davranıp Min'i yanımıza çekebiliriz."demişti Taehyung.
"Min'i yanımıza çektiğimizde senin Min'i avlamayacağın ne belli ya da Min'in sana güvenip Dong Min'i bırakmayacağı?"demişti sarışın adam koltuğunda yayılarak.
"Min kolay taraf değiştiren birisi yanımıza alamayız onu. Sırtımızdan bıçaklaması an meselesi. O kendi çıkarı için her şeyi yapar."demişti Jungkook.
"Sadece onun olana el sürmemizi istemiyor. Ayrıca Sua olayından sonra sana sinirli değil miydi?"demişti sarışın adam.
Jungkook ise başına ağrı girmişçesine alnını sıkmıştı.
"Doğru."demişti Jungkook soluk vererek.
"Min'i ortadan kaldıralım."demişti Taehyung.
"Sende ne meraklıymışsın kardeşini öldürmeye canım."demişti sarışın adam gülerek.
Taehyung ise sinirle soluyarak ona cevap vermişti.
"Kardeşim değil o benim."
"Hayır gayette kardeşsiniz ama üveysiniz tek fark bu."demişti sarışın adam esneyerek.
"Sen çok olmaya başlıyorsun Jimin. Senin eski hükümün bana işlemez."demişti Taehyung.
"Yeter!"diyerek bağırmıştı Jungkook.
"Dong Min'in zayıf noktasından neden vurmuyoruz? Herkesin bir zaafı vardır. Onun ne peki?"demişti Jimin.
Taehyung ise soluk vermişti.
"Otoritesi."
"Bu olmaz zaten bunun için geldi buraya."demişti Jungkook.
"Yıllar önce neden gitti Dong Min?"demişti Jimin.
Taehyung ise Jimin'in gözüne bakıp ciddileşerek cevap vermişti.
"Tedavi olmak için."
.
Zaaf...
Herkesin birer zaafı vardır. Ne acınası şeydi ama.
En acınası da bu zaafı insanların bilip zaafından vurmasıydı.Nedense hayat hiçbir zaman zaaf gösterenleri affetmiyor.
-Adolf Hitler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark House | JJK
Mystère / Thriller"Bir anlaşma yapalım. Ben senin karnını doyurup, burada kalmana izin vereceğim ve koruyacağım. Senden tek bir şey istiyorum." dedi. O anlaşma beni bataklığa sürükledi ama o bataklıkta birisini buldum. İkimizde bataklıktaydık. Bu bataklığın sonunda...