-Mutemedia Güneş -
Bütün gece annemle Ekrem'in yaptığı o konuşma aklımda dönüp durdu. Aslında ne konuştular bilmiyorum ama çok büyük ihtimalle yeniden evden gitmem konusundaki fikirlerini anneme tatlı bir dille süsleye püslüye sunmuştu. Şimdiye kadar bu tarz en az on kere konuşma yapmışlardır ama hiçbiri bu kadar uzun sürmemişti.
Ben daha liseye yeni geçerken annemle babam ayrılmıştı. Mahkemede bende yanlarındayken şiddetli geçimsizlik yüzünden ayrıldıklarını duymuştum . Daha o zamanlar yeni yetme bir ergen olduğumdan bir ton tantana etmiş ve annemin de babamın da başını ağrıtmıştım. Şimdi ise 18 yaşında içindeki çocuğu daha büyütememiş bir genç kızım.
Babamla ayrıldıktan altı ay sonra başka biriyle evlendi annem. Aramızda geçen bir tartışmada artık bizi geçindiremediğini ve zorunda olduğunu söylemesi üzerine evlenmelerine müsaade ettim. İşte o adam da Ekrem'di. Birçok şekilde ondan uzak duruyordum, yatmadan önce odamın kapısını kilitliyordum ve sabahları onunla aynı masada kahvaltı yapmıyordum...
Annemle evlendikten bir yıl sonra Ekrem denilen manyak herif bana ilk önce sözel tacizde bulundu ardından da geceleri kapımı kilitlememe rağmen kapıyı zorladı ama hiçbirinde de içeri giremedi.Bu tür şeyler birkaç defa tekrarlandı.Bir yerden sonra anneme anlattım fakat inanmadı. Bende babama anlattım her şeyi. Sağ olsun ki bana gözü kapalı inanırdı(!) Tabi işin gerçeği bana asla inanmazdı. Sadece tek bir konuda bana inandığını gördüm şimdiye kadar. Temas, sevgililik... konular bu olunca kimin söylediği önemli olmuyordu babam için. isterse düşmanı söylesin yine de direkt inanırdı.
Bir şekilde o hafta eve gelmesiyle Ekrem'i bir güzel dövdü bir de üstüne annemden azar işitti. Ekrem'i o kadar çok dövdü ki artık gözüme bile bakamaz hale gelmişti adam.Ondan sonra da sürekli benden kurtulma çabalarına girdi. Aslına bakarsanız klasik Samanyolu dizilerindeki olaylar fakat yaşanınca pek de öyle olmuyor.
•••••
Gözlerimi halının desenlerinde gezdirmeye başladım bu kez. Cidden sıkılmıştım artık . On beş dakika önce beni buraya çağırmışlardı ve şimdi de bekletiyorlardı. Kapıdan içeri birilerinin girdiğini duyunca hemen kafamı kaldırdım ve anneme baktım. Yüzünde değişik bir ifade vardı. Onu hiç böyle görmemiştim. Annemin konuşmasını beklerken Ekrem konuştu.
"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum Güneş. İnan ki fakat söylemek zorundayız. Babanın yanına Bursa'ya gitmen konusunda annenle karar aldık." Ekrem'in söylediği şey boğazıma resmen oturmuştu. Bir süre söylediklerini sindirmeye çalıştım. Bir de sanki üzülüyormuş gibi yapması yok mu? Cidden beni deli ediyordu. Bok çuvalı.
"Üzgünüm hayatım fakat bu almak zorunda olduğumuz bir karardı.Sen artık genç bir kızsın ve bizi anlayacağını biliyoruz.Babanla konuştuk ve seve seve seni yanına istediğini söyledi."Annemin beni bu kadar kolay bırakmasını ummuyordum.Acaba yine bu herif ne söyledi de annemi ikna etti.
"Babanın askeri okulu var orada biliyorsun. Üniversiteyi orada okumanı istiyoruz . Hem bu kadar üzülme tatlım başka zaman babamı göremiyorum diye ağlardın."dediğinde suratında yine o değişik ifade vardı. Allah Allah ben ne zaman babamı göremiyorum diye ağladım? Ağladıysam ben niye bilmiyorum? Amaçları neydi bunların? Hadi hepsinden geçtim bari beni almaya babam gelsin.
"Hadi şimdi gidip hazırlan yarın sabah erkenden orada olman gerekiyor. Seni Ekrem bırakacak."Zaten benim korktuğum şey de bu ya.Onunla aynı yerde olmak. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum .Dedikleri şeye gelecektim bu sefer.Hem belki Bursa bana iyi şeyler getirebilirdi. Önyargılı olmaya gerek yoktu . Bir yanım babamın yanında çok zorlanacağımı söylese de diğer yanım Bursa'nın yeni bir başlangıç olacağını haykırıyordu. Hemen bavulumu çıkarıp dolaptaki giysileri doldurdum içine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İRİS
RomanceO mavi gözlü bir devdi. Küçücük bir kadını sevdi. *** Güneş, her seferinde bıkmadan affedendi. Tolga ise her seferinde bıkmadan Güneş'in hatalarına misliyle karşılık verendi. Üstelik Güneş ayı o kadar çok sevmişti ki her gün o yaşasın diye kendi...