"O Gözlerinin Yeşilinden Geçemiyorum"

2.5K 103 11
                                    

Öncelikle bu yazıyı okuyan herkesin tuttuğu oruçlar kabul olsun. Allah yardım ediyor. Sizden bir ricam olacak,aslında büyük de bir iyilik olacak. Belki aranızda bilenler vardır Güneş karakterinin modeli hamile ve yaşı Güneş'e göre biraz büyük. Bu yüzden bana Güneş'in fiziksel özelliklerine uygun bir model seçmeye yardım eder misiniz? Fikirleriniz varsa hemen yoruma koşun. Cidden yardımınıza ihtiyacım var.Şimdiden çok teşekkürler! ♥ ♥  

Keyifli okumalar





Yaşarken ölmek, ölürken yaşamak neymiş onu anladım ben ona kavuştuğum zaman.

Nefesim omzuna çarptıkça sanki daha da doyumsuzlaştım onun kokusuna. Bir dakika sonra araya giren sesler ayırdı bizi. Ayrılınca durmadı karşımda hemen çıkardı üstünü ve lavaboya elini yüzünü yıkamaya gitti. O sıra da bende kapıdaki herkesi içeri oturmaya gönderdim. Sonra da hızlıca Tolga'nın yanına gittim. Tam elini kuruluyordu havluda yavaşça. Suratımdaki çocuksu sevinci görünce elindeki havluyu bırakırken sakince konuştu.

"Nasılsın Güneş?"

"Mükemmelim. Geldin ve buradasın, Bursa'dasın."

"İyi iyi. Eee özledin mi peki?" Suratıma bakmamıştı.

"Tahmin edemeyeceğin kadar çok. Sana bir şey oldu sandım ya, ölüyordum."dediğimde Tolga sohbettin nereye kayacağını anlamıştı ki konuşmayı geçiştirdi.

"Sonra konuşalım mı biz senle bunu? Zamanı değil."Sorduğu soruya cevap beklemeden gitti içeri. Buna şükür. İçeri salona girdiğinde Arda hemen yanına gitti. Selamlaştıktan sonra Arda'nın kulağına Tolga "Sadece biz bize olacağız sanıyordum."dedi. Arda da karşılık olarak "Bende öyle sanıyordum."diyince içimdeki gülme isteği tavan yaptı. Ezgi'yi kim çağırmıştı ki o zaman? Maydanoz.

"Tolga. Çok korktum. Gerçekten bak. Burada toplanıp seni karşılamamız gerektiğini de ben söyledim ama işte... Davetli olmayanlardı geldi." Diyince Ezgi Tolga suratına en alaycısından bir gülüş yerleştirdi.

"Buraya davetli olmadığının farkındasın demek."diyerek göz kırptı bana doğru. Gülümsemem kahkahaya döndü. Özlemişim be. Her şeyini özlemişim.

Her şeyini özlerim ben bu adamın. Yokluğu hariç.

Ezgi bozulunca Tolga da gülmeye başladı. Geldiği zaman gözlerini içindeki fırtına beni de alıp götürmüştü ama şimdi öyle günlük güneşlikti ki gözlerinin barındırdığı denizler, ferahlatmıştı içimi.

Herkes oturunca mutfağa bir şeyler hazırlayama gittim. Yerleştirmekte falan zorlandığım için içeriye Ezgi'ye bağırdım. Kendisi gülüp duymamış gibi yaptı ve onun yerine yanıma Tolga geldi yardım etmeye. İyi ki gelmedi Maydanoz!

"Sen tabaklara şeyleri koy ben de çayları doldurayım."diyerek hoplaya zıplaya ocağın yanına gittim. Güldü sadece.

"Ezgi'yi siz mi çağırdınız?"diye bir soru sordu bana.

"Asla. Kaya Can'ın burada olması senin fikrim miydi peki?"

"Sayılır."dedi umursamadan. Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir şey sordum ona.

"Sizin Kaya Can'la aranız kötü değil mi? İyi anlaşıyorsunuz şaşırtıcı bir şekilde."

"Kötü değil. Bir aralar aramız fazla açılmıştı sonra seninle beraber tekrar konuşmaya başladık. Yakınızdır yani normalde." Hafiften şaşırdım öyle diyince Tolga. Sanki aralarında hep bir şey varmış gibi geliyordu. Anladığımı belirtece o 'hmm' sesini çıkardım ve yaptığım işe devam ettim.

İRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin