"Yalan, Hem de Kuyruklusundan."

2K 90 10
                                    

Kaya Can var bu kez. O meşhur siyah küpesi de kulağında. Yorumlarınızı alalım bakalım beyimiz hakkında. Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın. Sizi seviyorum. Tüm kalbimle.

Keyifli okumalar... ♥♥


"Ne duydun bilm-"derken Tolga,sözünü  kestim hemen ve boğazımdaki yumruyla konuştum.

"Ne konuştuğunuz umurumda değil. Sadece bir an önce şu çalışmalara başlayalım da bitsin bir an evvel."Elimdeki çantamı kenara fırlatıp umursamaz bir bakış attım.
Dedikleri tabiki umurumda değildi!

Ölürsem mezarıma 'Yalandan çarpıldı' yazarsanız.

Ezgi ilerideki mavi sert minderin üstüne ilerlerken"Şu minderin üstünde seninle dövüşeceğiz sadece. Eğitim dediği şey bu."dedi. Bende onun peşinden gittim. Dediklerini aklımın bir köşesine hatta mümkünse en ücra köşesine itiklemeye çalışsam da olmuyordu.  Malım ben ya! Vallahi onları niye dinlemişsem.

"Yazık..."

"Gerçekten kıza yazık..."

Hepsini unutarak odaklanmaya çalıştım.

"Başta eksiklerini göreceğim ondan sonra geliştireceğim seni." Cevap vermek yerine kafamı aşağı yukarı salladım. Ezgi karşıma geçince başlayacağımızı anlamıştım.  "Başlayın. Yavaş ol Ezgi."Uyarıya kulak astığını pek sanmıyordum.  Haydin Bismillah,  gazamız mübarek olsun!

Bana doğru bir adım attığında geriye adım attım. En sonunda karşılıklı yürümemize dayanamayarak bir yumruk salladım suratının sol tarafına doğru. Sağa çekildi ve yumruğumu tuttu. Sonra sıkmaya başladı. Başta dayanabildiğim acı giderek daha da dayanılmaz bir hal alınca isteğim dışında inledim. Tolga'ya söyledikleri aklıma gelince hırsla tam olarak sol kaval kemiğine tekme attım. Pek etkili gelmemişti ona ama gerileyip elimi bırakmıştı. Bir an olsun dinlenmeden  sağ diz kapağıma tekme atmıştı. Acıyla sağ dizimin üstüne düştüm. Sesimi çıkarmadım ama dişlerimi birbirine bastırdım.

Bir sonraki hamleyi ben yaptım ve sinirle koşarak belinden sarılıp dengesini kaybetmesine yol açtım. Böylelikle ikimizde yere düştük ama tabi ben onun üstündeydim. Fırsattan istifade üstüne oturarak tam ona yumruk atacaktım ki dizini omurgama geçirdi. Bağırarak acıyla inledim, sırtım bir yay gibi gerilmişti gelen darbeyle. Buna karşın güldü. Beni kenara itti ve bu kez o üstüme çıktı. Yumruk atmayacağını düşünüyordum ama sandığım gibi olmadı. Önce sağ kaşımın uyuştuğunu hissettim sonra da sol elmacık kemiğimin. Nefes almama izin verdiği sırada aklıma şimdiye kadar yaptığı şeyler çullandı. Tümü, hepsi. Yediğim darbelerle sinirim daha da arttı. Ellerimle omuzlarından kuvvetlice itip yere düşmesini sağladım ve hemen ayağıya kalkıp başında belirdim.  Önce yüzünü ekşitse de sonradan hafif yalpaladığımı gördü ve ayak bileğimden çekti. Kafam sert minderle sertçe buluşunca yüzümün mindere temas eden sol tarafı uyuştu. Bir anda beklemediğim şekilde yere düştüğüm için kendimi koruyamamıştım. Ben yerde yüzükoyun yatarken bel oyuntuma oturdu ve iki kolumu da kürek kemiğimin orada buluşturdu. İstemsizce kafam da kalkarken havaya daha fazla uğraşmadım. Gözümü kapattım sonra da sadece yüzümü buruşturdum acı yüzünden.

"Ezgi tamam... Çık dışarı."Sonunda Tolga Bey karışma zahmetinde bulunmuştu. Kapının kapanma sesini duydum ardından Tolga'nın yanıma geldiğini. Gözlerimi kapattım sadece o şekilde yatarken. Konuşmadan kucağına aldı beni. Gözlerimi açtım ama hala konuşmamıştım. O da konuşmadı. Minderin üstünde göğsüne yasladı beni.

Sinirliydim. Hemde fazlasıyla. O sürtük orada benim haşatımı çıkarırken dur diyebilirdi. Üstelik yaptıkları o konuşmadan sonra !

"Canın çok acıyor mu?"diye sordu.

İRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin