¬Multumedia Burak¬
Aslında herkese lazım böyle zamansız şoklar. Büyük bir şey olmasa da o anlık bir şaşkınlık. Kendine getirir çünkü seni.
O an da bana öyle olmuştu. Tolga'nın izin vermemesi gibi küçük çaplı da olsa şok yaşamıştım. Bir Tolga'ya bir Eren'e bakarak ortamdaki gerginliği nasıl uzatacaklarını bekliyordum . Aradaki gerilim dolu havayı bir kat daha kötü hale getiren şey Eren'in sözü oldu.
"Hadi gel gidelim, boş ver onu. "Sesindeki sakinlik beni bile gıcık edecek derecedeydi. Tam sandalyeyi geriye atarak Eren'le gidecektim ki bu sefer beni engelleyen şey Arda'nın sözü hemde beni gitmemem için tutan Burak'ın eliydi.
" Güneş otur. Lütfen. "Kurduğu cümle kendisiyle bile çelişiyor gibiydi.Cümlenin her hecesinden hem emir hemde rica akıyordu. Bende bu sefer kalkmak için geriye attığım sandalyeyi kendime çekerek masaya oturdum. Eren'e dönüp baktığımda kulağına bir şeyler fısıldadım.
" Şimdilik git."Bu sözlerime karşılık kafasını tamam dercesine salladı ve gitti. Bende hiçbir şey olmamış gibi yemeğime devam ettim. Hepsinin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Tepki vermiyor yada konuşmuyordum çünkü eğer bir şey yaparsam kavga çıkacaktı biliyorum.
"Şimdi sınıflara gidelim de sonra konuşuruz bu konuyu. "Deniz'e bir gün gerçekten teşekkür etmem lazımdı. Deniz bunu söyler söylemez Arda yanıma geldi ve sadece benim duyacağım bir ses tonuyla konuştu.
" Seninle daha işim bitmedi küçük hanım. "o bunları söylerken vücudumdaki neredeyse her kasın kasıldığını hissettim.Daha yeni gelmiş olmama rağmen bu kadar şey fazlaydı be.
Hepimiz sınıflarımıza dağılmak için yollarımızı ayırdık. Deniz'in verdiği ders programına göre sınıfa gittim. Bir kısım kızlı erkekli sohbet ediyor, arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu diğer kısım da telefonlarıyla uğraşıyordu.
Bu sene benim üniversiteye gitmem gerekiyordu. Psikoloji bölümünden mezun olup doktora vermem gerekiyordu. Sonra kendime göre güzel bir iş bulup oranın yakınlarında bir ev almam en sonda ise arabamın olması gerekiyordu. Peki ben neden şimdi buradayım? Oksijen israfı bir üvey baba yüzünden.
"Bence yerine geçmelisin. Bütün gün orada dikilemezsin torpilli. " bu sözcükleri duyarken kulağımın kenarında hissettiğim nefes irkilmeme neden oldu. Refleks olarak aniden arkamı döndüm deniz dalgalarını bile içinde barındıran bir mavilikteki gözlerle ve güzel bir gülümsemeyle karşılaştım. Gözlerinde o kadar çok duygu barındırıyordu ki orası o kadar kalabalık ve karışıktı ki neler hissettiğini anlayamıyordum.
"Nereye oturmak istersiniz hanımefendi?"
"Sen nereye oturacaksan oraya."diyerek bir gülümseme gönderdim ona. Gözleri parladı ve elini belime koyarak kapı tarafından en arka sıraya beni yönlendirdi.
"Kahvaltıda olanlar için... "lafımı bitirmeden o konuşmaya başladı.
" Orada yaşanan saçmalıklar yüzünden kendini suçlu hissetmeni istemiyorum. Özür dileyeceksin ama dileme Güneş."Göz kırpıp önüne döndü.Yüzümde bir tebessümle bende önüme döndüm.
Ben dersten bağımsız birkaç bir şey yazıp çizerken birden önümdeki defter hızla çekiştirildi ve başka yöne doğru gitti. Kafamı kaldırdığımda karşılaştığım şeyin Tolga olmasını bile beklerdim ama öğretmen olmasını beklemezdim.
"Yazdığınız şeyleri bize de okumak istersiniz diye düşünüyorum Güneş Aras." Yoo istemiyorum.
"Ben öyle düşünmüyorum ama. "İşte karşınızda gerçek Güneş Aras.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İRİS
RomanceO mavi gözlü bir devdi. Küçücük bir kadını sevdi. *** Güneş, her seferinde bıkmadan affedendi. Tolga ise her seferinde bıkmadan Güneş'in hatalarına misliyle karşılık verendi. Üstelik Güneş ayı o kadar çok sevmişti ki her gün o yaşasın diye kendi...