"Güven Bana"

2.1K 101 7
                                    


Keyifli okumalar... ♥♥

Beni önemsediğini sanıyordum. Sözlerimin üzerinde bir etkisi olduğunu sanıyordum.

Ezgi tam çardağın girişinde ağzı açık kalmış, Burak'ın içtiği su genzine kaçmıştı.

Kaya Can da çardağı terk etmişti. Deniz, Zeynep ve Arda ise gülüyordu. Gülmeleri bitince 'hayırlı olsun' demeye başladılar. Burak hiç durmadan yine bir şey patlattı. "Yatak benden kırması sizden "diyip değişik sesler çıkardı. Tolga da direk geçirdi bir tane "Allah'ın gevşeği" diyerek.

Eren iyice yaklaşmıştı ve bunu Tolga gördü. Suratındaki gülüşü kaybolduğunda ayağa kalktı hemen.

"Konuşmamız lazım Güneş. Gerçekten mantıklı bir açıklamam var."dediğin ses tonu kulağa çaresiz geliyordu. O çardağa geldiği sırada ben de Tolga'nın tam arkasındaydım ama benimle kurduğu göz temasıyla bir adım geriledim ve Tolga'nın arkasına saklandım.

"O açıklamayı sana sokarım!"diye kükreyerek üstüne yürüdü Tolga. İki elimle bir kolundan tutup geriye çekmeye çalıştım fakat gram yerinden oynamadı.

" Güneş seninle tek konuşmam lazım. İzin ver de bana, açıklamamı yapayım." Kafamı hayır anlamında sallarken bir yandan da Tolga'yı tutmak için emek sarf ediyordum. Her onu tuttuğumda vücuduma yayılan korkuyu yoksaydım. Aptal mıydım ben? Sevdiğim adama da dokunamayacaksam öleyim daha iyiydi. Derin derin nefesler almaya başladım.

"Gidiyor musun yoksa ben mi öteki tarafa göndereyim seni? Hangisi daha karlı, sen seç. " dedi Tolga. Arkasından Arda ve Burak da kızmaya başladılar.

"Tolga'yı orada Güneş tutuyor, Arda'yı Zeynep ama bak beni kimse tutmuyor. Git istersen."Burak'ın sözlerini yok sayıp çardağın içine doğru girdiğinde Tolga hırsla tutup itti onu.

"Dur dur! Tolga dur."diyerek kolundan tuttum tekrar ellerimle. Onu tutmaya çalışırken istemeden Eren'in de yanına yaklaşmıştım. Tedirgindim biraz. Tolga kollarındaki ellerimi itip bana baktı ve omzumdan doğru beni geriye itti. Öyle itip kakmak için değil de uzaklaştırmak içindi bu yaptığı. Umursamadan tekrar gittim yanına ama bu kez Eren tutmaya çalıştı boştaki kolumu. Hemen geri çekildim.

"O kolunu kırarım senin lan!"Tolga vurdu bir tane koluna ve ardından gerilerek sağlamca geçirdi suratına. Diğer öğrencilerin az bir kısmı Eren'i ite kaka uzaklaştırırken diğerleri de Tolga'nın etrafına doluşmuştu. Onu da Arda ve Burak omuzlarından tutarak çardağa getirtip oturtmuştu. Herkes başımızdaydı ve bir ton 'iyi misin' sorularını üstümüze doğrultmuşlardı. Tam gidip yanına oturdum. Yayılmasıyla birlikte bir dizini sinirli sinirli sallıyordu. Kafasını benim tam zıttımdaki yöne çevirmişti. Yanımızdakiler olay kapansın amacıyla şakalara başvurmuşlardı. Yine de sakinleşmemişti Tolga ve hiçbir şey söylemiyordu. Sonunda tuttum o salladığı dizini. Dikkatini çekebilmiştim. Gözlerinde koyu mavi hakimdi. Dizini sallamayı bırakmıştı. Yumruk attığı elini tuttum sonra. Parmaklarının bittiği kemiklerin birkaçının üstünde kan vardı. Elimi eşofmanımın cebine götürdüğümde bir tane peçete buldum ve onun üstüne Burak'ın suyundan döktüm birazcık. Sohbete devam ediyorlardı ama kulak asmıyordum. Islattığım peçeteyle kanları silerken bir çocuk takıldı bizimle.

"Siz hayırdır Tolga Abi ya sevgili falan mısınız?"diye sordu gülerek. Şaka yapıyordu. Bakıştık. Tam 'hayır' diyecekken Tolga ben döndüm arkamı ve cevabını verdim.

"Evet." Aynı şekilde ben de gülmüştüm. Güldüğümden anlayamamıştı verdiğik cevabın gerçeklik payını.

"Harbi misiniz siz?"

İRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin