•Mültimedya Eren•
Kafeteryaya gittiğimizde hepsi yayılmış oturuyordu. Beni görünce birden ayaklandılar. Tolga hariç. Bu çocuk cidden... Hindistan'a gönderseler millet tapar ya buna. Yanıma Hakan geldi ve kollarımdan sıkıca tuttu sonra da konuşmaya başladı.
"Bizde seni bekliyorduk." Kendimi niye bilim kurgu filmlerinde özel odaya çağrılan ana karakter gibi hissettim?
Şimdiye kadar beni annem bile beklememişti. Mesela dışarı çıkacaksak eğer zamanında hazır olmazsam beni bırakıp giderdi. Onun felsefesiydi bu. Şaşırdığım için etrafa boş boş bakıyordum. Nasıl bakıyorsam artık yüzlerine ufak ufak gülümsemeler yansıdı.
"Niye etrafa çikolatalı puding yemiş Japon balığı gibi bakıyorsun Güneş'çim?"Burak bunu söylediğinde bir an hayal etmeye çalıştım da... Neyse boş verin.
"Hiç öyle bir şey yaptın mı ki ?" Tatlı çocuk be, sevdim ben bunu. Hoş, tatlı, yakışıklı... Yavşamıyorum yanlış anlamayın sadece gerçekler bunlar.
"Çay kaşığıyla yedirmiştim. Yedirir yedirmez de en dibe çöktü. Sonra bir anda da yüzeye çıktı.Yan yan yüzüyordu. Şoka girdi büyük ihtimalle Güneş'çim."Burak bunları söylerken bir yandan da herkes gülüyordu. O hariç. Siz kim olduğunu anladınız. Burak'ın sözünü Arda devam ettirdi.
"Burak'ta balığın onunla oyun oynadığını sandı. Ezgi'den aldığı külotlu çorabın içinde yüzmesine yardım etti. Bütün bunlar olurken de ben hepsini canlı canlı izledim. İnan bana hiç görmek istemeyeceğin şeylerdi. "Son söylediği cümlede gözlerini devirmişti.
"Hadi ne söyleyecekseniz söyleyin, uzatmayın." Sesin sahibi beni hiç şaşırtmayacak şekilde Tolga'ydı. Bu söylediklerinin üzerine Hakan hemen lafa girdi. Tolga'ya baktığımda Ezgi onun kolunun altına girmeye çalışıyordu. Kız güzeldi Allah var şimdi ama ne bileyim, iticiydi işte.
"Bu okul bölümlere ayrılır. İlk olarak yeni gelenler girişte gördüğün C-1 Bloğu'nda dururlar. Hiç biri diğer bloklara geçemez. İkinci olarak da Ezgi, Tolga ve Arda dışında bizim grubun bulunduğu orta eğitimlilerin olduğu B-2 Bloğu var. Son olarak da Özel Birim var. Orada profesyoneller var."Hakan'ın sözünü Ezgi kesti.
"Yani ben Tolga ve Arda gibi çok iyiler. Çalışmadan komutanın torpiliyle değil."Bir yandan konuşuyor bir yandan da uzun ve gerçekten uzun tırnaklarını masaya batırmaya çalışıyordu. Şu an ego yapmaya ne gerek vardı? Bunu söylemesiyle Arda'nın ona dik dik bakması bir oldu.
"Sakın Özel Birimlerin olduğu bloğa geçme."Tolga'nın bunu söylemesine hiç şaşırmamıştım. Ters işte. İlla bir gıcıklık olsun, illâ bir gizem olsun. Bir kere beni şaşırtsın gidip tuvalet duvarını öpeceğim ya.
"Öyle bir kural mı var?"diye sordum birden. Sonra sanki tersliyormuşum gibi olacağı için bir şeyler daha ekledim. "Hani öğrenciler kendi blokları dışında niye gidemiyor ki?"
"Kural değil de..."dediğinde Arda Tolga onun cümlesini yarıda bırakarak kendi tamamladı.
"Cesaret edemezler, etmemeliler zaten."
"Ederlerse ne olur?"dedim bu kez az öncenin aksine meydan okurcasına.
"Et bakalım görürsün ne olacağını."dedi Tolga. Bunu söyledikten sonra herkes ayaklandı.
Deniz koluma girdi hemen. Biz biraz uzaklaşınca arkada Arda'yla Ezgi tartışıyor olduklarını fark ettim. Onlara biraz sadece azıcık kulak kabartmak için Deniz'i durdurmaya çalıştım ama durmadı bende kolundan çıktım ve onları dinlemek için yemekhanenin kapı pervazının arkasına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İRİS
RomanceO mavi gözlü bir devdi. Küçücük bir kadını sevdi. *** Güneş, her seferinde bıkmadan affedendi. Tolga ise her seferinde bıkmadan Güneş'in hatalarına misliyle karşılık verendi. Üstelik Güneş ayı o kadar çok sevmişti ki her gün o yaşasın diye kendi...