21. Bölüm

2.9K 343 91
                                    


Harry yutkundu ve kafasını kaldırıp Cedric'e baktı. Cedric, Harry'e göz kırpınca Harry azda olsa rahatladı. Son sahne çekiliyordu. Kostümler giyilmiş artık kağıt kullanılmıyordu.

"Harry, eğer zorlanıyorsan sıkıntı değil ama sahnede yapacaksın bunu tamam mı?" Alfa profesörün konuşmasıyla, Harry başını salladı. Bunu yapmak ona çok zor geliyordu.

"Bu günlük bu kadar yeter çocuklar. Dersi olan dersine gitsin, diğerleri çıkabilir." Öğrencilerin bazıları çantasını getirmişti. Çantasını getiren öğrencilerin dersi yoktu. Harry in daha iki dersi vardı, en azından ikisi de bedendi.

Kostümü değiştirmek için, kostüm odasına gitti, omega olan bir tane erkek vardı sadece. Omega kızlar başka yerde değiştirirdi üstünü. Harry altına siyah bol bir eşofman, üstüne ise düz beyaz bol bir tişört giymişti. Tişörtün kısa kolları dirseklerine kadar geliyordu. Rahat giyinmeyi de severdi, şık durmayı da. E tabi okulun bazı omega kızları gibi sırf alfa erkekler için, krop, şort ya da mini etek giymiyordu.

Birini baştan çıkarmak isterse bunu zorlanmadan ya da bu tür şeylere gerek duymadan yapardı. Harry kostüm odasından çıktı. Boş koridorda yürüdü. Çoğu öğrenci dersteydi. Draco nun sınıfının önünden geçerken sınıfın boş olduğunu görünce kaşlarını çattı.

"Hayır! Lütfen dersleri boş olmasın! Tanrım lütfen!" Harry koşmaya başladı. Merdivenleri ikişer ikişer atladı. Eğer dersleri boşsa öğretmenler genellikle spor salonuna gönderir ve serbest bırakırlardı.

Harry spor salonuna gittiğinde sinirle ayağını yere vurdu. "Hay sikeyim!" Draco ordaydı. Maç yapıyorlardı. Arkadaşları da ordaydı. Harry hızla sahaya doğru ilerledi.

"Harry sonunda geldin! Hadi sayı olarak eksiğiz!" Ron nefes nefese konuşunca, Draco sırıttı ve Harry i baştan aşağı süzdü.

"Potter katılsa ne olur? O boyla kimse onu göremediği için sayı olarak aynı kalacaksınız." Blaise ve Theo kahkaha atarken, Harry yumruklarını sıktı.

"Sizde sayı olarak bir bakıma eksiksiniz." Blaise istemsizce takımdaki kişileri saydı.

"Hayır biz tamız." Theo nun konuşmasıyla Harry sırıtarak Draco ya baktı. Harry aynı Draco gibi Draco yu baştan aşağı süzdü. "Bazılarımız boyu yüzünden sayılmaz, bazılarımız ise karakteri eksik olduğu için sayımda çıkmaz."

Ron sırıtmaya başlayınca, Draco sinirle Harry'in üzerine yürüdü. Harry kıkırdadı. "Niye bu kadar sinirlendin ki? Ben lafı ortaya atmıştım, üstüne alınman gereken bir konu yok Malfoy. Neyse kendini bilen biliyor." Son cümleyi Harry fısıldayarak söylemişti ama Draco nun duyduğuna emindi.

"Bu kadar emin konuştuğuna göre kendinden emin olmalısın Potter." Draco basketbol topunu yere çarparak Harry e attı. Top yere sekip Harry in eline geldi. "Hadi o kısa boyun ile bize ne yapabildiğini göster."

•••••••••

Harry Theo nun biloğunu kolay bir şekilde geçti. Blaise önüne çıktığı anda topu Ron a fırlattı. Ron topu sektirere koşarak ilerlerken, Draco önüne çıkınca topu sınıflarında ki Michel'e attı. Michel de potaya yaklaştı ama önüne çıkan Theo nedeniyle topu yine den Harry e attı.

Harry topu sektirdi önüne çıkan Draco ile hızla arkasına doğru bir dönüş yaptı ve havaya zıplayıp topu attı. Top mükemmel bir şekilde potanın içinden geçmişti.

Draco nefes nefeseydi. Harry gelmeden önce kazanıyorlardı ama Harry geldiğinden beri bir sayı bile alamamışlardı. Harry in takımı iki sayı öndeydi.

"Demek iş boyda değil yetenekteymiş. Sende boy var ama yetenek olmadığı belli." Diyip Draco nun yanından geçti Harry.

Harry yerde olan topu aldı ve sektirmeye başladı. "Ee, devam mı?" Blaise başını olumsuz anlamda salladı. "Ben bittim, benden bu kadar." Diyip yere oturdu Blaise. Theo da, Blaise nin arkasından yere oturdu. Ardından da Ron yere oturunca Harry kaşlarını çattı.

"Dostum pestilim çıktı kusura bakma." Harry göz devirdi, Draco yüzündeki teri tişörtüne sildi ve kafasını çevirip Harry e baktı.

"Ben varım." Harry sırıttı ve başını salladı.

İki sınıfta nefeslerini tutmuş ikiliyi izliyordu. Durum berabere kalmıştı ilerlemiyordu. Draco uzun boy avantajını kullanarak, Harry in sayı atışını zıplayarak engel oluyordu. Harry ise kısa boylu olmanın avantajını kullanarak Draco nun bloklarından kolayca kaçıyordu.

İkiside aralıksık 50 dakika boyunca oynuyordu. Tenefüs zilini duymamış ve devam etmişlerdi. Draco kızgınlıktan çıkalı fazla olmadığı için bedeni fazlasıyla güçlü ve dayanıklı bir hâl almıştı. Ama Harry öyle değildi. Fazlasıyla yorulmuştu ama pes etmeyi reddediyordu.

Hermione tedirginlik içinde Harry'i izliyordu. Ron'un da Hermione den bir farkı yoktu.

Draco topu almak için bir hamle yaptı Harry topu geriye çekti ama görüşü bulanıklaşmaya başlıyordu. Harry topu arkasına doğru götürmüş sektiriyordu. Draco topu almak için elini Harry in arkasına götürdüğü sırada top Harry'in avcuna çarpmadı. Harry bacaklarında gücün bittiğini hissetti.

Draco o anda topu almak yerine, elini hızla Harry in beline koydu ve Harry'i tuttu. "Cidden sen çok inatçısın! Pes etseydin bu kadar zorlanmayacaktın!"

Harry elini Draco nun omzuna koydu ve Draco dan destek alarak dengesini korumaya çalıştı. "Seni taşıyayım." Harry hızla kaşlarını çattı. "İstemez ne gerek var! Bana acıma delta."

"Sana acıdığımdan dolayı değil Potter. Tiribünlere kadar taşıyayım seni işte ben istiyorum!" Harry tek kaşını kaldırdı.

"Delta da olsan, her istediğin olmuyormuş demek ki."

______________________________________________________________
_____

Son cümleyi Harry, Draco ile sevisirken 18. Bölümde söyledi.

My Vita (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin