Beynime hücum eden sinirle Draco yu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım, Draco nun omuzlarından ittiriyordum. "Seni aşağılık herif!" Draco ise arsızca gülüyor bu durum ise beni daha fazla sinir ediyordu.
"Sen sorumsuzsun! Ben gideceğim daha fazla katlanamıyorum sana!" Arkamı dönüp gidecektim ki Draco nun belimde olan eli, tutuşu sıkılaşmıştı. "Daha yeni kavuşmadık mı vitam, nereye böyle?" Hala alay ediyordu. Dudaklarında ki o, alaycıl gülümseme beni çileden çıkartmak üzereydi.
"Siktir git başımdan, bırak beni gideceğim ben!" Sinirle çemkirdim. "Oturup konuşmadan seni hiçbir yere göndermeyeceğim Potter." Gözlerimi Draco ya çevirdim. "Ne diyeceksin? Beni endişelendirdin, senin yüzünden bütün planlarım suya düştü!" Draco kaşlarını çattı. "Ne planı?"
"Seni ilgilendirmez." Diye kestirip attım. Ben vita olduğumu tiyatro gösterisinden sonra söyleyip onu kudurtacaktım! Bütün plan iptal olmuştu işte, şerefsiz herif. "Vitamın inatçı olduğunu ve kendini kolay kolay ortaya çıkarmayacağı belliydi. Bu yüzdende duygu sömürüsü yapmam gerekiyordu. İstediğimde oldu, buraya geldin Potter."
Sinirle Draco ya baktım. Kızgındım hem de çok. Aklıma gelen düşünceler beni de kurdumu da rahatsız ediyordu. Draco nun beni sevmediğini düşünüyordum, mecbur kaldığı için böyle davranıyor olabilir miydi?. "Seni rahatsız eden ne Potter? Vitamın feromon kukusu neden azalmaya başladı?" Yüzündeki sırıtış gitmişti.
Draco yüzünü, yüzüme yaklaştırdı. Sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu. "Ben senin vitan değilim." Tek nefeste konuşmuştum, yakınlıktan dolayı kalbim hızla çarpıyordu, kalp atışımın sesini duymaması için tanrıya yalvardım.
Alayla dudakları kıvrılmış ve dudakları dudağıma değmişti. Nefesimin kesildiğini hissetti. "Evet öylesin sen benim vitamsın." Draco dan yayılmaya başlayan ağır feromon kokusuyla yutkundum. Ateş, duman artık siz nasıl derseniz öyle kokuyordu, çoğu insan bu kokudan rahatsız olurdu ama ben ateşi her zaman sevmişimdir.
"Hayır değilim, her zaman istediğin olmaz delta." Ukala gülümsemesi gitmedi. Sıcak nefesi dudaklarıma çapmaya devam etti. "Benim istediğim her şey olur, güzel vitam. Şuanki isteğin senin bana ait olman." Draco her konuştuğunda dudakları dudağıma çarpıyordu.
"Bu isteğimde olacak."Draco nun birden beni öpmeye başlamasıyla gözlerim açıldı.Draco geri çekildiğinde hareket bile edemedim. "Potter ben bir canavar değilim güç için seni kullanmayacağım ama şunu bil, vitam sen olduğunu öğrendim diye böyle davranmıyorum sana karşı bir ilgim vardı ama vitamın sen olduğunu hiç düşünmedim. O yüzden korktum anlıyor musun?" Yutkundum ve başımı salladım.
"Bundan sonra ne olacak?" Kafamı kaldırıp Draco nun mavi gözlerine baktım. Gülümsemesi hiç bozulmadan bana cevap verdi. "Kendimi sana kanıtlamak için biraz sürüneceğim, bundan sonra bu olacak."
______________________________________________________________
_______Sıram da oturmuş Hermione ile Ron'a dün olan her şeyi detaylı bir şekilde anlatmıştım. Ron neredeyse bayılıyordu. Hermione ise sırıtmış ve sürekli olarak ima yapıp beni utandırmıştı.
Sıramın üzerine koyulan kırmızı güller ile ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı, kafamı kaldırıp gülleri getiren kişiye baktım. Draco getirmişti.
"Hermione tut beni, ben bu sefer gerçekten bayılcam galiba." Hermione, Ron'u sarsarak kendine getirmişti. Draco, Hermione ile Ron'a baktı.
"Potter ile baş başa konuşmak istiyorum, bizi yanlız bırakır mısınız?" Her ne kadar rica ederek söylemiş olsada ses tonu emir vericiydi. Hermione kafasını bana çevirdi, başımı salladım. Ne demek istediğimi anlamıştı, Ron'un kolundan tutup ayağa kaldırdı ve bizi yanlız bıraktı. Sınıfta boştu her zamankisi gibi.
"Gerçekten sürünecek misin?" Başını salladı. "Eğer seni sevdiğimi düşünüyorsan, sürünmem tabi." Başımı hayır anlamında salladım. "Sürünmeni tercih ederim."
"Acımasızsın." Sırıtıyordu, omuz silktim. "Bu güllerle beni kandıramazsın Malfoy, daha gidecek çok yolun var." Draco yanıma oturdu. "Evet bu yüzden tiyatro kulübüne geri döndüm. Bütün okula senin benim vitam olduğunu da yayıcam."
Hızla kafamı Draco ya çevirdim. Aniden kafamı çevirdiğim için yüzlerimiz fazla yakın olmuştu. Geriye çekildim. "Hayır kimseye bir şey söyleme!" Bunu istemiyordum. "Söyleyeceğim, herkes senin benim vitam olduğunu bilmeli, bu sayede seninle nasıl konuşmaları gerektiğini öğrenecekler."
Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Böyle bir şeye gerek yok Malfoy istemiyorum söylemeyeceksin." Draco umursamazca omuz silkti. O an kafasını duvara vura vura kan çıkartmak istedim ama maalesef yapmadım. "Artık çok geç Harry. Pansy e söyledim bile. Pansy in dedikodu yayma hızı, ışık hızıyla aynı derecede. İkiside hesaplanamaz düzeyde."
"Sen gerçekten gıcıksın." Draco bana yaklaştı. "Son iki gündürde ağzından bal damlıyor Potter." Göz devirdim ve sandalyede kalçasımı sürterek geriye gittim. "Beğenemedin mi yoksa delta bey?"
Ukalaca gülümsedi. "O balı yalamak isterdim." Anına vurdum, anını ovuşturarak geri çekildi. "Terbiyesiz." Diye sinirle söylendim.
"Daha terbiyesiz şeylerde yapacağız Potter, seni zevkten bağırtacak kadar terbiyesiz şeyler-" Draco nun kafasına vurdum ve onu ittirmeye başladım vücudumdaki bütün kan yanaklarıma hücum etmiş gibiydi yanaklarım yanıyordu.
"Ahlaksız herif!"
____________________________________________________________
______Kitabı uzun yapmalıyım sizce? Kararsız kaldım.
Tiyatro sahnesinde konuşulacak seneryo olur gibi FJAKCKKSKVKLSLVLE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Vita (Drarry)
FanfictionDraco okulun en popüler çocuklarından birisiydi. Yakışıklıydı, çekiciydi, zeki bir gençti ama bunun yanı sıra onu popüler yapan başka bir şey daha vardı. Draco deltaydı. Yüzyılda bir gelen delta. Harry, Draco dan nefret ederdi, ikisinin sürekli kavg...