36. Bölüm

1.9K 253 263
                                    


Müdürün odasından o kadar hızlı çıkmıştım ki. Gözüm dönmüş gibiydi. Cedric in sınıfını biliyordum merdivenlerden indiğim sırada Ron da arkamdan koşarak geliyordu. Hermione, müdürün odasındaydı ve video kayıtlarını izliyordu.

Cedric in sınıfını bulduğumda kapıyı çalmadan 'pat' diye içeri girdim. İçerdeki profesör ağzını açmış bir şey söyleyecekti ki pembe gözlerimi ona çevirdim ve feromon kokumu yaydım. Sınıftaki herkesin nutku tutulmuştu. Kimsenin konuşmaya cesareti yoktu.

"Cedric! Benimle dışarı gel, şimdi!" Cedric yutkunup ayağa kalktı ve sınıftan dışarı çıkıp sınıfın kapısını sert bir şekilde kapattım. Ses koridorda yankı yapmıştı.

"Yüzük nerde?" Cedric'in gözleri korku içinde büyüdü. "Be- ben neyden bahsettiğini bilmiyorum-"

"Cedric boş yapma, benim yüzüğüm nerde amına koyayım?!" Öfke ile bağırdığım sırada Ron bile titremişti. Cedric kafasını öne eğdi. Cedric e saldırmamak için hem kendimi dizginlemeye çalışıyordum, hem de kurdumu sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Harry, bak ben çok özür dilerim-"

"SİKERİM ÖZRÜNÜ CEDRİC?! YÜZÜK NERDE DİYORUM SANA AMINA KOYAYIM?! ANLAMIYOR MUSUN?!" Artık, ne kendimi ne de kurdumu sakinleştiremiyordum. Elimi uzatıp Cedric'in yakasına atıp onu kendime doğru eğilmesini sağladım.

"Seni kendi ellerimle boğarım! Yüzüğüm nerede Cedric, inan bana kendimi kontrol etmekte çok zorlanıyorum, yüzük nerde?" Birinin omzuma dokunmasıyla kafamı o tarafa çevirdim. Bu kişi Rondu. "Harry sakin ol, gözlerin mora dönüşüyor. Sakin ol."

Elimi Cedric in yakasından bıraktığım anda Ron, Cedric'in yüzüne yumruk atınca şok içinde Ron'a baktım. "Hani sakin oluyorduk amına koyayım?" Ron omuz silkti. "Sakin olacak kişi sensin, ben değilim. Söz konusu kıymetlimis yani." Ron sırıtarak konuştu, eğer bu durumun içinden çıkıp yüzüğü bulursam bende gelecektim.

"Harry!" Hermione'nin seslenmesiyle Ron ve bende kafamızı çevirdik. Hermione koşarak yanımıza geldi. "Cedric yüzüğü Theodore Nott'a vermiş. Kamera kaydının devamında gördük." Şok içinde Cedric'e baktım.

"Neden anasını satayım?! Amacın neydi?!" Cedric sırtını duvara yaslayarak yere oturdu. "Çünkü seni seviyordum. Bunca zamandan beri, Malfoy'a aşık olmadan önce. Senin beta olduğunu zannederken seviyordum seni." Cedric iç çekti.

"Sonra senin omega olduğunu söyledi Malfoy. O zaman içimde bir umut oldu. Nasıl olsa alfa ve omega sıradan bir türdü. Sıradan insanlar birbirine mahkumdur değil mi?" Cedric yerden kalkıp bana yaklaştı. Geriye gitmedim. Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Ben sana öyle bakacak kadar yakınken, sen benim sana olan bakışımı göremeyecek kadar benden uzaktın." Bu söz kendimi kötü hissetmeme neden oldu. Yutkunamadım. Cedric ise zar zor gülümsüyordu.

"Yıllardır arkadaşının sana olan hisslerini göremeyip, düşmanım dediğin insanı gördün sen Harry. Bu düşünce günlerce kafamın içinde gezdi. İmkansızı sevdiğim için kendimden nefret ediyorum ama kendime engel olamıyorum işte! Malfoy senin vita olduğunu öğrenmeseydi sana böyle davranbilir miydi? Hayır. O yüzüğü Theodore ya verdim. Onunla bağın kopmasını istedim. Theodore da bunu en az benim kadar istiyordu. Malfoy en yakın arkadaşlarından birisinin böyle bir şey yaptığını anlayınca o da üzülecekti."

Cedric in sol gözünden bir yaş aktı. "Tabi senin Malfoy a bakışına şahit olduğum gün canımın acıdığı kadar, canı acımayacak." Cedric arkasına dönüp, kapıyı açtı ve sınıfına girdi.

Bacaklarım titredi, kendimi güçsüz hissetmiştim. Ron hemen kolumu tutup beni kendine çekti ve ayakta kalmamı sağladı. Hermione elimi omzuma koydu. Dayanamayıp Hermione ye sarıldım. Yakın arkadaşım dediğim insanın bana ihanet etmesine mi üzülseydim? Yoksa benden hoşlanıp kalp kırıklığı ile beni ve sevdiğim adamı izlemesine mi üzülseydim?

Ben Draco Malfoy'a aşıktım. Onu seviyordum. Draco benim için önemliydi. O delta dan önce, aşık olduğum adamdı. Ben bunu bu gün çok daha iyi bir şekilde farketmiştim.

"Şimdi ne yapacağız? Theodore ve Draco aynı sınıfta. Onların sınıfına bu şekilde giremem! Okulda Theodore ile konuşursam Malfoy bir şeyden süphelenir! Öğrenirse Theodore ya ne olacağını biliyoruz!" Ron saçlarımı okşadığını hissettim. "Halledicez dostum, halledicez..."

"Konuşmaya Ron veya ben gideriz. Sende o zamana kadar Malfoy'un yanında olur onu oyalarsın." Hermione'nin konuşması mantıklı gelmişti. Başımı salladım ve geri çekildim. "Sınıfa gitmek istemiyorum. Kantine gidelim."

Hermione ve Ron ikisi de başını sallamıştı. Merdivenlerden inip kantine en alt kata indik. Daha zil çalmamıştı. Her yer boştu. Cama yakın olan bir yere oturduk. Hermione ve Ron karşımda oturuyorlardı.

"Malfoy ile aranda olan ilişkiye bir ad koyman gerekmiyormu sence? Yüzük takıyorsunuz, hatta sen nişan basıyorsun, kıskançlığından Nathan ın saçına yapışıyorsun falan hani?" Evet bunu biliyordum. Ron'a bakıp iç çektim.

"Her şey çok hızlı gelişti! Dün Malfoy, vita olduğumu okula yayıyor! Ve ben dün onun evine gidip ailesi ile tanışıyorum! Her şey çok hızlı oldu bilmiyorum Ron! Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Yüzük takıyoruz ama ilişkinin bir adı bile yok!! Hermione de iç çekti. "Bence bunu Malfoy senden daha fazla istiyor. Onunla konuş."

Başımı salladım. "Şu yüzük meselesi çözülsün konuşacağım." Çalan zil ile ayağa kalktım. Ron ve Hermione hızla ayağa kalkıp beni sandalyeye geri oturttular. "Sen otur! Biz konuşacağız!" Oflayıp çantamı Ron'a uzattım. "Sınıfa götür bari çantamı! Malfoy çantamın burda olduğunu görürse, sınıfa neden girmediğimi soracak."

Ron oflayıp çantayı eline aldığı sırada aklıma gelen detay ile şok içinde ayağa kalktım sandalye yere düşmüştü. "Oğlum, Malfoy parmağımsa yüzük olmadığını görürse şüphelenir amına koyayım! Yalan söylersem feromonlarımdan belli olur!"

Ron, saçlarını karıştırdı Hermione ise elini çenesine koyup düşünmeye başladı. O sırada kantinin kapısınsan giren Pansy, Draco ve Blaise ile bir küfür mırıldandım. Sıçtık.

•••••••••••

Eğer yorumlar artarsa kelime sayisi artacak arkadaşlar.

My Vita (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin