Çalan telefonun sesiyle sıçrayarak yataktan kalktım. Saat ortalama akşam üstü 5 civarlarına geliyordu. Arayan Caner abiydi.
"Bir dedektifle anlaşacağımızı söylemiştik Ahu, hatırlıyor musun?"
Evet, o mesele..
Bir de daha sonrasında neler olduğunu bilsen abi...
"Evet Caner abi."
"Dövmüşler dedektifi." dedi gülerek. "Dedektiflik ofisi bizimle bu şekilde bir süreç yürütemeyeceğini söyledi."
Her hareketimin izlenildiğini unutup nerelere gittiğim şu an tek tek film şeridi gibi aklımdan geçiyordu. Adamı ne ara dövdüklerini düşünmeye çalışıyordum. Belki de kadını... Okul, hastane ve dersler derken kafam dumanlı bir şekilde ortalardaydım. Birçok kişiyle görüşmüş, konuşmuştum ama çokça hastaneye gitmiştim. Tabii gittiğim yerlerin arasında Kılıç'ın yanını da saymazsak tabi...
"Ne zamandır görevdeydi abi?" dedim merakla.
"Daha bu hafta başlamıştı." dedi Caner abi. "Ama çok bir fırsatı olmadı anladığım kadarıyla."
"Abi bu işi en iyi sen yaparsın aslında."
Büyük bir kahkaha patlattı.
"Hahahahaha! Bilirsin, aslanlar kuzu kovalamaz Ahu. Avlar için her zaman seçilmiş kurtlar vardır."
Caner abi bazen çok fazla gizem dolu oluyordu. Ama bu sefer ne demek istediğini çok iyi anlamıştım. Bu dediklerinden sonra son 1 haftada nerelere gittiğimi, neler yaptığımı düşünmeye çalıştım. Birkaç kez mezarlığa gitmiştim ama o da ya Mert'le ya Caner abiyleydi. Uzak olduğu için tek başıma bir yere gitmiyordum.Öte yandan Kılıç'ı bir haftadan fazladır görmemiştim. Bu demek ki bir risk değildi benim için.
Belki de beni bulmuşlardı. Belki de beni kaçıran adamlar dedektifi dövmüştü. Şu an kafamda her şey kocaman bir soru işaretiydi. Götürdükleri alandan gözlerimi kapatarak çıkarmışlar ve hiçbir şey yapmadan yeniden evin bahçesine bırakmışlardı. Güvenli alanım yoktu. Evime kadar gelen tehlikeden bahsetmek isteyip konuşmaya çalıştım. "Caner abi aslında.."
"Can'ın ailesi doktorları dava etmeye hazırlanıyormuş." dedi.
"Ne?"
"Evet abicim. Artık bu olaydan sonra hiçbirinizin takip etmesi gerekmiyor. Biz şirket avukatlarına da söyledik. Gerektiği yerde destek olacaklar." dedi. "Siz de biliyorum zor ama artık normal aktivitelerinize dönün, ders falan çalışın."
Donup kalmıştım. Normal aktivitelere dönmek benim için çok da kolay olmayacaktı.
Telefon kapandığında rehberden Özge'nin adına baktım. Arayıp konuşmak istemiyordum. Ama yine de bir nevi haksızlık ettiğimi düşünmek içimi kemiriyordu. Benimle yaşadığı olay yüzünden okul değiştirmişti.
Belki de şu an için gelişmiş bir insan ilişkisi kuramıyordum çevremle. Ama zaten bunun adı ergenlik değil miydi? Büyümek de böyle bir şeyse fazla can sıkıcıydı. Çünkü şu an taşıdığım zihin, içinde bulunduğum bedene fazla geliyordu.
Dolabımı açıp eşyalarıma bakarken havaya uygun bir şeyler seçmeyi planlıyordum. O esnada telefon yeniden çalınca yine Caner abi olduğunu düşünüp bakmadan açtım.
"Efendim abi."
"Abi mi?"
Kılıç'ın sesiyle arayanın Caner abi olmadığını fark etmem kısa bir zaman almıştı.
"Efendim Kılıç?"
"2 saate geleceğim. Aşağıya geldiğimde mesajımı bekle."
Telefon kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatsızlar
ChickLitKavga seslerinden uzaklaşırken yolu yarılamış, sakin ve biraz da ıssız denebilecek bir sokağın köşesini dönmüştüm. Serin diye tabir ettiğim hava sokakta çok bina olmamasından mı kaynaklıdır bilmem birden derinden bir rüzgarla esmeye başlamıştı. Atkı...