3.Buz Dağı

1.8K 385 96
                                    






Keyifli okumalar. Bundan sonraki bölümler ayın 15 ile 1 tarihlerinde gelecek. 💜

*

Olmak sabır İster

                         Kemal Sayar


*


Restorandan çıkıp holdinge geri döndüklerinde arabasını istedi İlbilge. "Eve geçiyorum, akşam arkadaşlarımla buluşacağım."

"Hangi arkadaş?"

Bu özel soruyu normal karşıladı, genelde birbirlerine hesap verirlerdi. Sonuçta aynı evde büyümüş, bir hayatı paylaşmışlardı. Bir kadere ortaktılar, altında art niyet aramıyordu İlbilge. "Bahar ve Yağmur'la buluşacağım. Eskiden kalan başka arkadaşlarım olmadığını bilerek soruyorsun."

"Öylesine sordum. Yarın akşam özel bir yemeğe katılacağım, benimle gelir misin?"

"Ne yemeği?"

"İş, Katarlı ortaklarımız geliyor bu akşam."

"Sinan ve Selen de olacak mı?"

"Selen'i bilmiyorum ama Sinan olacak, neden?"

"Selen'siz gideceğini sanmıyorum. Gelirim, ne kadar yakın o kadar iyi."

Oysa Hazar yanında olması, her an her saniye dibinde durması için istiyordu gelmesini ama ona da hak veriyordu yine de bir yanı aksini isterdi. "Sabır, hafta başı işe başladığında istemediğin kadar çok göreceksin hatta sıkılacaksın."

"O da ayrı bir konu, uyum sağlamam için bana yardım etmen gerekiyor. İşlerden hep haberdar oldum ama hiç yönetici konumunda olmadım."

"Gece çok gecikmezsen eve iş getiririm, üzerinde konuşuruz. Bizler..." derken kadına doğru eğildi. "Patronuz, işimiz bilmek ve imza atmak. Beynimizi çalıştırmak, zeki davranmak ve yine imza atmak. Zor değil. Sen bu işin okulunu okudun, yapacağına eminim."

"Teşekkür ederim patron, sen iyi bir iş adamısın." Kocaman gülümsemiş, kırptığı bir gözle adamın kalbinin kapısına sağlam bir yumruk atmıştı.

"Rica ederim patron." Hazar da aynı karşılığı ona gönderdi. Uzun kirpiklerinin arasından İlbilge'ye hoş bir bakışla göz kırptı. "Akşam altıda evde olurum, yedide çıkmam gerekiyor. Babamla konuşacağız, ondan sonra çıkarız."

"Çıkarız? Sen nereye?" dedi yine özel olan ama ikisinin arasında bir anlamı olmayan soruyla.

"Benim de arkadaşlarım, özel hayatım ve eğlenmek için yaptığım şeyler var."

"Allah Allah..." İlbilge sözleri yayarak ve hafif bir gülüşle söylemişti. "Bak sen... İyi öyle olsun."

Arabası yanlarında bitince hoşça kal dedikten sonra ayrıldı. İlbilge eve kadar gülümsedi. Hazar ile vakit geçirmek her zaman keyifliydi. Onu rahatlatan, huzur veren bir yanı vardı ve çokça sakinleştirici gücü Hazar avucunda tutuyor, gerektiğinde ona hediye misali sunuyordu.

Amcasını odasında kitap okurken buldu, hemen konuya girmek istediyse de bundan vazgeçti. Hazar'ı bekleyecekti, ama akşam konuşmaları gereken bir konu olduğunu söyleyip odasına çıktı. Ne giyeceğine karar verdi, duşunu aldı. Kız kardeşlerinin nerelerde, neler yapıyor olduğunu öğrendi.

Altınay, İkra ile alışverişte, Aybike Defne ile kahve sözünde, İlay da Melek'in evine baskına gitmişti. Herkes görev başındaydı. Elinde sürüklediği kitabın daha birinci sayfasında bile değildi. Okuyacaktı sözde, kafasının içinde milyon tane tilkiyle okumakta zorlanıyordu. Kitabı kenara bırakıp yatağında döndü. Saate baktığında henüz üç olduğun gördü. Birkaç saat uyumaya karar verip gözlerini yumdu. Açtığında saatin altıya gelişine şaşırıp kalktı, üzerini giyinip makyajını yapana kadar saat yedi olmuştu. Kızların eve gelip gelmediğini merak etti. Hızla odasından çıktığında kendi gibi hazır olan Hazar'ı gördü.

Kuş UçuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin