24. Ben Sana Aşığım

1.1K 299 47
                                    







Keyifli okumalar... ;)

.

Kuş olsun insan olsun, yalnızlık sevmeyi bilmeyenlerin icadı.

                                                                                        Edip Cansever

.


Eve girdiğinde amcasıyla teyzesini tatlı tatlı atışırken buldu, selam verip Hazar'ı aramaya koyuldu. "Odasında bebeğim," dedi Sezen Hanım. Son günlerde Hazar da olan sessizlik dikkatinden kaçmamıştı. Neler olduğunu sormak istiyor bir türlü vakit bulamıyordu. Odasının kapısını iki kez tıklattı, daha önce odasına girmişliği yoktu. Aynı evde yaşayıp odalarına girmeyen iki sevgiliydiler. Çakma da olsa...

"Gir," sesiyle araladı kapıyı. Koltuğunda elindeki tablete bakıyordu, başını kaldırmadı.

"Hazar," dedi İlbilge.

Başını çevirdiğinde ilk kez odasında gördüğü kadına şaşkınlıkla baktı Hazar. İlbilge odayı inceliyordu, tam da Hazar gibi ferah bir oda karşıladı onu. Soft renkler hâkimdi odaya, kahve rengi koltuk, krem yatak örtüsü. "Hoş geldin, neredeydin?" dedi ve önündeki tablete bakmaya devam etti.

İlbilge yaklaşıp koltuğun kolçağına oturdu. "Amcama uğradım, kızlara bakındım biraz. Şimdi geldim. Haberlere mi bakıyorsun?"

"Bildiğim şeyleri izlemek istemiyorum. Bizden çıktı artık, merak etmiyorum. Ev bakıyorum."

"Bana sormadan mı?" dedi iğnelercesine.

"Fikrinizi alacaktım, sadece bakıyorum. Yalıya ne dersin?" dedi ama sesi buz gibiydi. "Kızlar da sever belki."

"Neyin var Hazar? Hiç olmadığın kadar uzaksın."

Kaydırdığı görüntü durdu, bakışları bir ev üzerinde durdu ama görüyor denemezdi. "Sana öyle gelmiş, bir şeyim yok."

"Güldürme beni, otuz senedir beraberiz. Seni tanıyorum."

"Yirmi dokuz. Dediğim gibi sana öyle gelmiş, olanlar üzdü sadece."

İlbilge yerinden kalktı. "Sen öyle diyorsan..." dedi kırgın bir sesle. "Yarın Sinan ile yemek yiyeceğim. Altı ay sonra dönecek, gitmeden konuşmak istedi."

Başını kaldırmadı Hazar. Tableti tutan eli sertleşti. "Konuşun tabii, sonuçta bir geçmişiniz var."

"Tüm söyleyeceğin bu mu?" dedi ona bakıyor ama Hazar asla başını çevirmiyordu.

"Ne dememi bekliyorsun, tüm sorunlarımızı hallettik, artık benden akıl almana gerek kalmadı. Sana söyleyecek neyim kalmış olabilir ki?"

"Ben de öyle düşünmüştüm." Kapıyı çekerek çıktı İlbilge. Kapının önünde bir dakika kadar bekledi, kapıyı açar, hayır gitme, gidemezsin, onunla ne konuşacaksın demesini bekledi ama içeriden kırılan – muhtemelen tabletin- bir şeyin sesi geldi. Hırla odasına geçip kapısını sertçe kapattı.

                                                                      ***

Payidar kardeşler salonun ucunda baş başa vermişlerdi. Dün geceden bu yana ne ablalarının ve Hazar abilerinin suratından akan öfkenin nedenini bilmiyor ama tahmin ediyorlardı.

"Ben anlamıyorum ki," dedi İlay. "Birini sevdiğinde bunu ona söylersin değil mi? Daha neyi bekliyor, hayır tüm erkekler mevzu aşk olunca aptal oluyor diyeceğim ama bu kez de tanımadığım müstakbelime ayıp olacak."

Kuş UçuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin