13. Asalet Soydan Gelir

1.3K 337 50
                                    


Keyifli okumalar... 💜



.


Belki şair olmayacağım. Ama yaşadığım en güzel şiir sen olacaksın.

Ahmet Demir




.




Otele giriş yaptıklarında ne olur ne olmaz diyerek etraflarını kollayan kızlardan Aybüke kimlikleri toplayıp giriş işlemlerini hallederken geri kalanları lobide oturuyorlardı. İşlemler tamamladığında odalarına geçip yerleştiler. İki ayrı süit tutmuşlardı ama birinde sabahlamayı düşünüyorlardı. Otelin huzur veren havası Melek'i bile neşelendirmişti. Odalara geçip eşyalarını yerleştirdiler. Üzerlerini değiştirip havuza ineceklerdi ama Payidar kardeşlerin görevi gözleri dört açıp, Cemal ile Timuçin'e erkenden yakalanmamaktı. Aynı yere gidiyor olduklarından haberleri yoktu. Farklı konumlarda olduklarını biliyorlardı. Cemal ile Timuçin özellikle sormuştu, birbirlerine oldukça uzak otellerde olduklarını düşünüyorlardı. Payidar kardeşler özellikle ayarlamıştı, otelin adını yanlış vermişlerdi kızlara. Şaşıracak kadar dikkate alan da olmamıştı. Tatile gelmişlerdi, otelin adının ne önemi vardı ki...

Elindeki telefona bakan İlay adamlarından bilgi alıyordu. Cemal ile Timuçin otele giriş yapmamıştı. Yaptıklarında haber gelecekti, adım adım takip edilecek onlar neredeyse oraya gidilmeyecekti. Üzerlerini değiştikten sonra havuza indiklerinde kendilerini suya atmışlardı. İlay sadece Melek ile şezlongda oturuyorlardı.

"Biraz gülümse Melek."

Melek burun kıvırıp gözlüğünün altından etrafını inceliyordu. "Gülümseyecek bir neden arıyorum."

Pareosuyla uzanan İlbilge yan döndü. Gözlüğünü hafifçe kaldırıp baktı. "Ne dememi bekliyorsun, kuşlar böcekler güneş falan mı?"

"Hayır, fazla klişe."

"O zaman hâlâ nefes alıyorken bir şeyler yapmak gerekiyor diyorum. Hayatın bir gün ağlayıp bir gün gülerek geçtiğini bilecek kadar büyük olduğumuzu mesela... İnsanın huzuru ve neşeyi etrafındaki her şeyde bulabileceğini falan desem..."

Melek gülümser gibi başını yana yatırdı. "Romantiksin derim."

"Çok gerçekçi olmak hayatı zorlaştırır." Yerinden kalkıp pareosunu çıkarttı. "Kalk!" Melek'in başına dikildi.

"Git yüz, beni rahat bırak."

"Kalk dedim."

Melek bezgin bir solukla oturdu. "İlay... Git yüz."

"Sen istedin." Melek'i kolundan tuttuğu gibi kaldırıp havuza fırlatırken kadın havada çığlık atıyordu. İlay da kahkaha atıp arkasından atladı. Melek sudan çıkıp nefes alırken İlay'ı suda görünce hırsla yanına yüzdü. Suyun altından geçip İlay'ın ayak bileklerinden tutup havuzun dibine çekti. İlay çırpınarak dalarken Melek çıkmıştı. Kendini suyun dibinde bulan İlay hızla yüzeye çıktığında sırıtan Melek'e bakıp kahkaha attı. "Seni çılgın." Kızın üzerine dalarken Melek kaçıyordu. Ablaları onları suyun kenarında güneşlenirken izliyor, tebessüm ediyorlardı.

"Hiç büyümemiş gibiler," dedi Defne.

"Katılıyorum, eskiden de böyleydiler."

"Özlemişim böyle zaman geçirmeyi, çok iyi olmadı mı geldiğimiz?" dedi İkra. "Evlilik aşkı öldürüyor mu bilmiyorum ama arkadaşlığa balta vurduğuna eminim."

"Kim dedi erkenden evlenin diye," dedi Altınay.

"O kadar da erken değil," dedi İkra. "Aynı yaştayız."

Kuş UçuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin