Selam millet. Yeni bir bölümle daha burdayım. Ramazan dolayısıyla çok zor şartlarda yazdım bu bölümü umarım beğenirsiniz. Okuduktan sonra vote ve yorum bırakmayı unutmayın pls. Teşekkürler. Iyi okumalar. :)
"Kendine dikkat et selametle" deyip valizimi bana verdi ve onu bekleyen arkadaşları diye tahmin ettiğim üç kız ve iki adamın bulunduğu gruba doğru ilerledi. Benim gözlerim de o sırada Eymen, Gamze ve Furkan'ı arıyordu. Allah'ım işte orda beni bekliyorlardı. Ne çok özlemiştim. Canım evim ve Izmir'e kavuşmuştum dört ayın sonunda. Ama o da ne tam Eymenlerin yanına vardığım sırada arkamdan Ömer koşarak geliyordu.
"Karagöz "
Aman Allah'ım bu adam ne yapıyordu böyle ? Bizimkilere nasıl açıklayacaktım şimdi ? Ne diye karagöz diye bağırıyor ki bu adam ?
"Hah neyse ki yetiştim. Bu çantayı vermeyi unutmuşum. Önemli birsey olabilir diye düşündüm." Deyip bilgisayar çantamı elime tutuşturdu. Sonra da beni hiç tanımıyormuş gibi iyi günler dileyip arkadaşlarının yanına döndü. O sırada bizimkiler de Ömer'in bulunduğu grup ta bize odaklanmıştı. Ömer'e bakmayı kesip önüme döndüğümde bizimkiler tek tek boynuma atladı. Hepsiyle sıkı sıkı sarıldıktan sonra Eymen elimdeki valizi aldı. Herkesin yüzünde kocaman bir gülümseme ile kapıya doğru ilerliyorduk. Arabayı gördüğüm zaman bir anda aklıma gördüğüm rüyalar geldi. Rüyamda gördüğüm araba buydu. Aklıma gelen düşünceleri def etmeye çalıştığım esnada arabanın kapısına yaslanmış vaziyette bekleyen Mustafa'yı görünce elim ayağıma dolandı ve elimdeki kitap dolu çantayı düşürdüm. Benim baktığım yöne doğru bakan Gamze mevzuyu hemen anlayıp beni sakinleştirmek istercesine kaş göz işareti yaptı ve çantayı Furkan'a verdi. Kalabalığın arasından geçip sonunda arabaya yetiştik. İçimden Allahım lütfen huzur bozacak birşey olmasın diye dua ederken Mustafa konuştu.
"Hoş geldin Zeynep "
"Hoş buldum " deyip eğreti gülümsedim. Lütfen başka birşey demesin lütfen konuşmak istemiyorum.
Yirmi beş dakikanın sonunda arabanın içinde sohbet, gırgır, şamata koparken gayet iyiydi. Ta ki Eymen o soruyu sorana kadar.
"Zeynep o arkandan koşturan adam kimdi ?" Harika işte en sevmediğim an ne cevap vereceğimi bilmediğim an.
"O mu ? Ne bileyim uçakta yanımdaki koltukta oturuyordu. Tanımıyorum yani. Inince de valizi taşımama yardım etti o kadar. " oldu mu ki bu cevap ? Bence olmuştu.
"Hiç tanımadığın adam sana niye karagöz diyor ki?"
"Bilmem sanırım adımı bilmediği için" ne olur daha fazla sormayın lütfen diye içimden dualar ediyordum. Bir yandan da bozuntuya vermemek için direniyordum. Dualarım kabul olmuş olacak ki eve varmıştık. Hemen arabadan inip evde beni bekleyen anne ve babama koştum. Kapıyı çalmadan daha kapıya varır varmaz annem kapıyı açıp boynuma sarıldı ardından da babamla uzun uzun kucaklaştık. O kadar özlemişim ki şimdi daha net anladım. Gamze ve Mustafa da dahil hep birlikte bizim eve girdik. Açtım ve adım gibi emindim ki canım annem en sevdiğim yemekleri çoktan hazır etmişti.
"Annem ben kurt gibi açım hemen üzerimi değişip mutfağa dalacağım haberin olsun" deyip annemi kocaman öptüm. Sonra da odama girdim Gamze de arkamdan tabi. Mustafa'nın gözü sürekli üzerimde ve rahatsız edici bir şekilde bakıyordu.
"Gamze Mustafa gözleri sürekli üzerimde korkuyorum bir tatsızlık çıkaracak diye korkuyorum. "
"Ben onu alıp eve götürecem şimdi sen takma kafaya onu "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAGÖZ
Teen FictionHer asla aslında bir evet barındırır.... Asla yapmam dediği şeyleri günü gelince tek tek yapan bir adam... Herşeyim dediği babasını geri kazanmak uğruna evliliği çıkış yolu olarak gören bir genç kız ve onu deliler gibi seven bir adam... Peki ya aşık...