Tanışma

233 67 27
                                    

Bu bölüm @_NaliN_ ithaf edilmiştir

Selam canlar işte size yeni bölüm. Benim bir avuç değerli okuyucularım lütfen okuduktan sonra vote ve yorumları unutmayalım. Teşekkürler. Iyi okumalar :)

Ömer'in mesajına cevap verdikten sonra telefonu cebine attım ve evden çıktım. Bugün bizimkilerle birlikte mahalleyi gezecektik. Bi de Gamze'nin annesi Saliha teyzeyi ziyaret edecektim. Saliha teyze uzun süredir hastaydı. Evden pek çıkmıyordu. Bende onu ziyaret etmeye karar verdim. Mustafa'nın evde olması beni tedirgin etse de yalnız olmadığım için sorun yoktu. En azından şimdilik. Tabi başıma geleceklerden habersizdim.

Bizimkilerle birlikte Saliha teyzeye giderken Harun amcanın bahçesinden bir gül kopardım. Saliha teyze benim ikinci annem gibiydi. Beni çok severdi bende onu tabi. Kapıya vardığımızda Gamze koşarak kapıyı çaldı. Kapıyı bize Mustafa açtı Gamze Mustafa'yı görünce onu öpme bahanesiyle kulağına bişeyler fısıldadı. Ben Gamze'nin hemen yanında olduğum için bunu fark etmiştim. Eymen ve Furkan'ın Mustafa'nın yaptıklarından haberi yoktu. Araları açılmasın diye saklamıştım. Herşeyi sadece Gamze'ye anlatabilmistim. Sonuçta Mustafa onun abisiydi. Selamlaştıktan sonra Mustafa'nın üzerimdeki gözlerine aldırmadan Saliha teyzeye koştum. Onu kocaman öptükten sonra dört ayın acısını çıkarır gibi uzunca sarıldım.

"Nasılsın bakalım sultanım? "

"Oyy benim güzel kızım gelmiş nasıl olabilirim " deyip "elimi sıktı.

Canım Saliha teyzem nasılda zayıflamış, nasıl da çökmüştü. Uzun süredir hastalıkla mücadele etmek onu bitap bırakmıştı.

"Ayyyy az daha unutuyordum " deyip ayakkabılarımı çıkarırken kapının yanındaki portmantoya bıraktığım gülü hatırladım. Hemen bıraktığım yerden alıp gülü Saliha teyzeye verdim.

"Harun amcanın bahçesinden Saliha sultan taze gül" dedim ve Saliha teyzenin yüzündeki gülümsemeyi gördüm. Hep birlikte sohbet muhabbet derken iki saati geçirmiştik. Bu süre zarfında Mustafa tek bir an bile gözünü benden ayırmamış pek fazla da konuşmamıştı. Harika geçen iki saatin ardından üçümüz Saliha sultanın yanından ayrılıp eve doğru çıkmıştık. Yürürken Eymen'in sorusu beni tedirgin etti. Birşeyler sezmiş gibi konuşuyordu.

"Bu Mustafa'nın derdi ne böyle ? Sohbete katılmaz, konuşmaz, gelmez gitmez, Gamze'ye baskılar falan ne oldu da bu adam böyle oldu, sorunu ne bunun ?"

"Bilmem ki anlamadım ben de " deyip farklı bir konu açmak için düşünmeye başladım.

"Bi de şey gibi abla ya sürekli sana dikti gözlerini bugün tuhaf tuhaf bakıyordu. Bana mı rastgeldi bilmiyorum ama ben öyle gördüm" diye ekleyince Furkan da. Yandığımın resmidir diyerek söyleyecek söz aradım.

"Senle bi sorun mu ki ?"

"Bilmiyorum dedim ya Eymen "

Yalan söylemeyi beceremeyen ben başka birşey diyemiyordum. Eğer Eymen durumu öğrenirse kesinlikle Mustafa'yla kavgaya tutuşur, belki de iş babama kadar ulaşırdı. Işte bu asla kaldıramayacağım bir durum olurdu. Babam bu tip konularda asla söz hakkı tanımazdı. Sonunda Eymen daha fazla soru sorup kurcalamadan eve gelmiştik. Iyice yorulmuştuk hepimiz. Bütün mahalleyi gezdikten sonra bide Saliha teyzeyi ziyaret etmiştik. Eve geldiğimizde babamın da evde olduğunu gördüm ve koşarak babamın o sıcak kolunun altına girip oturdum. O sırada babam haber izliyordu. Haber izlerken bildiğin televizyonun içine girerdi. Babamı televizyonun içinde bırakıp akşam yemeği hazırlığı yapan anneme yardım etmek için mutfağa girdim. Yardıma gerek kalmadan anneciğim zaten bütün yemekleri hazırlamıştı. Bana da sofrayı kurmak kalmıştı. Sofrayı kurduktan sonra herkesi yemeğe çağırdım ve hep beraber sofraya oturduk. Annem yine elinin lezzetini yemeğe aktarmıştı. Ben ne zaman böyle güzel yemekler yapacağım acaba...

KARAGÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin