Yatağımda biraz dinlendikten sonra tavanla bakışmayı kesip yataktan kalktım. Yiyecek birşeyler bulmak umuduyla mutfağa doğru yöneldim. O sırada kapının yanındaki zarfı görünce sabahı hatırladım ve zarfı elime alıp yeniden fotoğrafı incelemeye başladım. Gerçekten fotoğrafı çeken kişiyi bulmaya karar vermiştim. Aslında sınavlarım bu kadar yakınken bununla uğraşmak istemesem de kapıma kadar gelip fotoğrafı bırakan kişiyi bulmalıydım. Fotoğrafı çantama sıkıştırıp mutfağa girdim açlığımı giderecek birşeyler aradım fakat bulamayıp dolabın kapağını kapattım. Uzun süredir market alışverişi yapmamıştım. Sonra aklıma fırındakı üzümlü kek gelince sevindim ve hemen fırını açıp keki çıkardım. Dolapta son bir bardak kalmış olan portakal suyunu da bardağa doldurdum ve masaya kuruldum. Kek ve portakal suyuyla karnımı doyurduktan sonra biraz sınavlarıma çalışmaya karar verdim. İki gün sonra ilk sınavımı olacaktım ve ben hala hiç çalışmamıştım. Masayı toparlayıp odama gittim. Canım ders çalışmak istemiyordu fakat sınava gerçekten az kalmıştı bunu kendime hatırlatıp çalışma masama oturdum. Neredeyse iki saat kadar ders çalıştıktan sonra daha fazla çalışmak istemeyerek masadan kalktım. Biraz balkona çıkıp hava almanın iyi geleceğini düşünerek balkona çıktım. Hava serin ve rüzgarlıydı. Üzerimde ince yarım kol bir t-shirt ve altımda da kapri olduğundan biraz üşüdüm ve üzerime hırka almak için içeriye girdim. Kahve içmenin de iyi olacağını düşünerek kahve yapmaya karar verdim. Suyu kaynattıktan sonra kahve aramaya başladım ve bittiğini anlayınca kesinlikle en kısa zamanda hatta şuan markete gitmem gerektiğine karar verdim. Saate baktım saat sekize beş vardı. Marketin kapanmasına henüz bir saat olduğunu görünce sevindim ve hazırlanmak için odama girdim. Hemen üzerime birşeyler geçirip evden çıktım. Yirmi dakika sonra marketteydim. Bütün reyonlara uğrayıp ne bulduysam sepete doldurdum. Sonra biraz abrttığımı fark edince aldıklarımdan gereksiz olduğunu düşündüğüm şeyleri bıraktım. Kasada aldıklarımın parasını ödedikten sonra bunları nasıl taşıyacam diye söylene söylene marketten çıktım. Kapının önündeki marketin servis arabasını görünce mutlu oldum ve hemen bu saatte servisin çalışıp çalışmadığını sordum. Olumlu cevap alınca sevindim ve servise binip evin yolunu tarif ettim. Evim zaten yakın sayılacak bir mesafede olduğu için kısaca sürede apartmanın önündeydik. Şoför poşetleri arabadan indirmeme yardım ettikten sonra gitti. Poşetleri yüklenip apartmana gireceğim sırada arkamdan biri seslendi. " Yardım etmemi ister misiniz?" Konuşan kişiye baktım ve benimle aynı apartmanda oturan en alt katta oturan komşunun liseli oğlunu görünce memnun olup gülümsedim. "Sanırım yardımını geri çeviremeyeceğim" deyip çocuğa gülümsedim ve elimdekilerin bir kısmını ona uzattım. Birlikte marketten aldıklrımı evime kadar taşıdık tam kapının önüne geldiğimizde kapının önünde dikileni görünce adeta şok yaşadım. Mustafa burda benim kapımın önünde oturmuş beni bekliyordu. Gerçekten şuan şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemez haldeydim. Mustafa taa İzmir'den kalkmış İstanbul'a gelmiş benim evimi bulmuş ve şuan beni bekliyordu. Sonra yanımda duran Mert'i hatırlayınca poşetleri ondan aldım ve teşekkür ettim. Mert de bana bir gülümseme verip evine gitti. Kapımın önünde dikilen Mustafa elimdeki poşetleri görünce yardıma geldi ve hepsini aldı. Poşetleri Mustafa alınca bende çantamdan anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım sonrada Mustafa'nın elindekileri ondan alıp eve girdim. Şaşkınlıktan tek kelime edememiştim. Poşetleri elimden bıraktım ve kapıda duran Mustafa'ya döndüm. Hala ne diyeceğimi kestirmeye çalışırken bana bakan Mustafa
"Hoş geldin demek yok mu?" deyince
"Hoş geldin ama neden geldin evi nasıl buldun?" diye sordum.
"Çok özledim seni görmeye geldim kısacık. Burayı bulmak zor oldu ama sonunda buldum" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAGÖZ
Fiksi RemajaHer asla aslında bir evet barındırır.... Asla yapmam dediği şeyleri günü gelince tek tek yapan bir adam... Herşeyim dediği babasını geri kazanmak uğruna evliliği çıkış yolu olarak gören bir genç kız ve onu deliler gibi seven bir adam... Peki ya aşık...