Düğün

286 64 46
                                    


Herkese merhaba :) Çok sevgili okuyucularım söylediğim zamandan biraz geç geldi. Gecikme için kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz. Okuduktan sonra o güzel yorumlarınızı ve voteleri bekliyorum. :) Keyifli okumalar :) Yaptığı güzel yorumlar ve verdiği güzel fikirlerle griyeyolculuk adlı kullanıcıya teşekkür ediyorum :) 



Mustafa'yla yaptığımız bağrışmalı konuşmanın ardından sahilde yürümeye başladım. Mustafa'nın söylediklerini aklım almıyordu. Resmen elindeki fotoğraflarla bana şantaj yapıyordu. Daha iki yıl öncesine kadar abim dediğim adam, güvendiğim adam, babamın hassas noktasını kullanarak beni tehdit ediyordu. Karşılığında istediği şeyse akıl almaz bir saçmalıktı. Evlenmekten bahsediyordu. Ben ve Mustafa. Olacak şey değildi. Kafamda bunlar rüzgara karşı yürüyordum. Sonra rüzgarın dağıttığı siyah, uzun saçlarımı elimle geriye iterek önümdeki banka oturdum. Daha fazla dayanamayacağım aşikardı ve tam tahmin ettiğim gibi de oldu. İri koyu kahve gözlerimden akan yaşlar, sinirden kızarmış olan yanaklarımdan süzülmeye başladı. Gözlerimi rüzgardan dolayı deli dalgalar olan denize dikmiş, öylece oturuyordum. Ne kadar oturdum bilmiyorum ama uzun süredir aynı şekilde oturduğum, oturmaktan ağrıyan popom sayesinde ortadaydı. Kafamdakilerle boğuşmayı bırakıp eve gitmeye karar verdim. 

Eve geldiğimde saat dört olmuştu. Evde kimseyi bulamayınca şaşırdım. Bugün kimsenin bir planı yoktu bildiğim kadarıyla. Evde kimsenin olmayışını fırsat bilip Saliha teyzeyi ziyaret etmek üzere evden çıktım. Mustafa'yı orda görme ihtimali aklıma gelince vazgeçecek gibi olsam da yürümeye devam ettim. Zaten Mustafa yüzünden pek fazla ziyaret edemiyordum Saliha teyzeyi. Kapıyı çaldığımda Gamze'nin sesi duyuldu. Kapıyı açınca beni gördü ve o iri yemyeşil gözleri hemencecik kızgınlığa büründü. 

"Nerdesin sen ya! Şu telefonlarıma ne zaman cevap vereceksin acaba ? "

"Aman kızma gülücüğüm, duymadım telefonu ya "

"Hayır abimi ortalarda görmeyince tedirgin oluyorum. Sende yoksun kaç saattir aklım gitti ya "

"Konuşuruz bunları sonra, şimdi Saliha teyzeyi bir göreyim" deyip yanağına bir öpücük kondurup içeriye daldım. Odaya girdiğimde annem Saliha teyzenin yanındaki küçük koltukta oturmuş, Saliha teyzeyle fısır fısır birşey konuşuyordu. Benim geldiğimi fark edince ikisi de sustu. Ne oluyordu ki böyle? Ne karıştırıyorlardı ? 

"Saliha sultan nasılsın bakalım ?" deyip önce elini sonra yanaklarını kocaman öptüm. 

"İyiyim kızım, vaziyet gördüğün gibi yavrum" 

"Maşallahın var sultanım iyisin inşallah ya" 

"Annem evde kimse yoktu. Herkes nereye dağıldı." 

"Furkan Cüneyt'e gitti yine ne olduysa, Eymen de telefonla konuştu sonra çıktı." 

"Neyse alırız ifadelerini akşam"  deyip göz kırptım. Sonrada mutfakta ne yapıyor diye merak ettiğim Gamze'nin yanına gittim. Gamze tezgahın üzerindeki koca keki porsiyonlara ayırmakla meşguldü. Keki görünce " üzümlü mü o? " diye atladım. Üzümlü keke bayılırdım. 

"Evet ama sana yok, cezalısın" dedi somurtarak. 

"Ama bu çok büyük bir ceza, erteleme istiyorum" 

"Şimdi nerdeydin itiraf et, cezan büyümesin." 

"Sahildeydim. Biraz yürüdüm hava aldım." 

KARAGÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin