"İlk aşkın olmama izin verecek misin ?"

289 49 54
                                    

"Buyrun gelin bakalım. Ailenizle de bu konuyu etraflıca bir konuşalım. Gelin demek verdim demek değil. Burda aile reisi ben olabilirim ama ailece konuşulmadan, fikir alışverişi yapılmadan bir karara varılmaz. Gelin konuşalım." 

Babam sanırım ne dediğinin farkında değildi. Gelin konuşalım demişti. Allah'ım bu gece bu kadar şeyden sonra sabaha varırsam binlerce şükür edeceğim. Asla beklemediğim tepkiler veriyordu babam. Beni istemeleri için ailece Ömer'e buyurun gelin demişti resmen. Bu babamın yapacağı iş miydi yani. Peki ya ben. Ben ne yapacaktım şimdi ? Tanımadığım, tanımaktan kaçtığım bir adamın gelip ailesiyle beni istemesine göz mü yumacaktım ? Bana ne oluyordu böyle neden hiç bir tepki veremiyordum ? Bu adam nasıl bir adamdı böyle ?  Bana ne yapıyordu ? 

Babamın söylediği cümleyi ilk anda idrak edemeyen Ömer, yaşadığı şaşkınlığın ardından oturduğu yerden kalktı. Her ne kadar babamın verdiği tepkiden memnun olduğunu anlasam da yüzünden bunu okumak mümkün değildi. En son yarın görüşmek üzere deyip babamla el sıkıştı.Eymen onu kapıya kadar uğurladı. Bir saat içinde olan biteni kimse doğal karşılayamadığı için herkes suskun bir vaziyette yerlerine yeniden oturdu. Babam, benim canımın içi babam yine bana danışmadan benimle ilgili bir konuda karar verebilmişti. Bana sormadan beni istemek üzere Ömer ve ailesini evimize kabul etmişti. Bunu hazmedemeyeceğimi biliyordum ama şuanki sessizliği korumaya karar vererek beş dakika daha konuşmadım. Daha önce son derece sakin kendi halinde bir aile iken son haftada yaşadığımız şeyler herkesi farklı biri olmaya sürüklemişti. Herkes suskundu, herkes kendi içinde yaşamaya başlamıştı herşeyi. Mesela normal şartlarda çenesini kapatamadığımız Furkan bu günlerde dilini yutmuş gibiydi. Bunların hepsi benim yüzümden miydi ? Beni etkileyen herşey bütün aileyi etkiliyordu. Bu durum bana iki kat acı çektirmeye yetiyordu. Annemin tek korktuğu şey birimizden birinin mutsuz olması iken, şuan annem de dahil olmak üzere herkes allak bullak olmuştu. Bu durum son bulsun diye herşeyi yapmaya hazırdım. Daldığım düşüncelerden çıkmamı sağlayan şey babamın oturduğu yerden kalkması oldu. Şuan konuşmalıydık babamla, hemen şimdi. 

"Baba, dur, konuşalım istiyorum." 

Bu cümleyi söyledikten sonra babamın adımları durdu ve bana döndü. O heybetli duruşuna yakışır olan bakışlarının yerini derin düşünceler almıştı. O da böyle olmasını sevmiyordu biliyorum. Ama yine de vazgeçmiyordu aynı tavırları sergilemekten. Konuşmalıydık artık bu böyle süremezdi. Babam da ben de içimizi dökmeliydik birbirimize. 

"Saklanma artık baba. Çekilme sessiz sedasız kabuğuna. Sende yapamıyorsun, inat etme ne olur artık. Otur konuşalım."

Daha fazla dayanamayacağım aşikardı. Annem yüreği ağzında kimi destekleyeceğini bilemez halde öylece aramızda kalakalmıştı. Bu konuşmanın artık olması gerektiğine herkes hem fikirdi. Bu sebeple herkesin bakışları bana onay verir biçimdeydi. Babam inadı bırakıp yerine tekrar oturduktan sonra konuşmak istediğim ne varsa konuşmaya karar verdim. Susmayacaktım. Artık susamazdım da.

"Baba bunu nasıl yaparsın ? Nasıl bana sormadan gelin buyrun dersin ? Babacım, istemekten bahsetti sana bilmem farkında mısın ? Bana da sorman gerekmez miydi ? Benim hayatım zerinde tasarruflarda bulunuyorsun hem de bana sorma gereği duymadan. Yapma babacım Allah aşkına sen böyle bir baba mısın ? Kızının geleceğini nasıl böyle çöpe atarsın ? "

Buyrun bir de burdan yakın. Babamın hala ağzını açıp birşey söylemek gibi bir niyeti yoktu anlaşılan. Anneme bakıp yalvarır gibi ondan yardım istedim. Şuan annemden başkası yardım edemezdi. Durumu anlayan annem de bana destek niteliğinde birkaç kelime söyledi. 

"İhsan, tamam artık yeter kahretmeyin beni de kendinizi de. Konuşun kapansın bu mesele artık."

"Ne dinleyeyim, sen söyle Zehra. Daha ne olacak bu evde. Daha neler öğreneceğim. Sevdiğim var dedi sesimi çıkarmadım. Bunlar benim susacağım şeyler mi ? Kaldıramıyorum Zehra, kaldıramıyorum bunları."

KARAGÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin