Bu da bölüm atmadığım 4 günün acısı olan günün ikinci bölümü...*****
Aklımız sakinleşmişti ama biz hala bu köşkteydik. O kız yok olduktan sonra köşkte herhangi bir sorun olmaması hoşuma gitmişti. Ayrıca, her ne kadar tozlu olsa da, oturacak ve yatacak yerler vardı. Bir oda bulmuştuk ve baştan aşağı karartılmış duvarları vardı. Dipsiz bir kuyuyu andırıyordu ya da büyük ve kirli bir fanteziyi. Etrafa dağılmış oturuyorduk ve bu sırada da Namjoon, sorulan bir soru üzerine açıklama yapıyordu.
"O gece evimizin önünde, o kadını öldüren bir tilkiydi. Az önceki tilki olduğunu düşünüyorum. Bu mevzuyu bilmeyenler için bir uyarı. Tilkileri dönüşmedikleri ayırt etmek imkansızdır. Onlar da tıpkı bizim gibi insan formuna girebilir."
Bu gayet açık bir uyarı olmuştu ve tilkilerin aslında nasıl göründüğünü anlamıştım. Farkında olmadan söyledim ve tabi duyulmuştu.
"Çok tehlikeli olup masum duranlardan.
"Aynen öyle Sunyeon," dedi Taehyung ve ondan sonra Namjoon ellerini birbirine vurdu.
"Evet! Bunu bir kenara atalım ve sana gelelim..." dedi ve bakışlarını Jaehwa ile el ele tutulan Seojun'a yöneltti.
"...Seojun," diye ekledi ve Yoongi konuştu.
"Nasıl yakalandın?"
Seojun'a baktım. Elini Jaehwa'nın elinden çekmek istedi ama Jaehwa onun elini tuttu, bırakmadı. Seojun ona şaşkın bir bakış attıktan sonra Yoongi'ye bakıp konuştu.
"Her şey çok ani gelişti. En son... Jungkook'a saldıracak bir zycon vardı ve onunla ilgileniyordum."
Seojun anlatırken herkes onu dinliyordu. Jungkook bacak bacak üstüne atmıştı ve ellerini iki yanına, kanepeye yerleştirmiş başını yana eğerek Seojun'a bakıyordu.
"Sonra aniden güç kaybı yaşadım ve kendimi yerde buldum. Jaehwa'nın yere düştüğünü gördüm. Harekete geçecekken beni şoka sokan bir şey oldu. Ben, onu kurtarmıştım. Siz o şeytanla ilgileniyorken benim kılığıma giren neydi bilmiyorum ama her şey böyle oldu."
Aramızda bir sesizlik oldu. Jaehwa unnie'nin yere düştüğünü ve Seojun tarafından kurtarıldığı ana şahit olmuştum. Ama bizimkiler de o esnasa zaten şeytan ile ilgileniyordu. Ama Minji o şeytanın Seojun'un kılığına girdiğini söylemişti. Bu nasıl oluyordu? Namjoon kaşlarını çattı, düşünüyordu. O sırada Jae unnie'nin sesini duydum.
"Ama senin kılığına girenin o şeytan olduğunu söylediler."
Seojun şaşkınca Jaehwa'ya baktı. Ben de şaşkındım evet. Yoksa onlardan birden fazla mı vardı? Seojun ve Jae unnie bakışırken; Jungkook, Namjoon, Minji ve Chungae dörtlüsü de birbirine bakıyordu. Bize söylemedikleri bir şey mi vardı? Seojun'un sesini işittim.
"Nasıl? Kim dedi?" diye sormuştu ve bize döndü.
"O şeytanla savaşıyorken oldu bunlar. Benim kılığıma girmesi imkansız!"
Minji, diğer üçlüye bakmayı kesti ve Seojun'a bakarak kesin bir dilde, "Benim gördüğümü yargılama!" dedi. Ardından Chungae unnie konuştu.
"Beni iyi dinleyin. Bir mevzumuz var. Seojun'un kılığına giren şeytan bir Eirene şeytanıydı, bu kesin bir şey," dedi ve kimse araya girmeden derin bir nefes alıp açıklamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion⁴ : Tilki
Vampire~~ "Oturmak ister misin?" diye sorduğunda başını olumlu anlamda salladım ama oturmadan önce görüş alanıma bir şeyler girdi. Şu an beni tutan Jungkook'u görmem gerekirken onu görmüyordum. - Malikaneye yakın bir yerdi, fazla yakın. Ağaçlık alanın oldu...