~Yazarın anlatımı~Hepsi Namjoon'un dediğini yapıyordu. Kalabalık oldukları için kaybolmak çok daha kolaydı. Biri başka şeyle ilgilenirken diğeri kaybolabilirdi. Bu yüzden herkes kendi eşinden sorumluydu. Herkes bu şekilde birbirine sahip çıkarsa sorun çıkmadan amaçlarına ulaşır ve geri dönerlerdi.
Karanlık Geçit dünkü Vixen gecesi yüzünden karmakarışık olmuştu. Yerlerde zycon ölüleri vardı. Hatta vampir ölüsü görmek de mümkündü.
"Sizce bunları birbirlerine mi yaptılar yoksa işin içinde tilkiler mi var?" diye sordu Chungae gözlerini yerde gezdirirken.
"Bilmiyorum. Ama bence tilkiler daha ağır basar."
"Neden ki?"
"Dün evimizin önünde bir kadını öldürdüler," diyen Jimin'e şaşkınca baktılar.
"Tilkiler mi? Emin misin?"
Jimin, soruyu soran Jinkyong'a bakış attı. Jinkyong da bilirdi, Jimin emin olmadan konuşmazdı.
"Oh, üzücü..." dedi Jinkyong ve elini saçına götürdü.
Herhangi bir tehlike karşısında hazırlıklı olmak adına her yeri kontrol ederek yürüyorlardı. O esnada kısık sesle bir soru soruldu ama sadece bir kişiye. Diğerleri duymamıştı.
"Benimle baş başa kalmaktan bu kadar mı rahatsız oluyorsun?"
Bir süre sorusu cevapsız kalınca sinirle güldü ve, "Hah, tabi," diye söylendi ve yoluna devam etti.
"Bana mı dedin?"
"Hayır. Kafana göre takıl," diye yanıtladı Sehun ve ona bakmadan yürümeye devam etti.
Hepsi sadece etrafına bakınıyordu. Neyse ki dünkü gece yüzünden ortalık sakindi. En fazla bir kurt sürüsüne rastlanırdı. Ama dert edilecek bir şey vardı aslında. Peşinde oldukları Seojun ve Mingwon'un sürüsü bir kristale bağlı değildi. Bu yüzden tilkilerin onları büyülemiş olması an meselesiydi. Ya da daha kötüsü, ölmüş bile olabilirlerdi. Jaehwa korkuyla konuştu.
"Dün gece öylece durduk! Ya şu ana kadar öldülerse ne olacak?! Bunun yükünü üstlenecek misiniz?!" dedi ve duraksayıp diğerlerine döndü. Onlar da Jaehwa yüzünden durdu.
"Jae biraz sakin ol. Onların iyi olduğundan-"
"Emin misin? Nasıl emin olabiliyorsun!? Her yerde 'onlar ölmedi hayatta' falan mı yazıyor? Ben neden göremiyorum!?"
"Hey! Bu konuda asla beni yargılama. Hala hayatta diyorsam hayattadırlar," dedi Taehyung sinirle.
Hisleri asla yanılmazdı onun ve şu anda da hala onların varlığını hissediyordu. Yürümek için bir adım attı ki Jaehwa yine konuştu ama bu sefer ağlıyordu.
"Bir kere bile beni dinlemiyorsunuz. Şu an onları hissediyor olabilirsin ama yaralı olup olmadıklarını hissedemezsin. Belki yaralılar, durumları kötü, Seojun'un beslenmesi gerek? Bunu nereden bileceksin söylesene!"
Deminden beri susmak için kendini zorluyordu Jungkook ama daha fazla dayanabileceğini düşünmüyordu. Jaehwa hala konuşuyordu.
"Söyle Taehyung, söyle! Bunu nasıl bilebilirsin!?"
Jungkook sesini yükselterek araya girdiğinde herkes ona baktı.
"Bu şimdi mi sorun oldu yani!? Dün aklın neredeydi? Dün neden bu kadar yırtınmadın!? Yaralı ya da değiller bunu bilmiyoruz. Ama burada bekleyip senin aptal tavırlarını çekmeye devam edersek, belki de her şey için geç olacak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion⁴ : Tilki
Vampiros~~ "Oturmak ister misin?" diye sorduğunda başını olumlu anlamda salladım ama oturmadan önce görüş alanıma bir şeyler girdi. Şu an beni tutan Jungkook'u görmem gerekirken onu görmüyordum. - Malikaneye yakın bir yerdi, fazla yakın. Ağaçlık alanın oldu...