O kadar hızlı yazdığım bir bölüm ki yazım yanlışları olma ihtimali çoook yüksek. Offf, bölümü yazarken ateş bastı! İyi okumalar arkadaşlar ;)Yazardan devam...
Görüş açısının neden kapandığını bilmeyen Jungkook kendisini sadece Taehyung'a bırakmıştı. Bu başlarına kötü bir şeyin geleceğinin habercisiydi. Taehyung bir yandan Jungkook'un ani gelen sancısı yüzünden stres altındayken, bir yandan da her yerde Yunhee'yi görmeyi umuyordu.
'Hyung neredesiniz? Jungkook kötü ve yardım gerek' diyerek hala telekinezi yoluyla Namjoon ve diğerleriyle iletişim kurmaya çalışıyordu.
Jungkook bir kez daha acıyla inlediğinde eli kalbini buldu. Bu sefer Taehyung'un gücü de onu tutmaya yetmeyerek ikisi de yere düştü.
"Jungkook! Kendine gel! Hey!" diyerek Jungkook'u uyandırmaya çalışıyordu.
"Hadi ama bu kadar kolay mı pes edeceksin!"
Jungkook inledi ve başını kaldırıp Taehyung'a baktı. Sırıttı.
"Pes etmek mi? Sadece acıyor, bu pes ettiğim anlamına mı geliyor?"
Taehyung bundan memnun kalarak gülümsedi. Başını olumlu anlamda salladı ve Jungkook'a destek olmaya devam etti. Yunhee ise sonunda kendi sesini duyurmuştu.
"Görüşmeyeli nasılsınız?" diye soruyordu uçarak Taehyung ve Jungkook'un yanına gelmiş bir şekilde. İkisi de Yunhee'ye baktı. Konuşmayı Jungkook başlattı.
"Senin amacın ne ha?! Önce bize yardım ediyor, sonra da tuzağa düşürüyorsun! Ne zaman bu kadar düştün Yunhee!?"
Jungkook ayaklanmayı başarmıştı. Sancısı o kadar fazla yoktu. Taehyung da ayaklanmış ve savunma pozisyonuna geçmişti. Şu anda saldırmak onların aleyhine olurdu çünkü bulunduklarını ortam onları zayıf düşürüyordu. Yunhee avantajlıydı.
Jungkook'un görüşü hala kapalı olsa hisleri yerindeydi. Gözleri simsiyahtı ama bu iblis dönüşümü geçirdiği için değildi, göremediği içindi.
"Ben düşmedim eski sevgilim. Siz beni bu hale getirdiniz," dedi ve yere inerek uçmayı kesti. Taehyung Jungkook'u arkasına aldı.
"Ne istiyorsun Yunhee!?"
"Pek bir şey değil. Amacım sadece..." dedi ve tehlikeli bir şekilde sırıttı fakat cümlenin devamını getirmek yerine saldırmayı tercih etti.
"Jungkook! Atağa geçti!" diye bir uyarıda bulunan Taehyung üzerine, Jungkook son zamanlarda ustalaştığı iblisine dönüştü.
Jungkook şu anda resmen karanlık bir dumandan ibaret olduğu için Yunhee'nin saldırıları onun içinden geçmişti. Taehyung'un iniltisini işittiğinde göremediğine lanet etti.
"Hyung!" dedi telaşla ama Taehyung'tan olumlu cevap aldı.
"İyiyim Jungkook, yanındayım."
Taehyung'un sesi cidden de yakından geliyordu. Rahatlamıştı. Göremediği için Jungkook şu anda çok zayıf bir halkaydı. Zaten amaç da bu değil miydi? Jungkook içindeki iblisinin sesini duydu.
*Onlar bilerek yapıyor. Seni yönlendireceğim, kurda dikkat et*
Jungkook başını olumlu anlamda salladı ve elini sapa uzatarak, "Tae hyung, orada mısın?" diye sordu.
"Buradayım ama Yunhee, yine kayboldu," derken de etrafına bakınıyordu. Bu paralel evrendeki karanlık, Jungkook ve Taehyung her ne kadar karanlıktan besleniyor olsa da onları güçlendirmek yerine tüketiyordu. Çünkü bu karanlık yer bir paralel evrendi, halüsinasyon.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion⁴ : Tilki
Vampire~~ "Oturmak ister misin?" diye sorduğunda başını olumlu anlamda salladım ama oturmadan önce görüş alanıma bir şeyler girdi. Şu an beni tutan Jungkook'u görmem gerekirken onu görmüyordum. - Malikaneye yakın bir yerdi, fazla yakın. Ağaçlık alanın oldu...